Telefonum, “pling” dedi. Whatsapp’a mesaj gelmiş.
Bilgisayardan başımı kaldırdım. Dejavu. Geçen ay da ayni anı yaşamış gibi hisettim, “Soudjis tutuklanmış” diye mesaj gelmişti bir arkadaştan. Bir de haber sitesi linkini paylaştı.
Bazı haber organlarında Soutzi, bazılarında Soudjis diye geçse de aslında Türkçe kökenli bir soyadına sahip Andreas. “Sucu” demek Sudjis. Günlerce casus diye hedef gösterildikten sonra dün mahkemeye sadece “askeri bölgeyi fotoğrafladı” diye getirildi. Askeri bölge denilen de aylar önce Maraş’ın açılan bölümünü ziyarete giderken çekilen bazı resimler…
Bizim “Sucu” hapishanede birinci haftasını geçirirken, o sıralarda partisini seçimden birinci çıkaran devrik Başbakan “Sucuoğlu” da kurultayda sonuncu seçilen Ünal Abinin koltuğuna oturmasını seyrediyordu.
Türk televizyon dizileri dünyanın her köşesinde sevilerek takip edildiğinden, Pargalı İbrahim Paşa’nın Sultan’ın gazabıyla güme gittiğini bilmeyen yok. Zamanında Sultanın en sevdiği adamı olması nedeniyle “Makbul İbrahim Paşa” diye bilinen İbrahim’in, kellesini kaybettikten sonra halk arasında “Maktul İbrahim Paşa” olarak hatırlandığı rivayet edilir.
Kıbrıslı Türklerin siyasi tarihi, “makul” olanların, “makbul”, olanların nihayetinde “maktul” olması örnekleriyle doludur.
1973’te seçimlere katılması istenmeyen Doktor Küçük’e de “seni yiyecekler” dememişler miydi? Doktor da “benim etim düdüklüde bile kaynamaz” diye iddia ortaya koymamış mıydı? Dejavu derken onu da hatırladım. Tarih tekerrürden ibaretmiş. 1973’te koskoca Doktor’u yiyenler, 2022’de ön adıyla bile Türkiye’deki iktidarda kötü çağrışımlar yapan Doktor Faiz’i mi yiyemeyecekti! Faiz Kaymak’ı unutmadan geçmeyelim, Doktor Faiz, ilk yenilen Faiz de değildi bu arada.
Bizim biçare Sucu bu yazı yazılırken hala içeride, davasının görüşülüp bağlanmasını bekliyordu. Kaçabilir şüphesi yüzünden. Kaçar dedikleri adamı casus diye yaftalarken, “Kuzeyde ne işi vardı” manşeti atıyorlardı.
Vay “işgal bölgelerine gidiyorsun” diye güneyde hedef, vay casussun kuzeyde hedef, vay “Türklerle arkadaşlık ediyorsun” diye güneyde hain, vay “telsizle yakalandı” kuzeyde casus. Ne çektin be Sucu.
Sucu mahpuslarda, mahkemelerde sürünürken, kazalar ameliyatlar atlatan Sucuoğlu yıldırım hızıyla koltuğundan alaşağı edildi. Daha ne yapsın size bu doktor? İstifa ederken bile tek laf edemedi. “beni partilim seçti, halkım seçti, size ne” diyemedi.
“Su” hattı töreninde seçim yasaklarını ihlal eden BRT müdürünü hapse gönderen yargıya hücum edenler; bir garip “Sucuyu” casus diye süründürenler; makbul değil diye Doktor “Sucuoğlu”nu çıtır çıtır yiyenler, daha neler neler…
Telefona uzandım, az önce Whatsapp’a gelen mesaja baktım.
Annem “belediye su faturasını ödedin mi, kesmesinler” yazmış.
Su faturasını ödedim de diğer faturayı tüm toplum öde öde bitiremedik.
Keseceklerse, kessinler.