Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Ersoy, Kıbrıs’ın kuzeyinde iş verenlerin hukuksuzluğunu ve bu duruma göz yumulmasını eleştirdi.
Ersoy, Yakın Doğu Üniversitesi ve kurumlarından bahsettiği açıklamasında, bu güzide işverenin yanında 8 bin kişiyi çalıştırdığını, bankası, eğitim kurumları, turizm şirketi, hastaneleri, matbaası, süpermarketi vb saymakla bitmeyecek kadar alanda faaliyet gösterdiğini söyledi.
Çalıştırdığı emekçilerin önemli bir kısmının yatırımları asgari ücret üzerinden gerçekleştiğine değinen Ersoy, Sosyal Sigortalar Dairesi’nin de bu usulsüzlüğü bilmesine rağmen elleri mahkum, kudretli işverenin hukuksuzluğuna bir şey söylemediğini, gözlerini kapatarak vazifelerini yaptığını ifade etti.
“Sadece Sosyal Sigorta yatırımlarından değil ek mesailerden de çalıyor!”
Ersoy, “Meşhur “işveren” yasalara aykırı, hukuksuz bir şekilde çalıştırdığı emekçilerin geleceğinden çalıyorsa da, adi bir hırsız değil, güzide bir iş insanı o” dedi. Emekçilerden çalınan sadece Sosyal Sigorta yatırımları olmadığına dikkat çeken Ersoy, bu güzide işverenin ek mesailerden de çaldığını aktardı.
Yasaya göre hafta içi 1’e 1.1, haftasonu 1’e 1.5, resmi tatillerde 1’e 2 ödenmesi gereken ek mesailer, 1’e 0.75’den yatırıldığını ekledi. Ersoy, arada emekçiler “ama biz ek mesaiyi normal mesaiden daha düşük ödeniyoruz” demeye kalksa da “kurum politikamız böyle” cevabını aldıklarını belirterek, “sayıca fazla olsalar da, bütün işi onlar yapıyor olsa da sendikasız ve güvencesiz olduklarından greve çıkıp haklarını aramak ve bu hırsızlığa dur demek yerine çaresizce dönüyorlar işlerinin başına.” dedi.
“Ek mesailerin Sosyal Sigorta yatırımlarının yapılabilmesi için yıllardır tüzük yapılmadı”
Normal mesaiden daha düşük ücretlendirilen ek mesailerin 6 ay sonra hesaplarına yattığına dikkat çeken Ersoy, “güzide işverenin geçen sürede enflasyon olmuş, o para erimiş gitmiş pek de umurunda olmadığını, klasik araba koleksiyonundaki eksiklerini kapatmanın derdinde” olduğunu söyledi. Ersoy, ek mesailerin sosyal sigorta yatırımlarını istese de yatıramayacağını çünkü ek mesailerin sosyal sigorta yatırımlarının yapılabilmesi için yıllardır tüzük yapılmadığının altını çizerek, “Bak işte bu konuda güzide işverenimizi kimse suçlayamaz. Napsın eli kolu bağlı bu konuda.” dedi.
“Bir emekçiden 7.4 yıl çalınıyor!”
Ersoy, adanın kuzeyince sahte iş sözleşmelerinin sayısı yanında sahte diplomaların sayısının esamesi okunamayacağını, özel sektörde sahte iş sözleşmelerinden fazla olan tek şeyin yatırımsız gerçekleşen ek mesai saatleri olduğunu aktardı.
Ersoy, konuyu somutlaştırmak için “ayda 60 saat ekstra mesai = 7.5 İş Günü, Yılda 720 saat ekstra mesai = 90 İş Günü, 30 Yılda 21.600 saat ekstra mesai = 2.700 İş Günü = 7.4 yıl! 30 yılda, 30 yıllık yatırımlarınız yapılıyor- ki o da asgari ücretten- fakat 37.4 yıl çalışmış oluyorsunuz güzide işverenimiz için. 7.4 yılınız doğrudan klasik araba fonuna kalıyor. Ek mesailerden kırpılanlar sanat galerisine akıyor. Ve bu 7.4 yıl sadece bir emekçi için geçerli. Bunu 8000 ile çarpsak…” örneğini vererek yaşananları gözler önüne serdi.
“Çözüm, Emekçilerin örgütlenmesinde”
Adanın kuzeyinde, eşit ve egemen kktc’de tek endemik bir tür olarak 250 kadar güzide işveren bulunduğunu ve hepsinin de koruma altında olduğunu ifade eden Ersoy, hepsi beraber işyerlerinde yüzbinlerce emekçi çalıştırdıklarını hatırlattı. Ersoy, “varın siz yapın artık hesabı, kaç yüz bin yıl çalınır emekçilerden sessizce.” dedi.
Ersoy, “bundan büyük hırsızlık, bundan büyük yolsuzluk var mıdır?” sorularını yönelterek çözümün emekçilerin örgütlenmesinden geçtiğinin altını çizdi.