Yenidüzen Gazetesi’nden Mert Özdağ ile 2013 yılında “askerlik” üzerine gerçekleştirdiğim röportajın tam metni:
1- Askerlik konusunu gençliğin bir sorunu olarak görüyor musunuz? Neden?
Askerliği sadece gençliğin değil dünyanın bir sorunu olarak görüyorum. Askerlik dediğimiz şey Militarizm’dir. Yani silah, savaş ve ölüm demektir. Dünyamız üzerinde yaşayan dili, dini, ırkı, cinsel yönelimi ne isterse olsun herkesin özgürce yaşaması bir insan hakkı iken, askerlik kurumunun varlığı her şeyden önce insanlık için bir tehlikedir. Çünkü askerliğin olduğu herhangi bir yerde özgürlüklerden, demokrasiden, insan haklarından söz etmemiz mümkün değildir.
Hele adamız için askerlik bir o kadar daha tehlikelidir. Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde var olan askerlik sistemi adanın bölünmüşlüğünün adeta sigortasıdır. Çünkü militarizm sadece silah ve savaş değildir; milliyetçiliktir, ötekileştirmedir, emir-komuta zinciri ve gericiliktir.
Kişinin bireysel özgürlüğünü elinden alan, kişiliğine ve karakterine müdahale eden, düşünce ve inançlarını değiştirmeye çalışan askerlik sistemi ülkenin bir çok alanında kapanmaz yaralar açmakta, sorunlar yaratmakta ve hayatı olumsuz etkilemektedir.
Askerlik, “üniversiteli işsizler ordusu”nun yaratıcılarındandır. Göçün ana nedenidir. Ülkemizin en güzel yerlerinin “yasak bölge” ilan edilmesidir. Zanaatcıların yok olup herkesin akademik eğitim almasının esas sebebidir. Saysam daha bir çok olumsuz sonucu ekleyebiliriz bu listeye.
Kıbrıs’ta var olan askerlik sisteminin gereksizliğine her zaman verdiğim örneği burda da tekrarlamak isterim; Kıbrıs’ı bölen sınırların her iki tarafında askerler çaprazda nöbet beklerken sözde düşmanlarımızın nöbet noktasının yanından bize selam vererek geçmesi sanırım ülkemizdeki askerliğin mantık ile olan savaşına, gereksizliğine en önemli örnek olacaktır.
2- Türkiye’de ve güney Kıbrıs’ta gündeme gelen askerlik süresinin kısaltılması konusunda Kıbrıs’ın kuzeyinde de adım atılması konusunda görüşünüz nedir?
Öncelikle şunu söylemeliyim ki askerlik sorununa sürenin kısaltılması ile çözüm bulunacağına inanmıyorum. Özgürlük ve demokrasinin, insan haklarının bir gün dahi kişinin elinden alınmasının kabul edilebilecek bir tarafı yoktur. Bu sebeple “Zorunlu askerlik zulümdür” söylemine sonuna kadar katılıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs’ın kuzeyi ve güneyinde zorunlu askerlik uygulaması uygulanmaktadır. Türkiye’de 15 ay olan askerlik süresi 12 aya indirilirken, Kıbrıs’ın güneyinde 24 ay olan sorunlu askerliğin 20-21 aya düşürülmesi konuşulmaktadır. Kıbrıs’ın kuzeyinde ise malesef bu konuda adım atacak bir siyasi irade olduğuna inanmıyorum. Zaten Sn. Başbakan daha ilk günlerden böyle bir adıma olumsuz yaklaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kontrolü altındaki Kıbrıs’ın kuzeyinde, Türkiye’de adım atılırken adım atılmaması kanımca oldukça trajikomik bir durumdur.
Her ne kadar zorunlu askerliğe karşı olsamda askerlik süresinde ve/veya koşullarında yapılacak her türlü iyileştirme elbette insan haklarına yapılan tecavüze bir gedik açma olacaktır. Kıbrıs’ın kuzeyinde 15 ay er, 12 ay çavuş olarak uygulanan askerlikten bir gün dahi kesilmesi sorunu elbette çözmeyecektir fakat bu zulümden bir gün eksiltecektir.
3- Vicdani ret ve profesyonel askerlik konusunda ne düşünüyorsunuz?
Zorunlu askerliği zulüm gören biri olarak vicdani reddin tartışmasız bir şekilde hak olduğunu düşünmekteyim. İnsan hakları ile ilgili alınmış kararlar ortadadır. Dünyanın bir çok ülkesinde uygulanan vicdani ret kişilere verilen bir lütuf ya da müsamaha değildir. En başta anayasal bir haktır. Kimse kimseye zorla alıkoyorak, eline silah vererek, bir başkasını öldürmek için eğitim verememeli. Nasıl ki sivil hayatta bu cezai bir suçsa ve zorla yaptırılamazsa bunun devlet tarafından yapılmasıda mümkün olmamalı. İşte bu yüzden vicdanının sesini dinleyenlerin reddi en başta demokratik yasalarla yönetildiğini iddia eden ülkelerde bir hak olmalıdır.
Profosyonel askerliği ise zorunlu askerlikten ayrı, daha demokratik bir uygulama olarak görmüyorum. Militarizmin amatörü, profosyoneli, paralısı, parasızı olmaz. Militarizm militarizmdir. Malesef ülkemizde kendini siyasetin solunda konumlandıran kişilerin ve partilerin profosyonel askerliği önerdiklerini biliyorum. Bu oldukça üzücüdür. Militarzmi bir mesleğe dönüştürüp hayat tarzı yapmak, paralı askerlere sahip olmak en az zorunlu amatör askerlik kadar tehlikelidir.
Adamızın tekrardan birleştirilmesi ve ortak bir çatı altında birlikte yaşama çabalarının tekrardan gündeme geldiği bugünlerde özellikle çözümü ve barışı talep edenlerin yapması gereken ilk şey vicdanlara özgürlüğünü iade ederek zorunlu askerlik uygulamasının bir an önce ortadan kaldırılmasıdır. Eğer askerlerden ve silahlardan arındırılmış bir Kıbrıs’a yürüyeceksek bunun yolu önce birbirimize silah doğrultmaktan vazgeçmektir, en azından doğrultmak istemeyenlere özgürlük tanımaktır.
İnsanların, ekolojinin, kısacası dünyanın özgürlüğüne kimse yasak koymamalı, koyamamalı.
Nuri Sılay
28/10/2013