Bu makale ilk kez 3 Kasım 2020 tarihinde Haravgi Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazar: Neofitos Neofitu – Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu – Hazırlayan: Vula Harana
İki toplumun liderleri N. Anastasiadis ve Ersin Tatar arasında yarın yapılacak görüşme sosyal nitelikte olabilir, ancak BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorunu Özel Temsilcisi Spehar’ın huzurunda gerçekleşecek ve iki liderin Kıbrıs sorununda sonraki adımlar konusundaki niyetlerinin belli olması bekleniyor.
Crans Montana’da Kıbrıs sorununu çözme fırsatının kullanılmadığı 2017’den bu yana tam üç yıl geçti. Bizi geriye ve daha zor bir duruma getiren olumsuz olaylar meydana geldi. Eylemsizlik, önemli müzakerelerin olmayışı ve Kıbrıs sorununa bir çözüm olasılığının yokluğu, oldu-bittileri pekiştiriyor. Durgunluk, Mustafa Akıncı’nın Kıbrıslı Türklerin önderliğinden uzaklaştırılması, Kıbrıs Türk toplumunda da durum değişikliğe yol açtı. Yeni lider Ersin Tatar iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon çözümünden yana değil ve Türkiye ile masaya başka çözümler getirmenin peşinde. Ayrıca Mağusa’nın yerleşime açılmasına yönelik hareket etmeleri yeni oldu-bittiler yaratıyor. Bu nedenle, tüm Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler için müzakerelerin yeniden başlaması bir aciliyettir. Bu nedenle, yarınki Anastasiadis-Tatar toplantısında, Crans Montana’da elde edilenleri kabul edeceklerine dair ortak bir taahhüdün olması önemlidir.
Crans Montana’da çıkmaz ilan edilmeden önceki haliyle Guterres çerçevesini ve altı noktayı kabul etmeleri önemlidir. Hem Cumhurbaşkanı Anastasiadis, hem de Sayın Tatar, gevşek bir federasyon, bir konfederasyon, iki devlet ve bölünme gibi başka öneri, düşünce, “yeni fikir” ve önerileri bir kenara bırakmalıdır.
Kıbrıs sorununun ilerlemesi için iki liderin Spehar’ın huzurunda müzakerelerin ICC’nin üssündki Crans Montana’da kaldıkları noktadan ve BM parametreleri dahilinde başlayacağını netleştirmeleri ve kilitlemeleri önemlidir. Ancak bu şekilde BM Genel Sekreteri, esaslı müzakerelerin yeniden başlaması için girişimini harekete geçirmeye ve uluslararası bir konferans düzenlemeye ikna edilebilir. Ancak bu şekilde Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm için umutlar ve beklentiler yeniden yaratılabilir.