Yayın Tarihi: 25 Mart 2021 – Fileleftheros Gazetesi – Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu – Hazırlayan: Vula Harana
Bu savaşı hayal etmemiştik. İslam Devleti teröristlerinden korkmuşuzdur, uzaylılardan korkmuşuzdur, bin bir şeyden korkmuşuzdur. Bir de ülkelerin topraklar, sınırlar için; petrol, gaz gibi zenginlikler için; dağlar, nehirler için birbirine girdiğine inanırdık. 21. yüzyılda savaşın aşılar için olacağını daha önce hiç düşünmedik.
İngiltere, AstraZeneca aracılığıyla kendi aşısını geliştirdi ve ayrıldığı Avrupa Birliği daha Oxford aşısını onaylamadan aşılamanın açılışını yaptı. Şimdi aşılanmış çok sayıda vatandaşa sahip İngilizler, ekonomilerini canlandırmanın yollarını arayan ülkeler için aranan turist adayı oluşturuyor. Bu ülkeler arasında, dünün İngiliz hastalarına, bugünün potansiyel olarak sağlıklı turistlerine çokça bel bağlamış Kıbrıs da bulunuyor.
Ama öyle görünüyor ki Boris Johnson pek aynı fikirde değil. Britanya’da ülke dışında tatil yapmak yasaklanıyor. Johnson’ın önerisi Meclis’ten geçerse, Temmuz ayına kadar hiçbir Britanya yurttaşı ülkeden çıkmaya pek cesaret edemeyecek. Aksi takdirde 5.000 sterline kadar para cezası ödemek zorunda kalacak. Ancak bu, Boris Johnson’un ülkesini virus gelebilecek tatil ülkelerinden koruma çabasından ziyade, Brüksel ile Londra arasında AstraZeneca aşıları nedeniyle başlamış olan savaşın bir başka bölümünü oluşturuyor.
Avrupa, İngiliz ilaç firmasının Avustralya’ya ihracatını engelleyince, şirket yeterli aşı miktarlarının AB’ye teslimatını geciktirdi. Ardından çoğu ülke aşının kullanımını bir süreliğine askıya aldı. Buna karşılık İngiliz Hükümeti yurttaşlarının tatillerini askıya alarak, turizmden medet uman ülkelerde kısa devreye neden oldu.
Salgın başladığında insanlığın yaşadığı bu ortak macera kolektif bir biçimde hareket etmeye çıkaracakmış gibi görünüyordu. Bu, Covid 19’a karşı panzehir bulunana kadar sürdü. Ve o noktada hiçbir şeyin değişmediği bir kez daha belli oldu. Her şey için savaş ilan edilebilir. Üstünlüğün kimde olduğuysa sadece sınırların çizilmesiyle toprak üzerinde belirlenmiyor. Rusya, aşılarının başarısını bir gurur kaynağı olarak görüp, Navalny davasınının bozduğu uluslararası imajını iyileştirme niyetiyle değerlendirmeye çalışıyor. Çin, sadece ucuz ürünler üreten bir ülke olmanın yanısıra, öngörülebilir bir bilimsel güç olmakla da gururlanıyor. İsrail’de Netanyahu, tüm nüfusu bir çırpıda aşılamayı başardıktan sonra sanık sandalyesinden kalktı, ulusal kahramana döndü. İngiltere Brexit’i güvence altına alıyor. Biz ise İngiliz turistleri boşuna beklemekle meşgulüz.