Buna göre iklim krizinden en çok etkilenen on ülkenin temsilcilerinden daha fazla fosil yakıt lobicisi COP27’ye katılmak için kaydoldu.
Bu, Glasgow’daki geçen yılki iklim görüşmelerinde sayılan 503 fosil yakıt lobicisine kıyasla yüzde 25’ten fazla bir artış olduğunu gösteriyor.
Örgütler bunu, “Veriler halihazırda sivil toplum sansürü ve kurumsal etki suçlamalarıyla dolup taşan iklim görüşmelerinde fosil yakıt endüstrisinin etkisinde bir artış olduğunu göstermektedir” şeklinde değerlendirdi ve şu açıklamayı yaptı:
“Tütün lobicileri sağlık konferanslarında hoş karşılanmaz, silah tüccarları ticaretlerini barış sözleşmelerinde teşvik edemez. Dünyanın fosil yakıt bağımlılığını sürdürenlerin iklim konferansının kapılarından içeri girmesine izin verilmemeli.”
Araştırmacılar, bu katılımcıların doğrudan Shell, Chevron ve BP gibi fosil yakıt şirketleriyle bağlantılı olduğunu veya fosil yakıt endüstrisi adına hareket eden delegasyonların üyeleri olarak katıldığını belirtti.
COP27, “Afrika COP’u” olmasına rağmen, Afrika kıtasındaki herhangi bir ulusal delegasyondan daha fazla fosil yakıt lobicisi kayıtlı.
Rapora göre toplamda 29 ülkenin ulusal delegasyonlarında fosil yakıt lobicileri var. Birinci sıradaki BAE’den sonra Rusya 33 kişi ile ikinci sırada yer alıyor.
Araştırmacılar, verilere doğrudan fosil yakıt şirketleriyle ilişkisi olanların yanı sıra fosil yakıt endüstrisini temsil eden ülke delegelerinin de dahil edildiğini belirtiyor. Bu verilere göre, zirvede Porto Riko, Myanmar, Haiti, Filipinler, Mozambik, Bahamalar, Bangladeş, Pakistan, Tayland ve Nepal olmak üzere iklim değişikliğinden en çok etkilenen 10 ülkenin toplam delegelerinden daha fazla fosil yakıt lobicisi COP27’de varlık gösteriyor.
Zirvedeki en büyük delegasyon ise gelecek yıl COP28‘e ev sahipliği yapacak olan Birleşik Arap Emirlikleri‘nden (BAE). Geçen yıl COP26’ya 170 delege gönderen BAE’yi bu yıl Mısır’da 1.070 kişi temsil ediyor. Global Witness analizi ise, BAE delegasyonununa 70’inin fosil yakıt endüstrisiyle bağlantılı olduğunu tespit etti.
Rusya‘dan zirveye katılan 150 kişinin 33’ününde petrol ve doğalgaz lobicisi olduğu aktarılıyor.
Kötü bir şaka
Küresel Güney aktivistleri, yerli topluluklar ve iklim krizinin yükünü orantısız bir şekilde üstlenen diğer tüm toplulukların Şarm El-Şeyh’teki yüksek maliyetler, vize zorlukları ve ev sahibi ülkenin baskıcı eylemleri nedeniyle görüşmelerden dışlandığına dikkat çekilen raporda grup sözcüleri şu açıklamayı yaptı:
“İklim felaketini önlemek için zaman daralıyorken, COP27 gibi büyük müzakereler, iklime diğer endüstrilerden daha fazla zarar veren fosil yakıt endüstrisinin zehirli uygulamalarını durdurmak için kesinlikle somut adımlar atmalıdır. Bu endüstrinin lobicilerinin bu görüşmelerdeki olağanüstü varlığı, bu nedenle hem insanlar hem de gezegen adına kötü bir şakadır.
Bu, dünyanın dört bir yanındaki insanların yüksek enerji fiyatlarının neden olduğu mali sıkıntılardan ve iklim krizinin feci etkilerinden milyonlarca kişinin daha muzdarip olduğu bir zamanda yaşanıyor. COP27, ihtiyaç duyulan gerçek iklim eyleminin başlangıcı olmaktan çok, son zamanlardaki aşırı karlarla güçlenen fosil yakıt endüstrisi ve onların kirletici arkadaşlarının festivaline dönüşüyor.
Hükümetlerin kirleticilerin denetiminden çıkmalarının, akıllarını başlarına almalarının ve COP27’nin olması gereken başarıya ulaşmasına yardımcı olmalarının zamanı geldi.
COP’taki lobicilerin varlığı fosil yakıt endüstrisi ile bitmiyor.
Finans, tarım ticareti ve ulaşım gibi iklim krizine derinden dahil olan diğer kirletici endüstriler de bu özel analize dahil edilmese de mevcut.
Bu yeni bulgular, son yıllarda açık bir çıkar çatışması politikası oluşturarak BM’nin iklim müzakerelerinin bütünlüğünü korumaya yönelik çağrılarla eşleşiyor. Son yıllarda, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 70’ini temsil eden ülkeler, bu çıkar çatışmalarının ele alınmasını talep etti.
Bu yılki iklim görüşmelerinde eyleme geçme ihtiyacı her zamankinden daha da acil. İnkar eden, geciktiren ve dikkat dağıtan kirleticilere değil, adil ve hızlı bir geçiş için çağrıda bulunan insanları dinleyecek karar vericilere ihtiyacımız var. Onları kovmamız gerekiyor.”
Afrika Kurumsal Hesap Verebilirlik ve Kamu Katılımı’ndan Phillip Jakpor şöyle konuştu:
“Buna sözde Afrika COP’u denerek göstermelik destek verildi, ancak fosil yakıt delegasyonu herhangi bir Afrika ülkesinden daha büyük olduğunda, kıtadaki korkunç iklim etkilerini nasıl ele alınabilir? Dünya çapında 450’den fazla kuruluş, dünya hükümetlerini ilk günden beri yapmaları gerekeni yapmaya çağırıyor. Büyük Kirleticileri kovmanın zamanı geldi! Artık kuralları yazmak veya iklim görüşmelerini finanse etmek yok.”
‘Fosil yakıt endüstrisi fuarına benzemeye başladı’
Verileri yayımlayanlar arasında bulunan ve Corporate Accountability adlı kuruluşta kapmanyacı olan Rachel Rose Jackson, “COP27 bir fosil yakıt endüstrisi fuarına benzemeye başladı” dedi:
“Fosil yakıt endüstrisinin ölümcül bir gündemi var. Motivasyonları ise sadece kâr ve açgözlülük. İklim eylemi konusunda ciddi değiller, hiçbir zaman olmadılar ve olmayacaklar.”
Afrikalı lobiciler, rezervleri kullanıma sokmak istiyor
BBC’ye konuşan Afrika Petrol Üreticileri Örgütü Başkanı Dr. Omar Farouk İbrahim, “Masada değilseniz menüdesiniz demektir” diyor.
Afrika kıtasında elektriğe erişimi olmayan 600 milyon kişi olduğunu söyleyen İbrahim, kıtada petrol ve doğalgazın gelişimini destekleme yolunda müzakerecileri etkilemek için zirveye katıldığını paylaşıyor. Afrika’nın yenilenebilir teknoloji ve gelişmiş ülkelerden finansman karşılığında büyük petrol ve doğalgaz rezervlerinden vazgeçmesi gerektiği fikrini reddeden İbrahim, “Daha önce bizi hayal kırıklığına uğrattılar. Bu sefer de aynı şeyin olmayacağına dair bir garanti yok” diyor.
Ancak üst düzey müzakereleri etkilemek istediğini belirten İbrahim, bunun oldukça zorlu bir mücadele olduğunu aktarıyor:
“Buraya gelmek için para ödesek bile gelmemize izin vermeyecekler çünkü diğer tarafın sesinin duyulmasını istemiyorlar.”
Fosil yakıt atılımı
Son zamanlarda Avrupa‘da ve bazı diğer bölgelerde artan enerji talebi karşısında kaynaklarını kullanıma sokmak isteyen Afrika ülkeleri arasında bir “doğalgaz atılımı” yaşandığı da belirtiliyor.
Örneğin Senegal, yakın zamanda keşfettiği doğalgaz rezervini kullanıma sokmak isteyen ülkelerden biri.
Senegal delegasyonundan İdy Niang, “Bizim için önemli olan kaynaklarımızı ülkemizi geliştirmek. Ekonomimizi güçlendirmek için nasıl kullanabileceğimizi, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelere nasıl doğalgaz ihraç edebileceğimizi inceliyoruz” diye konuşuyor.
Kıtadan bazı katılımcılar ise iklim krizinin artık fosil yakıtları destekleyenlerin sesine yer vermek için fazlasıyla kritik durumda olduğu kanısında. Nijeryalı olan ve Public Participation Africa adlı bir sosyal yardım kuruluşunu temsil eden Phillip Jakpor, “Eğer sıtma ile mücadele etmeye çalışıyorsanız sivrisinekleri davet edemezsiniz” diyor: “Fosil yakıt endüstrisi ve lobisi tüm hızıyla devam ettiği sürece ilerleme kaydedemeyeceğiz ve ilerleme kaydedemedik.”