Röportaj: Tevfik Aytekin
Bilindik bir röportaj akışında devam etmek yerine, tıpkı herkesin yaşam hikâyesi gibi, biricik, serüvenli, müthiş, birebir gerçek bir hikâyeciliğin peşinden koşarak ulaşmak istiyorum.
Benim için bu röportaj serisi, insanları anlamaya gayret etmek ve söylediklerini, gördüklerimi sana aktarmaktan ibaret. O müthiş, serüvenli hikâye, bizzat kendisine aittir.
Çocuk büyük koşullanmalarına karşı olduğum için, röportaj öncesinde çocuk hakları ile ilgili kaynaklar okudum. Çok kısa özetlemek gerekirse, röportaj öncesi ve sonrası ile ilgili bu konulara dikkat ettim. Aynı özeni sizlerden de rica ediyorum.
* Çocuk bağımsız bir birey olarak görülmeli
* Çocuk önceden bilgilendirmeli
* Görüşme için izin alınmalı,
* Çocukla rahat edeceği doğal ortamında görüşülmeli,
* Sorular net ve genelden özele doğru olmalı
* Konuşma dili anlaşır olmalı,
* Suçlayıcı tavırlardan veya yönlendirici sorulardan kaçınılmalı,
* Duygusal yaklaşılmamalı, mesafeli olunmalı
* Elde edilen bilgileri doğrulanmalı
“Surlariçi’nde kavga istemiyorum. İnsanlar kavga etmesin. Buralarda çok kavga oluyor.”
Buğra 12 yaşında. Surlariçi’nde yaşıyor hayallerini, beklentilerini, Surlariçini, değişmesini istediği şeyleri konuştuk.
Kahveye girdikten sonra önce babasından sonra kendisinden röportaj izni istedim. O sadece su içmek istedi, bana çay doldururken, tıpkı bir ocakçı kadar mahirdi.
Kahveci babasının 10 yaşında bir kızı daha var. Atlex Sanverler Ortaokulu’nda yedinci sınıf öğrencisi. Adana’nın Karaisalı ilçesinden gelmiş ailesi. Buğra Kıbrıs’ta doğmuş. Senede iki defa Karaisalı’daki dedesinin, ananesinin yayına gidiyorlarmış.
Son iki seneden beri akşamüzeri kahveye gelir, saat dokuza kadar babasına yardım ediyormuş. Ev’de oynamayı, film izlemeyi, bir de yeğenim ile bisiklet binmeyi seviyorum. Çok başka kimselerle oynamam diyor.
Ben gittiğimde Buğra kahvede çalışıyordu. Kahvede çalışmayı seviyorum. Para da biriktiriyorum. İnsanlarla tanışıyorum, babama yardım ediyorum. Ev’de de daha çok bilimkurgu filmleri izlemeyi severim.
En son ‘Mayın’ filmini izledim. Bir Amerikan askerinin Kuzey Afrika’daki hikâyesi diyerek sanki konusuna çalışmış gibi bir çırpıda, heyecanla anlattı. Başrol oynayan kişinin mayın diye bastığı kutu, konserve kutusu çıkmasına sevindim, fakat arkadaşının mayına basarak ölmesine üzüldüm dedi.
Akşamüstü serinliği, ocaktan gelen çay kokusu, tepemizde asma ağacı, yan masalardan bizi ara ara dinleyenler, sadece mahalle sakinlerinin sokaktan geçtiği, köşedeki kahvede röportaja devam ediyoruz.
“Okulda sigara içenler var.”
Okulda kavga eden, sorun çıkaran çocuklar ya atılsın ya da düzelmeleri için çaba sarf edilsin. Çok küfürlü konuşma var okulda. Öğretmenlerimden memnunum. Mesela medya okuryazarlığı dersimiz sadece üç sınıfa veriliyor, bütün sınıflara verilmesini isterim. Tuvaletlerimiz çok kötü, düzeltilmesini, okulumun disiplinli olmasını isterim.
Suriçi’nde satranç kursu olsun, farklı farklı çocuklar için kurslar olsun. Temiz bir mahalle isterim aslında. Yerlerde çoğu zaman cam kırıkları oluyor. Biz burada bisiklet sürüyoruz. Oyun parkımız yok. Ufak bir oyun parkımız olsa ne güzel olur.
“Devlet bizimle ilgilenmiyor.”
Maddi açık var diye yapmıyoruz diyorlar hizmetleri. Paramız olsa da yapmazlar. Devlet bizimle ilgilenmiyor. Çevre ile ilgilenilsin çok isterim. Yıkılmak üzere olan binalar var. Onları yıksalar… Kuran kursuna gidiyorum. Arkadaşlarımda gidiyor, memnunuz kurstan.
“Geçen daha markette kavga çıktı ben marketin içindeydim, kaçtım.”
Markette sarhoş biri vardı. Kavga çıkardı, polis geldi. Ben korkmadım fakat polisi görünce kaçtım. Buralarda sürekli kavga çıkıyor. Kavga istemiyoruz. İnsanlar kavga etmesin. Polis gelmezdi fakat bu ara geliyor. Devlet buralara gelse, bizi dinlese, bizimle ilgilensin istiyorum.
“Üniversiteyi Yunanistan ya da Almanya’da okumak istiyorum.”
Bilim adamı olmayı çok istiyorum. Bilimkurgu filmleri izlerim sürekli. Kimya okumak hayalim var. Annemde destekliyor. Babamda destekliyor. Ben babamın daha az çalışmasını rahat etmesini çok isterim. Pazar günleri bizi Lapta’ya denize götürüyor. En sevdiğim zamanlar denize gittiğim zamanlar; babam ne yemek istersek alır. Diğer çocuklar yazın tatile gidiyorlar, televizyonda izliyorum. Yeni bir cep telefonum olsun isterim. Babam cep telefonu kullanmıyor. Üniversite’yi Yunanistan ya da Almanya’da okumak istiyorum. Bizim bilim okullarımız iyi değil.
“Sivastopolu görmek isterim, dünyada gitmek istediğim yerler var.”
Sivastopol Savaşı filmini izlemiştim. Savaş’ın yapıldığı yerleri görmek isterim. Rusya’yı merak ediyorum. Bütün insanlar kavgayı azaltsın. Dünya barışı istiyorum.