Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Birleşmiş Milletler yetkilileriyle görüşmeler yapmak üzere New York’ta…
Özersay’ın New York’taki ana gündem maddelerinden bir tanesi de, Birleşmiş Milletler Kıbrıs Barış Gücü’nün (UNFICYP) adadaki misyonunun değiştirilmesi talebi!
BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki misyonunun mevcut şekliyle devam etmemesi gerektiği görüşünde olan Bakan Özersay, barış gücü operasyonlarından sorumlu genel sekreter yardımcısı Jean Pierre Lacroix ile yaptığı görüşmede, misyonun askeri kanadının ortadan kaldırılmasını talep etmiş.
Pazartesi gecesi Diyalog Tv Ana Haber Bülteni’ne canlı yayınla bağlanarak konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Özersay, şöyle diyor:
(…) 1964 yılında kurulan bir Barış Gücü’nden bahsediyoruz. Kıbrıs’ta bu anlamda şartlar değişmiş durumda. 1964 yılında hem bir çatışma durumu ve ihtimali hem de bölge barışının tehdit altında bulunduğu bir durum söz konusuydu. Ancak bugün geldiğimiz noktada bunların hiçbiri olmadığı gibi, BM Barış Gücü’ne verilen görevlerin büyük bir kısmı da anlamını yitirmiş durumda (…) BM Barış Gücü bir nevi Kıbrıs’taki statükoyu temsil eder konumdayken ve Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm bağlamında bir yere doğru gitmezken, yıllık 50 milyon küsur dolarlık bir harcamayla, uluslararası toplumun burada Barış Gücü misyonunu tutmasını çok anlamlı bulmuyoruz. Bu misyonun askeri kanadının ortadan kaldırılabileceğini ve sadece sivil bir misyon şeklinde taraflar arasında diyaloğa yardımcı olabileceğini düşünüyoruz. Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, iki taraf arasında Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün aslında zaman içerisinde yerine getirmesi gereken rolü yitirdiği kanaatindeyiz. Bu ve benzeri görüşlerimizi, önerilerimizle birlikte BM’ye en üst düzeyde ilettik (…)
Özersay’ın bu tavrı yeni değil.
BM’nin adadaki misyonundan duyduğu rahatsızlığı bir süreden beri dile getiriyor zaten ancak bunu Kıbrıs Türk tarafının resmi tavrı olarak BM’ye iletmesi, düşündürücü.
Çünkü ‘Kıbrıs Türk tarafı’ dediğiniz anda bu, gerek Cumhurbaşkanlığını gerekse hükümeti de bağlıyor haliyle.
Dolayısıyla BM Barış Gücü’nün askeri kanadının lağvedilmesi talebinin Cumhurbaşkanı Akıncı ve Başbakan Erhürman’ın da mı talebi olduğunu, kamuoyunun bilmeye hakkı var sanırım.
Burada bir diğer önemli nokta da kuşkusuz, Özersay’ın bu talebi gündeme getirirken ortaya koyduğu gerekçe.
Dışişleri Bakanı Özersay, ‘1964 yılında hem bir çatışma durumu ve ihtimali hem de bölge barışının tehdit altında bulunduğu bir durum söz konusuydu. Ancak bugün geldiğimiz noktada bunların hiçbiri yok’ diyor.
Bunların hiçbiri yoksa, 40 küsur bin Türk askerinin adada işi ne o zaman?
1000 adet BM askerinin varlığını lüzumsuz bulan Sayın Özersay, 40 bin (iyimser ihtimalle) Türk askeri konusunda ne düşünüyor acaba?
Ya da olası bir çözüm durumunda, garantörlüğün ve Türk askerinin adadaki varlığının devamının savunuculuğunu neden yapıyor?
‘Adanın askersizleştirilmesini istiyoruz’ diyorsa, ne âlâ!
Ama yok sadece BM askeriyse dert ki öyle, o zaman yukarıdaki sorulara da açık yüreklilikle cevap vermesi gerekiyor.
BM’nin UNFICYP için yıllık 50 küsur milyon dolar harcama yaptığını ve bu ortamda bu denli büyük bir miktarın buraya harcanmasını anlamlı bulmadığını da belirtiyor Özersay.
Küçük çaplı bir aramayla edindiğim bilgiye göre, evet UNFICYP’in yıllık maliyeti 54 milyon dolar.
Bu paranın üçte biri, yani yaklaşık 18 milyon dolarlık kısmı, gönüllü olarak Kıbrıs Cumhuriyeti, 6.5 milyon dolarlık kısmı da yine gönüllü olarak Yunanistan tarafından karşılanıyor.
Tabii bütün bu para sadece BM Barış Gücü’nün askeri ayağı için harcanmıyor, Barış Gücü’nün adada yürüttüğü başka misyonlar da var.
Peki şu anda 12 farklı ülkeden yaklaşık 1000 askerle adadaki varlığını sürdüren BM’nin yıllık harcaması 54 milyon dolarsa ki bu yaklaşık 300 milyon TL’ye denk geliyor, tahminen 40 bin olduğunu varsaydığımız Türk askerinin yıllık maliyetini, anlamlı buluyor mu acaba Sayın Özersay?
GKK’nın 2019 bütçesi 423 milyon TL.
Varın KTBKK’nın maliyetini, siz düşünün!
Üstelik sayın bakanın kendi ifadeleriyle, ‘çatışma durumu ve ihtimalinin hiçbirinin olmadığı bir ortamda’!