Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin ( CMIRS) geçtiğimiz gün yayınlanan son anket çalışması, siyasi partilerin durumu ve toplumun birçok konuda ne düşündüğüne dair önemli veriler sunmaktadır.
CMIRS’in son anket çalışması ve bunun yanında son zamanlarda yapılan birçok kamuoyu yoklaması sonuçları, toplumun Kıbrıs’ın kuzeyindeki ayrılıkçı rejime ve çürümüş yapıya, yani sürerduruma bugüne kadar hiç olmadığı kadar inanmamakta, güvenmemekte, öfke duymakta ve ondan kurtulmanın yollarını aramakta olduğunu göstermektedir.
Toplumun büyük bir bölümü değişim istemekte ve federal çözüm yönünde güçlü iradesini korumaktadır.
Kamuoyu yoklamalarının bir diğer önemli sonucu, toplumun değişim, sosyal adalet ve çözüm yönündeki güçlü iradesini örgütlü bir güç haline getirip, hayata geçirmek için öncülük üstlenme görevi olan solun durumunun perişan vaziyette olduğudur.
Anket sonuçları, toplumun sol ve çözüm yanlısı güçlere inanç ve güven duymadığını, büyük bir kesiminin umutsuzluğa teslim olduğunu, büyük bir kesiminin ise kurtulmak istediği çürümüş rejimi yeniden yapılandırmayı vadeden yeni nesil popülist siyasi figürlerin ve oluşumların peşinden sürüklendiğini göstermektedir.
Sol değerlerin ve sol siyasetin günden güne aşındığı, federal çözümden bahsetmekten imtina edildiği, topluma yeni olarak sunulan ne varsa altından taksim politikası çıktığı, dini gericiliğin çok büyük boyutlarda gelişip örgütlendiği, her türlü eşitsizlik ve şiddetin derinleştiği, Neo-liberal özelleştirme politikalarının kurtuluş reçetesi olarak sunulduğu, asimilasyoncu politikalar ile toplumsal varlık, kimlik ve kültürümüzün yok edildiği bir dönemden geçmekteyiz.
Gelinen aşamada sol adına ve federal çözüm yönünde siyasi mücadele yürüttüğü iddiasında olan tüm kesimler, daha fazla geç olmadan özeleştiri yapma ve birlik oluşturma yönünde harekete geçmelidir.
Neo-liberal, popülist ve federal çözüm karşıtı güçlerin daha fazla güçlenmesini, taban kazanmasını engellemek ve toplumu saran umutsuzluğu aşarak umudu büyütmek, solun demokratik bir koalisyon oluşturarak, her alanda ortak mücadele ve muhalefeti güçlendirmesinden geçmektedir.
Bunun için en başta herkesin ve her kesimin bulunduğu noktayı mutlak doğru olarak benimseyip kendisini koşullandırmaktan vazgeçmesi gerekmektedir.
Asgari bir ortak program oluşturup arayış içerisindeki topluma alternatif bir seçenek sunmak için sol içinde bulunduğu parçalanmışlığı, oportünist, egoist tutumları ve küçük olsun benim olsun anlayışlarını terk etmeli veya aşmalıdır.
Farklı düşünceleri ve yenilenmeyi yok sayıp tek adam, tek lider ve diğerleri üzerinde örgütsel hegemonya kurma arayışları, seçim süreçlerini bir mücadele aracından çıkarıp, amaçlaştırmak ve milletvekili olma hırsına yenik düşme ülke solunun mevcut perişan halinin en önemli etkenlerindendir.
Bunun yerine ve buna karşı kollektif, demokratik ve katılımcı bir örgütlenme ve liderlik anlayışını esas alarak, ayrılıkçı rejim ve işbirlikçilerine karşı hayatın her alanında, meydanlarda, sokakta, seçim süreçlerinde, sol ve ilerici güçlerin ortak mücadelesini örgütlemek için ortak bir siyasal üst yapı oluşturma zamanıdır.
Aksi takdirde, önümüzdeki süreç ülke solunun büyük bir yenilgi ve hezimet yaşamasına gebedir…