Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gardiyanoğlu yeni dönem için “3. dünya” olarak ifade ettiği insanların ücretlerinin düzenlenmesi için yasa hazırlığı içinde olduklarını ifade etti. Haberin kaynağı Kıbrıs Gazetesi’dir.
Yerleşimci Kolonyalizm sınıf hareketlerinden bağımsız olarak düşünülemez. Yerleşimci kolonyalizm yerlilerin emeğine dayalı bir sömürüyü merkezine alan bir sömürgecilik modeli değildir. Bu yerlilerin emeği sömürülmez demek değildir. Klasik sömürgecilikte bu vardır. Yerlilerin emeğine dayalı bir sömürgecilik geliştirilirse yerlilerin imhasını gerçekleştiremezsiniz.
Çünkü iş gücü ve ekonomi yerli iş gücüne dayanır. Yerleşimci kolonyalizmde sömürgeci sürekli olarak iş gücünü dışarıdan sağlar. İş gücünü sömürdüğü ülkeye taşır. Yerlileri üretimin dışına atarak, karmaşık bir iş gücü oluşur. Bu elbette örgütlenme ve sınıf hareketlerini de baltalayan bir süreçtir. Gelelim bizim konumuza. Siyaseti “power relations” dediğimiz iktidar ilişkilerinden soyutlayarak tartışmak bizi yanıltıcı noktalara iletir.
Kıbrıs’ın kuzeyinde özne kimdir? Kıbrıslı Türk siyasetçiler mi? Kıbrıslı Türk yukarı sınıfı mı? Paketleriyle, ordusuyla, nüfusuyla, eğitimden sağlık sistemine her şeyiyle her şeyi belirleyen Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Gardiyanoğlu’nun bahsettiği yasadan elbette Kıbrıs Türk yukarı sınıfı da yamalanacaktır. Ancak bu yasayı son dönemde imzalanan protokollerden soyutlayarak tartışamayız. Türkiye planlı ve programlı bir şekilde sömürgesine inşaat sermayesini taşırken fabrikalarını da taşımak için yasal çalışmalar yapmıştır.
Özellikle Güvercinlik bölgesinde büyük bir sanayi sitesi oluşturacaklar. Beyarmudu belediye başkanının yerli bir işbirlikçiden yerleşimciyle el değiştirme sebebi bundandır. Çünkü yerli işbirlikçi da olsa gene da güvenmiyorlar. Güvercinliğe son dönemlerde başta Fuat Oktay olmak üzere Cevdet Yılmaz önemli ziyaretler gerçekleştirmiştir. Elçi Metin Fevzioğlu’da o bölgeyi sık sık ziyaret ediyor.
Aheridu (Güvercinlik) 1975 yılında “Tarım İş gücü Protokolüyle” Türkiye’den Kıbrıs’a getirilen yerleşimcilerden oluşmaktadır. Hem inşaat alanında hem de bu fabrikalara ucuz iş gücü lazımdır. Türk sermayesinin kâr marjını arttırmak için insan hak ve özgürlüklerinin ezim ezim edildiği Türklük sözleşmesinin dışında kalan, hiçbir şekilde çalışanların örgütlenip hesap soramayacağı coğrafyalardan insan taşımak yerleşimci kolonyalizmin ana öğelerinden biridir. Pakistan’dan ve Afrika’dan insan taşıyacaklar.
Bu insanları yasal ücretlerin altında çalıştırıp, Türk burjuvazisinin kâr marjını arttıracaklar. Bu Türk burjuvazisinin Kuzey Kıbrıs’a gelmesi için de önemli bir sebep olacak. Dolayısıyla ilerleyen dönem sınıf hareketlerinin de baştan aşağı dönüşeceği yeni bir dönemdir.