-Foti Benlisoy-Başlangıç Dergisi-
Döviz bozdurma kampanyası dar anlamda bir ekonomik önlem değil, gülünüp geçilmemesi gereken bir ideolojik kampanya, bir kitle seferberliği girişimi, yani tabanı sıkılaştırma yöntemi. Kampanya iktisadi bir faydadan çok krizin derinleşmesi halinde açığa çıkabilecek kitlesel tepkilerin önünü almayı, şimdiden o tepkileri soğurarak belli bir hedefe kanalize etmeyi amaçlıyor. Kriz derinleşirse kimin sorumlu tutulacağı, kimin hedef alınacağı, krizin nasıl yorumlanması gerektiğine dair siyasal bir kitle tatbikatı bu kampanya. CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da döviz bozdurarak kampanyaya katılması, bu seferberliğin AKP tabanının ötesinde de etki yaratabileceğinin bir işareti.
Sınıf örgütlenmelerinin yerlerde süründüğü bir ülkede krizin bir “vatan-millet” meselesi olarak sunulması öyle pek de zor şey değil zaten. Kampanya bu vahim durumun üzerine basıyor ve krizin Türkiye’ye karşı yeni bir kumpas, “bizi” boğmak isteyen “dış güçlerin” eseri bir “ekonomik darbe girişimi” olduğu mesajını yaygınlaştırılıyor. Erdoğan “döviz spekülasyonuyla ekonomimiz çökertilmeye çalışılıyor” derken tam da bunu kastediyor. Dolayısıyla da bir “başkomutan” edasıyla “bu milleti seviyorsan arkadaş sen de Türk Lirası’na geçeceksin” diye emrediyor.
Kriz böylece mevcut sermaye birikim rejimiyle alakalı bir sınıf meselesi, hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar sorunu olmaktan çıkıyor. Bir “milli dava” halini alıyor. Böylece krizin neden ve olası sonuçlarını çarpıtarak da olsa “anlaşılır kılacak” bir açıklayıcı şema, kampanyayla şimdiden belli kısıtlarla da olsa kitleselleştirilmiş oluyor. Şimdi komik geliyor olabilir ancak krizin etkisi “aşağıda” hissedildiğinde, bıçak kemiğe değmeye başladığında ortada krizin neden ve sonuçlarına, kimin sorumlu tutulması gerektiğine dair başka bir “açıklayıcı şema” olmazsa vay halimize…
Kıssada hisse: Krizin yaratacağı sosyal tahribata karşı acil talepleri ihtiva eden bir karşı kitle seferberliğinin olanaklarını şimdiden ele almak, yani krize siyaseten hazırlık yapmak yerine “piyasanın” iktidarı pataklamasını bekleyip dalga geçmekle yetinmekse bir başka aczin ifadesi…