Cezaevinden kaçtığı iddia edilen Alexander‘ın firarda geçirdiği süre, hem hukuk devleti kavramının Kıbrıs’ın kuzeyindeki tezahürünü, hem toplumda varolan linç kültürünün vahametini, hem bu linç kültürünün yaratımında medyanın rolünü, hem sistematik işkencenin boyutlarını, hem de yargı mekanizmasının işleyişini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
Önce çok kısa bir sürede medya, tüm başat etik kuralları ihlal ederek “tecavüzcü sapık elini kolunu sallıya sallaya aramızda geziyor” tarzı haberlerle ve suçla milliyeti bir arada kullandığı ırkçı dille, toplumsal bir histeri oluşturdu…
Sosyal medya fenomenleri, Prison Break izleyicileri ve basın kolkola belki de Kıbrıs tarihinin en histerik yakalanma hikayesinde online dedektif oldular…
Çekim yapan linç kültürü insanlarının (kültür insanı tabirini ülkenin aşı takviminden öğrendim) “vurun vurun geberdin…’yi” diyerek çektikleri video yurt sattında tüm whatsapp gruplarında dolaştı…
Son olarak da ters kelepçe, saç çekme, burun kırma kıpkırmızı hale getirilmiş ense fotoğraf ve videolarıyla online işkenceye şahitlik ettik…
Hukuk, hem kişilerle kişiler arasındaki, hem de kişilerle devlet arasındaki ilişkiyi düzenleyen kuralları içerir. Bu kuralları adil işletme yeteneğine haiz idari yapılanmalara da hukuk devleti denir.
Yasalarınızın olması, kişileri, idareyi yargılıyor olmanız, yahut suç işlediği iddia edilen kişileri yargı önüne çıkaracak kolluk kuvvetlerinizin varlığı sizi hukuk devleti yapmaz.
Bir hukuk devletiyseniz, zanlıları yıllarca, içeridekilerin gayri insani koşullarda koridorlarda yattığı cezaevinde hükümsüz tutuklu olarak bekletemezsiniz…
Hukuk devletiyseniz, tutuklulara ters kelepçe takamazsınız, beceriksizliğinizin hıncıyla gözler önündeişkence yapamazsınız…
Hukuk devletinden tarafsanız, hükümsüz bir tutukluya, tecavüzcü diyemezsiniz, suçuyla milliyetini örtüştüremezsiniz…
Hükümsüz bir tutukluyu yıllarca gayrı insani koşullarda cezaevinde tutuyorsanız, etik dışı haber yapıyorsanız, linç kültürüyle besleniyorsanız, hiç kendinizi, üç günden az kalanlara karantinasız girişin yolunu açarak onlarca insanın hastalanmasına, birçok insanın ölümüne yol açan hükümetten ayrı bir yerde konumlamayın, aynı yerdesiniz…
O paradigmanın içinde…
Sizler hepiniz o paradigmanın bileşenlerisiniz…
Alexander’in kaçma ve yakalanma süreci, bugüne dek kapalı kapılar ardında konuşulan sistematik işkenceyi online gözler önüne sermiştir. Artık malum ilan olmuştur. Mesele, üçbeş kolluk kuvvetinin günah keçisi ilan edilerek soruşturmaya tabi tutulmasıyla yahut görevden alınmasıyla falan hafifletilemeyecek kadar ağırdır.
Sivil toplum örgütlerine de, sosyal medya paylaşımlarından fazlası, oluşan duyarlılığı evriltme, öncülük etme görevi düşmektedir.
Er ya da geç, insanlık onuru işkenceyi yenecektir.