Sayıştay Başkanı Sayın Osman Korahan; normalde çok açıklama yapmamasına rağmen, kendisini arada 80’ler partisinde görüyorum. Elbet özel hayatı kendisini ilgilendirir. Parti’de soramayacağımız için kamuoyuna açık soralım istedim.
Şeffaflık ve denetlenebilirlik adına soruyorum;
LTB’de yaşandığı iddia edilen usulsüzlükler için Sayıştay raporunu “Üç yıldır” neden açıklamadı ve “Yargı” önüne çıkmalarını engelledi?
Toparlanıyoruz Hareketi daha önce sormuştu; “ Raporun gecikme nedenini açıklayacak mısınız”?
Tek borçsuz belediye olan Gönyeli hariç diğer belediyelerin yaşadığı mali krize sokanlardan hesap sorulmadığı için Sayıştay’ın görevini yerine getirmediğini düşünüyor mu?
En son yaşanan Yeni Erenköy Belediyesi çalışanlarının iki ay boyunca maaş alamaması, sigorta ve ihtiyat sandığı primlerinin yatırılmaması sonucunda, Sayıştay Yeni Erenköy Belediyesini denetledi mi?
Bu yıl bütçe açığımız muhtemel 250 Milyon 298 Bin 593 TL civarında olacak, Sayıştay Başkanlığı bu konuda sorumluluğunu yerine getirdiğini düşünüyor mu?
Bütçe açığını denetliyor mu yoksa bunu sadece ihtiyacımız olan bir para olarak mı düşünüyor?
Şu ana kadar kaç tane görüşülmemiş Sayıştay Raporu bulunmaktadır? Bunları takip ediyor mu ediyorsa neden baskı yapmak için kamuoyuna açıklama yapmıyor?
KIB-TEK’in tahsil edilemeyen borçları için gerekli denetlemenin yapıldığını düşünüyor mu?
Düzenlilik, uygunluk, performans denetiminin yetkisine eklenmesi için neden çaba göstermedi?
Ercan İhalesi zamanında yaşanan 11 Milyon 250 Bin dolarlık ihale usulüne uygun mu? Sayıştay’ın bu konudaki görevlerini yerine getirdiğine inanıyor mu?
Mercedes alımı yahut keyfi yurtdışı ziyaretleri, kamu kaynaklarının müsrif kullanımının Sayıştayı ilgilendirdiğini düşünüyor musunuz?
Bütün denetim, teftiş, inceleme kurulu üyeleri sadece sınavla alınıyor. Yeterlilik sınavı olmamasını sorun olarak görüyor mu?
Sayıştay’ın Maliye Bakanlığı dışında diğer Bakanlıkların denetimi konusunda yetkilerinin kısıtlı olmasını sorun olarak görüyor mu?
KİT’lerin görev zararı denetimine ilişkin 37/1975 sayılı yasada herhangi bir hüküm yahut ikincil mevzuat bulunmamasını sorun olarak görüyor mu?
Anayasa’nın 132. Maddesinde bulunan “Mali denetim organı Sayıştay” cümlesinin kendilerini sınırlandırdığını düşünüyor mu?
Bütün bunların sonunda Yürütme tarafından akrabalarının atanmasının Sayıştay’ın bağımsızlığını etkilendiğini düşünüyor mu yoksa düşünmüyor mu?
Bu sorulara cevap verirse gerçekten kamuoyu, şeffaflığın koruyucusu ve aynı zamanda kendisinden şüphe etmeyeceğimiz bir Sayıştay Başkanlığımız olduğunu düşünebilecek.
Vermezse, bir ömür şeffaflığa leke sürdüğünden emin olması gerekir.