Meril Taşeli
Tıp-İş Başkanı Dr. Ahmet Varış, Pazartesi akşamı Damla Dabiş’in sunduğu Gazedda’nın Gündemi programının konuklarından biri oldu. Varış, ateş polikliniklerinden, kamusal sağlık hizmetinin öneminden, Kovid-19 tedavisi için kktc’de olan sistemden, PCR testlerinin güvenirliliğinden ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne testsiz geçişlerden bahsetti.
Kovid-19 hastalarının başvurması gereken ateş poliklinikleri şu an sadece mesai saatleri çalışıyor
Ateş polikliniğin amacının, Kovid-19 pozitif bir hastanın herhangi bir kamu veya özel hastaneye gidip hastane içi bulaşa sebep olmasının önlenmesi için olduğunu açıklayan Varış, pandeminin ilk başında 24 saat çalışan ateş polikliniklerinin şu an normal mesai saatlerinde çalıştığını, ama artık tekrardan Kovid-19 vakaları olduğu için yine 24 saat hizmet verecek şekilde organize edilmesi için uğraşılacağını belirtti.
Varış, 1-27 Temmuz arası tanı konulmuş toplam 27 vaka ve 27 Temmuz itibariyle taburcu edilen 4 hasta olduğunu belirtti.
Asemptomatik ve hafif semptomlu hastaların, karantina servisinde yer kalmadığı için karantina hotellerinde tedavilerini aldıklarını belirten Varış, hastane içinde tedavi edilen hasta sayısının yaklaşık 10 kişi olduğunu söyledi.
“kktc’nin sağlık sistemi şu anda çok ciddi bir pandemiyi kaldırabilecek kapasitede değil”
Varış, pandemiyle ilgili hazırlıkların ve salgın sürecinin yönetiminin Dr. Bulhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bünyesinde yaptırılmaya çalışıldığını ve bunun, nöroloji servisindeki hastaların 6 aydır tedavilerinin kesintili şekilde yapılmakta olması dahil birçok soruna yol açtığını belirtti.
Pandemi sürecinin sağlık, ekonomik ve sosyal yönlerinin birbirinden bağımsız düşünülmemesine dikkat çeken Varış, ülkeler sağlık sistemlerini pandemiye hazır hale getirmek için kapandığını, ama kktc’nin sağlık sisteminin şu anda çok ciddi bir pandemiyi kaldırabilecek kapasitede olmadığını belirtti.
İnsanların ekonomik yönden sıkıntılar yaşadığı bu süreçte, nitelikli, eşit, ücretsiz, kamusal sağlık hizmetlerine olan ihtiyaçlarının da artmış olduğunu ekleyen Varış, kktc’de hem Kovid-19 hem Kovid-19 dışı vakalar için yurttaşların böyle bir kamusal sağlık hizmeti alabileceği şartların henüz sağlanmış olmadığını belirtti.
Varış, kamu sağlık merkezleri için insan iş gücünden fiziki altyapıya, eksik alet, malzeme ve ilaçlara kadar tüm düzenlemeler yapıldıktan sonra kontrollü açılım sürecine gidilmesi gerektiğini ekledi.
“Kovid-19 hastalarının tedavilerini hangi şartlarda, nerede alacakları konusunda sıkıntılar var
Varış, idare tarafından sadece Kovid-19 hastaları için kullanılacak bir tomografi cihazı alındığı ve adaya gelmiş olduğu bilgisinin iletildiğini, Ayaktan Tanı Merkezi içerisinde bir yer düzenlendiğini ve izolasyonlarının yapıldığını belirtti. Varış, henüz bu cihazın kurulmuş olmadığını ama kurulum sürecini takip ettiklerini ekledi.
Bağışlar ve yeni alınan cihazlarla da birlikte toplam vantilatör sayısının 150 civarına çıkarıldığını belirten Varış, Ayaktan Tanı Merkezi içerisinde Enfeksiyon ve Göğüs Hastalıkları’nın olduğu katta toplam 40-42 hastaya hizmet edebilecek bir altyapı düzenlemesi yapıldığını da ekledi.
Varış, bu durumda sorunun, anestezi ve yoğun bakım ekibi ve yetişmiş yoğun bakım hemşiresi eksikliği olduğunu belirtti.
Artık virüs tekrar ülkede olduğu için önümüzdeki günlerde ve özellikle grip hastalığının arttığı kış döneminde de vakaların artacağını öngören Varış, yakında bir gün içinde onlarca ateşli hastanın çıkabileceğini ve ateşi olan hastaların öncellikle Kovid-19 olarak değerlendirilmesi gerekeceğini belirtti.
Varış, hala ayrı bir pandemi merkezi oluşturulmuş olmadığı için, bu onlarca hastanın test sonuçları çıkana kadar nasıl izole ettirileceğinin, yerel vakaların temaslı takiplerinin nasıl yapılacağının ve bu hastaların tedavilerini hangi şartlarda, nerede alacaklarının belirsiz sıkıntılar olduğunu belirtti.
“Bir kişide PCR testi negatifse o kişide Kovid-19 virüsü yok demek değildir”
Kovid-19 enfeksiyonun asemptomatik dönemde de bulaştırıcılığı olduğuna dikkat çeken Varış, virüs yükünün hastalığın 5.-7. gün arası en yüksek olduğunu ve bu günlerde bulaştırıcılığının da arttığını belirtti.
Varış, PCR testinin teknik özellikleri açısından ve kişinin vücudunda yeterli virüs yükü olmadığı durumlarda negatif olabilme ihtimali olduğunu ve bu yüzden PCR testinin yanlış negatiflerden dolayı yanlış çıkabilme oranının 20% olduğunu belirtti.
Varış, pandeminin başında kullanılan testlerin maliyetinin çok yüksek olduğunu, fakat güvenirliliği ve sensitivitesinin de çok yüksek olduğunu, şu an kullanılan testlerin maliyetinin çok daha düşük ve sensitivitesinin de bir miktar daha düşük olduğunu belirtti.
Varış, şu an yapılan testlerin hata payı yüksek ve güvenirliliği düşük demenin doğru olmayacağını, yeni saptanan vakaların 26’sının, yani 1 tane dışında hepsinin, çift PCR uygulaması sayesinde yakalandığını belirtti.
Varış, bir kişide PCR testi negatifse o kişide Kovid-19 virüsünün olmadığını anlamına gelmediğini de ekledi.
Kıbrıs Cumhuriyeti geçişlerinde PCR zorunluluğunun kaldırılması hakkında karar alındı
Varış, Avrupa dahil yurt dışında da nüfusa oranla çıkan ortalama vaka sayısı iki ülke arasında benzerlik gösteriyorsa, sınırların açıldığını ve testlerin uygulanmayabileceğini belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün kriterlerine göre kktc gibi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de A grubu bir ülke olduğunu ve kktc’de günde 1-2, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de günde 2-6 vaka çıktığını belirten Varış, Kıbrıs Cumhuriyeti geçişlerinde PCR zorunluluğunun kaldırılması kararının bu yüzden verildiğini düşündüğünü söyledi.
Varış, vaka sayılarında değişiklik olursa, bu konuda tekrardan değerlendirmeler yapılabileceğini de ekledi.
“Yönetimde olan rehavet topluma da yansımış durumdadır”
Devletin denetim mekanizmalarını tam çalıştırması ve sağlık sisteminin organizasyonunu tam yapması gerektiğini belirten Varış, yönetimde olan rehavetin topluma da yansımış olduğunu ve birey olarak hem kendimizi hem de toplumumuzu korumamız gerektiğini belirtti.
Varış, yerel bulaşlar başladıktan sonra toplumda kurallara daha fazla uyulması gerektiğine dikkat çekti.
En önemli korunma yönteminin ilk fiziki mesafe olduğunu ve sonrasında hijyen ve maske kullanımının geldiğini belirten Varış, ekonomik krizle kamusal sağlık hizmetlerine ihtiyacımız artacağından kamu hastanelerine sahip çıkmamız gerektiğini de ekledi.