Bugün 15 Temmuz.
48 yıl önce bugün, Yunanistan’da iktidarda olan faşist askeri Cunta’nın gerçekleştirdiği ve Türkiye’nın Kıbrıs’ı işgalinin yolunu açan darbenin yıldönümü.
15 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen faşist darbe, NATO’nun üye devletlerinin Dışişleri Bakanları arasında 1971 yılında imzalanan Lisbon Anlaşması’nın bir parçası ve 20 Temmuz 1974 de aynı planın bir sonraki adımı olarak gösterilmektedir.
15 Temmuz 1974’te neler yaşandı?
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Başpiskopos III. Makarios’a karşı 15 Temmuz 1974 sabahı gerçekleştirilen hain darbe, Atina’daki askeri cunta ve Kıbrıs’taki işbirlikçileri faşist EOKA-B ‘nin meşru hükûmeti devirmeye yönelik faaliyetlerinin doruk noktasını teşkil etmiş, toprağın bölünmesinin yolunu açmış ve Türkiye’ye yıllardır aradığı Kıbrıs’a yönelik yayılmacı, ölüm ve yıkım getiren politikasını devreye sokması için fırsat sunmuştur.
O kara günün sabahında, faşist cuntanın tankları ve Kıbrıs’taki destekçileri “İskender hastaneye girdi” sloganı altında bir darbe gerçekleştirdiler. İki tank grubu, Cumhurbaşkanlığı muhafızlarını etkisiz hale getirmek amacıyla harekete geçti. Makarios Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Mısır’dan gelen bir grup Kıbrıslı öğrenciyi karşılamaktayken korumaları tarafından korumaya alındı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Başpiskoposluk ve diğer hedefler tanklar ve zırhlı araçlar tarafından vuruldu.
Darbeciler Kıbrıs Radyo ve Televizyon Kurumunu (RİK) ele geçirerek Makarios’un öldüğünü ve Nikolaos Samson’un Cumhurbaşkanı olarak yemin ettiği yalanını yaymaya çalıştılar.
Darbe günü RIK’ten şu haber yayımlandı: “Helenler, Ulusal Muhafızlar bugün Helenler arasındaki kardeş kavgasını durdurmak için müdahalede bulundu. Ada’daki tüm direniş noktaları ortadan kaldırıldı. Makarios öldü. Ulusal Muhafızların temel amacı düzeni sağlamaktır. Bu mesele yalnızca Helenlerin kendi iç meselesidir. Ulusal Muhafızlar şu anda durumun hâkimidir.”
Ancak Makarios ölmemişti. Baf’taki bir radyo istasyonundan, yukardaki videoda yer alan Kıbrıs halkına hitaben yaptığı konuşmada diğer hususların yanı sıra şunları belirtti: “Kıbrıs halkı, duyduğunuz ses tanıdık. Sizinle kimin konuştuğunu biliyorsunuz. Ben Makarios’um. Ben sizin lideriniz olarak seçtiğiniz kişiyim. Atina cuntasının ve buradaki temsilcilerinin hedeflediği gibi ben ölmedim. Ben yaşıyorum. Ben de ortak mücadelede bir savaşçı ve sancaktar olarak yanınızdayım. Cunta’nın darbesi başarısız olmuştur. Ben Cunta’nın hedefindeydim ve ben hayatta olduğum sürece Kıbrıs’ta Cunta’ya geçit verilmeyecektir. Kıbrıs Helenizmi darbelere ve diktatörlüklere müsamaha göstermez. Cunta darbe yapmak için tankları ve zırhlı araçları kullandı, ancak Cumhurbaşkanlığı Muhafızlarının ve halkımızın direnişi zırhlı araçları, tankları durdurdu. Cuntanın tek başarısı, radyo aracılığıyla yalan yayın yapmak ve sözde hükûmet değişikliğinden bahsetmek için RİK’e el koyması oldu.”
Makarios, cuntanın Kıbrıs’ı bölmeye karar verdiğini söyleyerek halkı emirlerine itaat etmemeye ve direnmeye çağırdı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yönelik saldırı tek değildi. Direnişi kırmak amacıyla Kıbrıs’taki kasabalarda ve birçok köyde saldırılar gerçekleştirildi. Özellikle EOKA-B karşıtı, Makarios destekçisi ve AKEL üyesi onlarca ölü ve yüzlerce yaralı ile kan döküldü. Bu gelişme birkaç gün sonraki işgal eylemiyle daha trajik boyutlar edinecekti.
Kıbrıs bugün, darbe sırasında demokrasiyi savunmak için hayatlarını feda eden direnişçi kahraman insanlarını anıyor.
15 Temmuz 1974 ve bir fotoğraf…
Faşist Yunan Cuntası ve yerli işbirlikçisi EOKA-B’nin Kıbrıs’ın Yunanca konuşan, özellikle ilerici insanlarına çektirdiği eziyeti anlatan bu fotoğraf darbenin gerçekleştirildiği gün çekildi.
15 Temmuz 1974 öğlen saatlerinde Lefkoşa’daki Larnakos Caddesi (Larnaka Yolu)’nde bulunan mezarlığın hemen dışında çekilen bu fotoğratfaki kamyonda yer alanlar insan cesetleri.
Darbeye karşı direnen gençler, siviller, polisler ve askerlerin cesetleriyle yüklü olan bir kamyon.
Cesetler toplu mezara atılmak için götürülüyordu…
Kıbrıs bugün halen gerek Yunanistan’ın darbesi gerekse Türkiye’nin işgali sırasında katledilen insanlarının acısını taşıyor ve kaybedilen yüzlerce insanını arıyor.
kha/gazedda