Kamuoyunda “kadın cinayetlerinin bizim kültürümüz olmadığına” dair sıklıkla açıklamalar yapılmaktadır. 1990’lı yıllardan günümüze kadın cinayetlerinde bir artış olduğu tartışma ihtiyacı duyulmayan bir konu olmakla birlikte, tarih sadece bununla kısıtlı değil…
2001-2018 yılları arasında 39 kadının öldürüldüğü biliniyor. Bu rakamlara bakıp “kadın cinayetleri kesinlikle bizim kültürümüzün bir parçası değil” diyebilmek mümkün değil…
Her şeyden önce şunu hatırlatmak isteriz ki Kıbrıs’ta kadın cinayetleri üzerine yazılmış bir kitap bile var.
Altay Sayıl tarafından kaleme alınan “Kıbrıs’ta Cinayete Kurban Giden Kadınlar” bu anlamda önemli bir kaynak… Sayıl kitabında 1924-1988 yılları arasında işlenen kadın cinayetlerine yer veriyor. 65 yılda 100’ün üzerinde kadın öldürülmüş.
Bunlardan en bilineni ve toplumun hafızasında uzun süre yer eden; çeşitli köşe yazılarında da dile getirilen 10 Mayıs 1924 tarihli “Dr. Behiç Cinayeti”. Hani, Kıbrıslıtürk olup; Fransa’da tıp eğitimi alarak adaya dönen ve Lefkoşa’nın tanınmış simalarından müdür Hüsnü Efendi’nin en küçük kızı Fatma hanımla evlenmişti… Hatırladınız mı Sayın Akıncı?
Devam edelim…
Yıl 1923. “Halit Arap Cinayeti” Hani, kültürünüzün bir parçası olan Sarayönü’nün meşhur kebapçı ve paçacısı olan Halit Arap… Hani sevgilisine 23 kez bıçak sokarak onu öldüren Halit Arap… Cinayet bir destanmış gibi anlatıldığı zaman daha ilginç oluyor değil mi?
Kıbrıs kültüründe “kadın cinayetlerinin” tarihi olarak da bulunduğu belirlendiğine göre, Sayın Akıncı’ya hatırlatmak isteriz…
Kadına yönelik şiddeti, kültür üzerinden değerlendirmek absürttür. Şiddetin, dili, dini ya da etnik bir kökeni yoktur. Hangi kültür ve/veya toplum, kadın cinayetini kendi “kültürü” olarak sayabilir ki? Kıbrıslı kültürünü kadına yönelik şiddetin dışında tutarak, hangi kültürde kadın cinayetlerinin onay alındığı ima edilmektedir?
Kadına şiddet, ataerkinin gereği olarak evrensel; yani tüm dünyada olan bir sorundur. Kadın cinayetlerinin kültürel olarak başka bir yerden Kıbrıs’a taşındığını söylemek, Kıbrıs’ta böyle bir yapı olmadığını iddia etmek anlamsızdır. Nitekim, görüleceği üzere, Kıbrıs’ta da tarih boyunca kadınlar öldürülmüş ve öldürülmeye devam etmektedir.
Kadın cinayetleri kültürel değil, politiktir!