Bu makale, ilk kez 21 Nisan’da Afrika Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Daha 2008 finansal ve ekonomik krizini aşamayan kapitalist-emperyalist sistem 2020 Yılının başında ekonomik durgunluğa gidiyordu. COVID-19 Coronavirüs ile bu durgunluk ekonomik krize dönüştü.
Gelişmiş kapitalist-emperyalist devletler banka ve şirketlerin bu ekonomik krizden büyük yıkım yaşamaması için bir dizi önlemler aldı. ABD emperyalizmi 2 trilyon ABD doları ayırarak banka ve büyük işletmeleri korumaya çalışıyor. Keza İngiltere emperyalizmi de aynı durumda; İngiliz hükümeti İngiltere Merkez Bankası garantili sınırsız kredi olanakları sağlayacağını açıkladı.
Avrupa ve ABD’de bu krizin patlak vermesi ile emperyalistler arası söz düellosu da artmaya başladı. ABD emperyalizmi COVID-19 ile ilgili önlemlerini açıklamadan hemen önce hipersonik füze denemesi yaptı ve bunu dünyaya duyurdu. Rus emperyalistleri COVID-19’da çok büyük yara alan İtalya’ya askeri kamyonları ile sağlık malzemesi ve ekip gönderdi. Çin emperyalistleri Türkiye’ye, İtalya’ya ve bazı diğer ülkelere uçak dolusu tıbbi malzeme hibe etti. Çin bu güne kadar 1 milyar ABD doları değerinde tıbbi malzeme dağıttığını açıkladı.
ABD emperyalist hükümeti COVID-19 krizini fırsat bilerek bunu “Çin virüsü” olarak ilan etti. Hedef belli idi. Hali hazırda Çin’e yaptığı ekonomik yaptırımların dozunu farklı bir yolla artırmak. O kadar ki bu virüsün Çin’in Wuhan bölgesindeki bir laboratuardan kaynakladığı ile ilgili araştırmalar ve iddialar ortaya atıldı.
ABD ve İngiliz emperyalizmi COVID-19’u bahane göstererek yeni bir dünya düzeni kurma girişiminde bulundular. Hatta bazı hukuk büroları kullanılarak Çin emperyalizmine trilyonlarca dolar tazminat için dava açmaya hazırlanıyorlar.
Emperyalist burjuvazi bu günlerde Çin’le bu çıkar çatışmasının dozunu artırdığı anda iki emektar emperyalist devlet adamı ayrı ayrı makaleler yayınladılar. Henry Kissinger ve Michail Gorbaçov iki farklı koldan COVD-19’dan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağından dolayı çok geniş çaplı uluslararası işbirliğinin devreye konmasını dile getirdiler.
Henry Kissinger, yaşanan bu ekonomik krizden ülkelerin birbirlerinden bağımsız hareket ederek çıkamayacağını ve yeni bir Marshall Planı’nın hayata geçirilmesini önerirken emperyalist finans kuruluşlarının da kurtuluş yolunu gösteriyor.
Eski SSCB Başkanı Michail Gorbaçov ise ABD Başkanı Ronald Regan ile vardığı prensip anlaşmasına atıfta bulunuyor. Dünyayı büyük tekelerin kendi aralarında anlaşarak yönetmesi gerektiğine vurgu yapıyor ve yeni bir savaşın hala daha olası olduğunu dile getiriyor.
Henry Kissinger ve Michail Gorbaçov’un bu günlerde kovuklarından çıkrak böyle bir tavır sergilemeleri bir şeyler gösteriyor. Emperyalist burjuvazinin kendi içinde gelecek konusunda ne yapacağını bilmediğini ve kendi içinde çatışmalar yaşadığını…
Tartışmanın merkezi “Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak”! Olmayacak da bu yeni düzen nasıl olacaktır? İşçi sınıfı, emekçiler ve ezilen halklar bu yeni dünya düzeninde kedinin kuyruğundaki maşrappa mı olacak yoksa bu yeni dünya düzenini kendisi mi kuracak? İşçi, emekçi ve kendine sosyalist diyen tüm siyasi kuruluşların bu konuda tavırlarını belirleme zamanı artık gelmiştir.
Ya sosyalizm kazanacak, ya da Barbarlık!