Günlerdir tarih bilmediğimizi söylüyorlar ya, biraz da tarihten bahsedelim…
Yıl 1928…
Kıbrıslıtürk toplumunda iki önemli isim var ve yaklaşan Kavanin Meclisi’nde kıyasıya bir yarış içindeydiler.
Biri geleneksel takımı temsil ediyor.
İsmi Sir Metin Münir.
Ünvanından anlaşılacağı gibi, İngiliz sömürgeciliğinin has adamı…
Aynı zamanda Kıbrıslı Türklerin tek adamı…
Evkaf onun kontrolünde, meclisteki temsiliyet onda…
1928 yılında adanın Britanyaya devredilmesine dair yapılan kutlamalarda sömürgeci İngilizlerin has adamı olduğundan, büyük bir coşku ile katılıyor.
Mesajında, Birleşik Krallık’a saygı sunarken, İngiliz himayesinde olmanın sağladığı konfora dair mutluluğunu dile getiriyor…
Tanrı Kral George’u Korusun diye sözlerini bitiriyor…
Rakibi ise Necati Özkan…
Jön Türklerden etkilenen Necati Bey, bu tarihte adadaki İngiliz kolonyalizmine dair kutlamaları eleştiren manifesto ele alıyor…
Manifestosunda, 50 yıl önce adada efendi olanların bugün düştükleri kötü durumu kutlamalarını istemesi anlamsız bulduğunu söylüyor.
Gelişmekte olan Türk milliyetçiliği çerçevesinde, bu kutlamalara katılamayacaklarını belirtiyor…
Necati Özkan’ın bu tepkisine, Sir Münir’in tepkisi sert oluyor…
İngilize karşı gelen Rumdur diyerek, Necati Özkan’ın “Rumcu” olduğunu ortaya koyuyor.
Bundan sonra da Necati Özkan’ın milliyetçi duruşunu, Rum çıkar ve emellerine hizmet ettiği gerekçesiyle karşı duruyor.
Dönemin ruhundan mı, Kıbrıslının yüz yıldır değişmeyen muhalif anlayışından olacak ilerleyen günlerde Necati Özkan ise Sir Münir’i “yolsuzlukla” suçluyor.
Evkafın mallarını kendi çıkarları için kullandığını söylüyor…
Toplumun geleceğini, şahsi çıkarına göre belirlediğini söylüyor…
1928’den, 1930 yılına geldiğimizde Kavanin Meclisi’ne Necati Özkan üye olarak seçilir.
O dönem 24 üyeli mecliste 12 Rum, 3 Türk, 9 İngiliz oyu vardı.
Münir Bey geleneksel olarak Türkler ve İngilizler bir blok oluştururdu.
En aleyhte kararlarda bile bu birliktelik oyları eşitler ardından da Valinin belirleyici oyuyla, Kıbrıslı Rumların tek başına yasa geçirmesi engellenirdi.
Necati Özkan meclise seçilince, sömürge yönetimi Kıbrıs’ı yönetmekte zorlanmaya başlar…
Vergi konusunda genel çıkarı düşünen Necati Bey, Kıbrıslı Rumlarla birlikte olumsuz oy vererek, geleneksel İngiliz – Türk işbirliğini bozar.
13. Oy ile İngiliz kolonyalizminin işbirlikçiliğini yapmamayı seçer.
Dönemin sömürge valisi Ronald Storrs, Necati Özkan için anılarında “Beş para etmeyen 13. Helen” diye bahseder…
Bir yıl sonra 1931 İsyanı Çıkar, Kolonyal idare bunu “Tanrının bir lütfu” olarak görür ve hemen adadaki Kavanin Meclisi’ni yasaklar.
1960 yılında bağımsızlık kazanılana kadar adada ortak bir siyasi meclis kurulmasına izin verilmez. Zaten ondan 3 yıl sonra, 1963 olayları yaşanır ve hikayenin bize anlatılan bölümü genelde buradan başlar…
Bu arada, bir de küçük magazin bilgisi…
O zaman İngiliz kolonyalizminin tutkulu destekçisi Sir Münir ailesine ne olur geçen güne kadar bilmiyordum…
Geçenlerde öğrendim…
Meğer Münirgiller kan bağı siyasetten hiç ayrılmamış…
Sir Münir’in dıdısının dıdısı bugünkü seçimde aday…
Kim mi?
Bir ipucu vereyim: rakibini Rumcu olmakla eleştiriyor…