GazeddaKıbrıs Editoryal Kolektifi
Meclis’te temsil edilen muhalefet partileri, yurttaşların oyuyla seçim barajını aşmış ve parlamentoda yurttaşları temsil eden, iktidarın politikalarını eleştiren ve değişiklik önerileri sunarak, iktidarın yanlışlarını değiştirmeye çalışan siyasi partilere söylenen kavramdır.
Muhalefet, iktidar için tehdit arz eden, her an iktidarın değişebileceği ve bu gücün muhalefette bulunduğu gücünü iktidara hissettiren bir yapı olmak zorundadır. Ancak Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan muhalefet parti liderleri, sıradan yurttaşlar gibi, sadece sosyal medya üzerinden eleştiriler düzerek görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır.
Liderler ne derse doğru mudur?
Tarikat ve cemaatlerde, şeyhlerin ve/veya cemaat liderlerinin söylediği her söz, daima doğru kabul edilir. Müritler, şeyhlerin dizlerinin dibinden ayrılmaz, onların gösterdiği yolda yürüyerek, ağızlarından çıkacak her sözü, uygulama alanına sokarak yaymaya başlarlar… Müritler, herhangi bir şekilde liderliklerinin sözlerini sorgulamazlar, düşünmezler ve yargılamazlar. Çünkü şeyh, onlar adına karar verir ve böylelikle onların karar vermesine ihtiyaç kalmaz.
Dahası, tarikat liderliklerinin sorgulanması kesinlikle kabul edilemeyeceği için, liderlikler aleyhine sarf edilecek herhangi bir olumsuz söz ve eylem, bireylerin hain ilan edilmesine de sebebiyet verir. Aynı durum siyasi partiler için de geçerlidir. Kimse parti liderinin düşüncelerini ve icraatlarını eleştiremez… Aleyhinde eleştirilerde bulunamaz. Eleştiri yapan çıkarsa da hain ilan edilir.
Modern politika için ise, kişi kültü üzerine kurulmuş bir anlayış yerine, bireysel olarak irade sahibi olan ve alınacak kararlara, söylenen sözlere dair kendi fikrini ifade edebilen yurttaş ortaya çıkmıştır. Yurttaşların bireysel fikirleri ile üyelik bağıyla destek verdikleri politik organizasyonun yüzde yüz benzeşmesi beklenmez. Kendi içinde fikir ayrılıkları yaşanması normal bir durumdur.
Ancak, Kıbrıs’ın kuzeyindeki partilerde modern siyasetin aksine bir durum yaşandığını gözlemlemek mümkündür. Parti yönetici kadrolarına ihtiyaç duyulmaksızın, siyasi parti liderlerinin demokratik bir süreç taşımaksızın ortaya koyduğu ifadelerini sorgulamak bir problem olarak görülmektedir.
Parti üyelerinden beklenen sadece sosyal medya üzerindeki söylemleri çoğaltarak; yaratılan yankı odalarında mastürbasyon yapmasıdır. Durum böyle olunca da, muhalefetin sözü anlamını yitirirken, siyasi partilerin fikirsel zenginlikleri aşınmaktadır. İktidar ise tektipleştirilmiş tepkilere değer vermemekte, demokratik siyasetin aşınmasına göz yummakta ve muhalefete dair bir tehdit hissetmeksizin bildiğini okumaya devam edebilmektedir.
Örgütlü yapı yok ediliyor
Muhalefet parti temsilcilerinin kişisel sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı açıklamalar, partilerin örgütlü yapılarını da yok etmektedir. Parti Genel Başkanları ya da Genel Sekreterleri’nin kişisel sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamalar bağlı bulundukları partilerine mal edilse de, açıklamalar bireysel görüşleri yansıtmaktadır.
Meclis grubu, Parti Meclisi, Merkez Yönetim Kurulu gibi partiler temsil eden kurumlar devre dışı bırakılarak, parti liderliklerinin bireysel söylemlerinin, parti sözüymüş gibi algılanması da demokratik teamüller açısından tehlikeler arz etmektedir. Dolayısıyla, parti liderlerinin anlık olarak olaylara verdikleri tepkileri, muhalefet partilerinin tepkisi olarak da kabul etmek, sorunludur, hatalıdır.
Muhalefet partilerinin bir hareket planı var mıdır?
Demokratik çoğulculuğun örneği olarak partiler sessizlik içinde süreçleri takip ederken sorulması gereken temel bazı sorular da bulunmaktadır.
Muhalefet yapmak ve oluşturmak, parti liderlerinin sadece sosyal medya üzerinden eleştiri yapması ile mi sınırlıdır? Muhalefet partileri, sosyal medya üzerinden eleştiriler yapan yurttaşlardan farklı olarak hayata dokunacak biçimde etkin olarak muhalefet yapamayacaksa, alternatifleri yaratmak için meclis dışındaki partiler inisiyatif almayı düşünüyorlar mı? Yoksa onlar da mecliste temsil edilen partiler gibi sosyal medya üzerinden oluşturdukları tartışma alanlarında eleştiriler yapmaya devam mı edecekler?
Muhalefet liderleri, mevcut iktidarın her yaptığına “yanlış yapıyorsunuz” demekten daha önemli bir göreve sahip midir? Sosyal medya üzerinden süslü laflarla eleştiriler döşemek dışında somut sonuçlar üretemeyen muhalefet partilerine gerçekten ihtiyaç var mıdır?
Ya da soruyu değişerek soralım…
Muhalefet parti ve/veya liderlerinin, yurttaşlardan farklı olarak, sosyal medyada ileti yazmak dışında bir hareket planı var mıdır?