Crans Montana’da gerçekleşen ve çözüme ulaşılamayan Kıbrıs Konferansı sonrası Sn. Akıncı, bundan sonra izlenecek yolun “Ortak Akılla” belirleneceğini belirtmişti.
Sn. Akıncı, geçtiğimiz haftalarda sivil toplum örgütleri ve Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile gerçekleştirdiği görüşmelerde, “İki ayrı çatı altında çözüm” den bahsederek, nasıl ve ne zaman oluşturulduğunu veya ne menem bir şey olduğunu bilmediğimiz “Ortak Aklın” bunu emrettiğini ifade etti.
Oysa bizim bildiğimiz “Ortak Akıl” çözüm odaklı siyaseti ve federal bir çözümü emretmişti.
Kıbrıslı Türkler açısından, 2004 Nisan ayında gerçekleşen Annan Planı referandumundan buyana ikinci bir referandumu (irade beyanı) teşkil eden, 2015 Nisan ayı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde toplumun %60.56’sı, Sn. Eroğlu’nun savunduğu “İki ayrı devlet” politikasına değil, Sn. Akıncı’nın “Dört Boyutlu Siyaset” belgesine onay vermişti.
“Dört Boyutlu Siyaset” belgesinin birinci maddesi “Çözüm Odaklı Siyasetti” ve şu şekilde devam etmektedir;
“Kıbrıs’ta yıllardır çözümsüz kalan sorun ve yarattığı statüko sürdürülebilir değildir; hem adamızın ve hem de bölgemizin barışı ve huzuru için de ciddi tehditler içermektedir. Birleşmiş Milletler parametrelerinin öngördüğü ve son olarak 11 Şubat 2014 tarihli ortak açıklama metninde de ifade edilen, iki kesimli, iki toplumlu federal bir çözümde, her iki tarafın da kazanacağı çok şey vardır. Böylesi bir çözüm, bölgesel istikrara da katkıda bulunacaktır. Bu bağlamda, çözüm odaklı bir anlayış ve halkın iradesini müzakere masasına yansıtacak kararlılıkla hareket edeceğiz. Kapsamlı çözüm uğraşılarının yanı sıra, paralel bir süreçte, her iki toplumun günlük yaşamına katkı yapacak çeşitli güven artırıcı önlemlerin uygulanmasına özel önem vereceğiz. Bu kapsamda, Kapalı Maraş bölgesinin BM gözetiminde yerleşime açılması ve bu açılışa eş zamanlı olarak Kıbrıslı Türklerin, ticaret ve turizm alanında yaşadıkları dar boğazların aşılması için Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanının kullanılabilmesinin yolları üzerinde uzlaşma aranacaktır. Bunun tüm paydaşlara sağlayacağı ortak yararın yanında kapsamlı çözüm çabalarına da katkı yapacağına inanmaktayız”.
Öyle anlaşılıyor ki Sn. Akıncı’nın bahsettiği “Ortak Aklın” bundan sonra izlenecek yola dair belirlediği politika, gerçekleşmesi mümkün olmayan ve esas itibarı ile “Taksimci” bir yaklaşım olan izolasyon ve ambargoların kaldırılması politikasının yeniden canlandırılması ve “İki ayrı çatı” olarak yeniden isimlendirilen “İki ayrı devlete dayalı” konfederasyondur.
Bu çıkmaz yoldur!
Ayrılıkçı politikalar da ısrar Kıbrıslıtürklere yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Kıbrıslıtürklerin gerçekleşmesi mümkün olmayan, uluslararası hukuk ve BM parametrelerine aykırı politikalar ile kaybedecek zamanı yoktur.
Yapılması gereken “Ortak Aklın” ortaya koyduğu ayrılıkçı ve çıkmaz yoldan yol yakınken geri dönmek, Kıbrıslıtürklerin iradesine uygun bir şekilde çözüm odaklı siyasete ve federal çözüme bağlı kalmaktır.
Gutteres çerçevesi temelinde müzakere masasının yeniden kurulması için çalışılmak, toplumun desteğini alan “Dört Boyutlu Siyaset” belgesinde belirtildiği gibi kapsamlı çözüm uğraşlarının yanı sıra, paralel bir süreçte, başta Kapalı Maraş’ın BM gözetiminde yerleşime açılması olmak üzere, güven arttırıcı önlemleri hayata geçirmeye başlamaktır.