Kaos GL Derneği’nin Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi iş birliği ile yürüttüğü çalışmanın 2022 sonuçları yayımlandı. “Türkiye’de Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” ve “Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” başlıklı iki rapor kamuoyu ile paylaşıldı.
Prof. Dr. Mary Lou O’Neil, Dr. Reyda Ergün, Dr. Selma Değirmenci, Dr. Kıvılcım Turanlı, Doğancan Erkengel ve Öykü Deniz Aytemiz’in hazırladığı raporların editörlüğünü Kaos GL İnsan Hakları Programı’ndan Murat Köylü ve Defne Güzel üstlendi.
Resmî kurumlara güven duyulmuyor
Özel sektörden 289, kamusal sektörden 92 olmak üzere 381 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre kamu çalışanları daha fazla ayrımcılık ve nefret söylemiyle karşılaşıyor. Bu sebeple daha fazla farkındalık ve kapalılık stratejisi geliştiren kamu çalışanları, güvenlik endişesinden dolayı yaşadığı kenti genellikle paylaşmak istemiyor.
Ayrımcılıkla karşılaşan kamu çalışanları Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na, sendikaya ya da meslek örgütüne ve yargıya başvurmadığını belirtti. Güvende hissetmek, yargılanmamak ve özgür ifade alanına sahip olabilmek için katılımcıların yüzde 25’i karşılaştığı sorunları sadece yakınlarıyla paylaşıyor.
Ayrımcılık karşısında herhangi bir girişimde bulunmayanların oranı yüzde 41,7.
Kamu sektöründe işe alımda açık kimlikli olduğunu belirten altı kişiden yalnızca dördü, işe başladıktan sonra açık kimlikli olduğunu ifade etmeye devam ediyor. Ayrımcılık ve hak ihlaliyle karşılaşan kişiler kapalılık stratejisine mecbur bırakılıyor. İstihdam edilmeme korkusuyla karşı karşıya kalan LGBTİ+’lar için işyerinde açık kimlikli olmak büyük bir risk haline geliyor.
Kamudakilerin yüzde 34,8’i kimliğini gizliyor
Kamu çalışanlarının sorunlarına değinen “Türkiye’de Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” raporunda öne çıkan bulgulardan bazıları şöyle:
- “İşe alım sürecinde cinsiyet kimliğiniz, cinsel yöneliminiz, cinsiyet özellikleriniz nedeniyle herhangi bir ayrımcı tutum, söylem, davranış ya da uygulama ile karşılaştınız mı?” sorusuna “Karşılaşmadım çünkü kimliğimi gizledim” cevabını verenlerin oranı yüzde 38 (35 kişi).
- “Çalıştığınız kurumda LGBTİ+’lara karşı ayrımcılığı önlemeye yönelik kurallar veya kurullar var mı?” sorusuna, 5 katılımcı ( yüzde 5,4) “var” yanıtı verirken 6 (yüzde 6,5) katılımcı ise soruyu “Var ama etkin ve bilinir değil” yanıtını veriyor.
- Çalıştıkları kurumda ayrımcılığa yol açan kurallar ve uygulamalar olmadığını beyan eden katılımcı sayısı 21 kişi (yüzde 22,8).
- “Çalıştığınız kurumda cinsiyet kimliğiniz, cinsel yöneliminiz, cinsiyet özellikleriniz nedeniyle herhangi bir ayrımcı tutum, söylem, davranış ya da uygulama ile karşılaştınız mı?” sorusunun yanıtı yüzde 20,7 oranında “Evet, karşılaştım”.
- Yüzde 34,8 (32 kişi) oranında katılımcı ise ayrımcılık ile karşılaşmadığını belirtiyor ancak bunu cinsiyet kimliğini, cinsel yönelimini, cinsiyet özelliklerini gizlemesine bağlıyor.
“Eş durumu ataması gibi kolaylıklardan faydalanamıyoruz”
Katılımcılar evli çiftlere sağlanan haklara erişimlerinin olmaması, işten çıkarmalar, terfi etmenin zorluğu gibi kurum içi eşitsizlik yaratan durumları da paylaştı.
Sözlü olarak ayrımcılıkla karşılaşan, işyerinde damgalandığını belirten bazı katılımcılar şunları söylüyor:
“Türkiye’de eşcinsel evlilik yasal olmadığı için partnerimle evlenemediğimizden dolayı heteroseksüel çiftlerin faydalanabildiği eş durumu ataması gibi kolaylıklardan faydalanamıyoruz.”
“Özgür yaşam stilim diğerlerinden farklı olmasa da dışlandım ve aşağılandım, her saniye köşeye itildim.” (Sözleşmeli personel olarak çalışan gey erkek.)
“Sözlü bir şekilde uymam gereken kuralların üstüne basıla basıla, hastanede olması gereken kıyafet ve dış görünüş açısından tehlike atfettiğim belirtildi.” (Sağlık personeli olarak çalışan heteroseksüel, trans erkek.)
“Yöneticiler tarafından yeri geldiğinde bir üst mercide ismimin bile anılmadığına dair söylemlerle karşılaştım.” (Akademik personel olarak çalışan gey erkek.)
İş ilanlarında LGBTİ+’ları engelleyici kriterler bulunuyor
Araştırmaya katılan özel sektör çalışanlarından 42’si iş ilanlarında LGBTİ+ çalışanların başvurusunu destekleyici veya engelleyici bazı kriterle karşılaştığını ifade ediyor. 247 katılımcı ise “Hiç karşılaşmadığını” söylüyor.
İş ilanında açık ya da örtülü bir kriterle karşılaşan özel sektör çalışanlarının ifadesi şöyle:
“Vardiyalı işlerde sadece mavi kimlik kartlı kişilerin işe alınacağı ilanlar ile karşılaştım.” (Tekstil sektöründe AR-GE mühendisi olarak çalışan panseksüel kadın çalışan.)
“3 yıl önceki iş görüşmemde (onların dediği şekilde) ‘LPG’ bireylerini almıyoruz demişlerdi.” (Eğlence sektöründe şef garson olarak çalışan lezbiyen kadın.)
Özel sektör raporundan bazı sonuçlar ise şöyle:
- İşyerinde LGBTİ+’lara karşı ayrımcılığı önlemeye yönelik kurallar ya da kurullar olduğunu belirten katılımcı oranı sadece yüzde 19.
- “Maruz kaldığınız ayrımcılığa ilişkin herhangi bir bildirimde bulundunuz mu?” şeklinde soru yöneltilen 48 katılımcının 21’i “hayır” cevabını veriyor.
- “Çalıştığınız kurumda diğer LGBTİ+ çalışanlara yönelik ayrımcı tutum, söylem ya da uygulamalara tanık oldunuz mu?” sorusuna katılımcıların yarısından fazlası ( yüzde 52,6) “tanık olmadım” yanıtını veriyor. Soruyu yanıtlayan katılımcıların yüzde 34,6’sının ifadesine göre tanık olmamalarının sebebi çalıştıkları kurumda başka LGBTİ+ çalışan olmaması.
İşyerinde açık olamama özgüven eksikliğine yol açıyor
Mobbing, işten çıkarma, alay konusu etme gibi ayrımcı uygulamalarla karşılan özel sektör çalışanı LGBTİ+’ların ifadeleri:
“Arkadaşım gönderildi. Sebep olarak da ‘Kadın mısın erkek misin belli olmuyor’ dendi.” (Güvenlik görevlisi olarak çalışan heteroseksüel erkek.)
“Trans bireyler için ‘Çocuklarım var benim, görüp etkilenirler. Rahatsız oluyorum,’ söylemi bir örnek.” (Telekomünikasyon sektöründe yönetici olarak çalışan lezbiyen kadın.)
“Bu tarz söylem ve davranışlar ile karşılaştığımda mental olarak iyi hissetmediğim için işyerindeki verimim düşüyor ve özgüvenim zarar görüyor.” (Turizm sektöründe müşteri danışmanı olarak çalışan gey non-binary.)