• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Salı, Mart 21, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM SÖYLEŞİ

Hatay’da deprem komünü: El ele, her eve | Video

Burada doktorundan öğretmenine, sanatçıdan yönetmenine, halktan öğrencilere kadar herkes var. Herkes bir birine yardımcı olmak için bir arada.

Gazedda Gazedda
3 Mart 2023
Okuma Süresi: 8 dk
A A
Samandağ’da depremde kurtulanların kurduğu 400 kişilik Kolektif Koordinasyon Merkezi, el ele verip kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların biricik dayanışması oldu. Kapı kapı çadır, ekmek ve su dağıtan komün, ulaşmadık mahalle bırakmıyor.

Mezopotomya Ajansı’ndan Sedat Yılmaz ve  Azad Altay’ın haberi.

Hatay’da depremin ikinci günü hiç kimseyi beklemeden kolları sıvayıp işe koyuldular. Doktor, öğretmen, sanatçı, öğrenci, öğretmen, çiftçi, kimin elinde ne iş geliyorsa koştular, dayanışmaya. Depremden sağ çıkan mahalleli, soluğu Karaçay Bedii Sabuncu Lisesi bahçesinde soluğu aldı. Samandağ’ına bağlı Karaçay mahallesinde halkın kendiliğinde kurduğu Kolektif Koordinasyon Merkezi yüzlerce ihtiyaç sahibine ulaştı. Kimi çadır, kimi gıda, kimi diğer ihtiyaçları kaptı, kapı kapı depremzedelere ulaştı.
Set işçileri, tiyatrocular aralarında kimi arasan bulursun. Sayıları zaman zaman 400 kişiye ulaşan dev organizasyon, insan, hayvan canlı ne varsa yardımına koştu. Tonla hikaye birikiyor mahallenin komününden. Aralarında birisi anlatıyor, “Polis Özel Harekatı’ndan (PÖH) biri geldi yemek almaya. Biraz sohbet etmeye başladı. ‘Çadır devleti miyiz diyorlardı, çadır devleti bile olamadık’ dedi.” Kimisi organizasyonlarını Samandağ’ın Rönesans’ı diyor kimisi engelle karşılaşmamak için daha temkinli.
‘KEFEN VEREYİM Mİ?’
Bir başka gönüllü anlatıyor, “İnsanlar yardım kolilerin içinde ne var ne yok bakamıyor. Çünkü her şeye ihtiyacı var. Birisi içinde ne olduğunu bilmeden kefen bezi olan koliyi istedi. ‘Ne yapacaksın, içinde ne var biliyor musun, dedim. Yok dedi. Kefen var dedim, kefen vereyim mi diye sordum. ‘Yok kefen kalsın’ dedi. Çünkü kefene ihtiyaç kalmadı. Ölen öldü, enkazla gömüldü.”
Kendiliğinden kurulan, gelişen, dönüşen ve dalga dalga yayılan Kolektif Koordinasyon Merkezi’nden Eda Dönmez, hummalı deneyimi Mezopotamya Ajansı’yla (MA) paylaştı.
Bu dayanışma ağı depremin kaçıncı günü kuruldu?
Burası depremin ikinci günü kuruldu, ben de 3’üncü günü geldim. Buraya gelen yardım TIR’larındaydım. Birkaç parça eşya aldıktan sonra buraya geldim. Yardım etmem gerekiyordu. Tesadüfen böyle bir şey olduğunu gördüm ve buraya gelme ihtiyacı hissettim. Depremzede olarak çaresizliği yaşadık. Benim gibi herkes çaresizdi. Çaresizliğimize karşı “bir şeyler yapabiliriz” dedim ve geldim. Geldiğimde 15-20 kişi vardı. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Burası konum olarak Antakya, Samandağ arası ve merkez bir yer. Burada bizim gibi halktan olan insanlar. Sonradan zamanla gönüllüler de geldi. Burada toplanarak herhangi bir sivil toplum kuruluşu veya devlet yok. Tamamen gönüllüler tarafından kuruldu. Başta işler biraz karışıktı. Zamanla bu karışıklığın giderilmesi ve iş bölümü yapılması gerektiğini konuştuk. Burada toplanma amacımız gelen yardımları depremzedelerin ihtiyaçlarına göre belirlemek ve dağıtmak. Görev dağılımız değişiyor; Kimimiz çadır, kimimiz gıda, kimimiz kıyafet bölümünde. Çünkü depremzede olarak herkesin her şeye ihtiyacı var. Zengin de fakir de siyasetçi de STK’ci de depremzede. Evlere girilemiyor. En acil hayati ihtiyaçları gidermek için bir iş bölümü oluşturduk. Herkes bir şekilde bir depremzedeye ulaşmaya çalışıyor. Kimisine evine kadar gönderiyoruz. Engelli bireyler, bebekli bireyler oluyor. Onlar için mobil hizmet sistemi kurduk ve evlerine kadar gidiyoruz.
Siz nerden geldiniz?
Buralıyım. Tomruksuluyum.
 Anlatımınız buranın bir çeşit komün olduğunu gösteriyor. Bir isminiz var mı?
Kolektif Koordinasyon Merkezi olarak isim koyduk. Tam da ismine uygun bir şekilde işleyişimiz var zaten.
 Aranızda olan kimler, kaç kişi, kaç saat çalışıyor?
Burada doktorundan öğretmenine, sanatçıdan yönetmenine, halktan öğrencilere kadar herkes var. Herkes bir birine yardımcı olmak için bir arada. İlk günlerde 300-400 kişiye kadar sayımız çıktı. TIR’lar geliyordu, indir, bindir. Eşya dağıtımı ve paylaşımına kadar iş bölümü vardı. Zamanla oluşumuzu duyan farklı kentlerden gruplar katıldı. Küçük küçük çadırlar kurdular. Dönüşümlü olarak onlar da bize destek oldular. Kim olduklarını bilmiyoruz.
 Kimse birbirini tanımıyor mu?
Kimse bir birbirini tanımıyor. Benim burada ana okul öğretmeni olduğumu bilen bir mahalle sakinleri var. Şu an neredeyse bütün köyler beni biliyor. Kimse birbirini bilmezken burada çok güzel bir dayanışmaya girdik. Çünkü amacımız bir. Hepimiz depremzedeyiz. Bir amaca hizmet etmeye çalışıyoruz.
 Her yaştan insan görüyoruz…
15 yaştan 70 yaşa kadar çıkıyor. 15 yaş çocuklar bile bir şeyler yapmak için burada. Yaş grupları çok değişiyor. Ortalama yaş grubumuz yok bizim. Herkes burada ve tek bir amaca hizmet ediyor. Herkesi bu enkazdan çıkmamız gerekiyor. Kimimizin cenazesi vardı onu kaldırdık. Kimimizin kayıpları var, ona destek olaya çalıştık. Kimi evsiz, çadır yaratmaya çalıştık. Yiyecek ve içecek suyu olmayanlar var. Onlara ulaşmaya çalıştık. Enkaz demek sadece yıkım altında olmak değil.
 Bu kadar büyük bir organizasyonun karar süreci olmalı, nasıl yürütüyorsunuz?
Karar süreci ilk iki -üç gün kimsede değildi. Sonra kendi aramızda daha çok dışarıdan bağlantıları olan ve bu bölgeyi çok iyi tanıyan birkaç kişi seçtik. Onlar bağlantıları kursun bizi yönlendirsin diye. 10 kişilik komite ekibi oluşturduk. Sınırlı kalmadı. 15, 20’ye kadar çıktı. Komite ekibine göre çalışıyoruz. Ben ihtiyaç listelerini almak ve depodan sorumluydum. Daha sonra depodan baktım güzel bir işleyiş var. Herkes geliyordu ve ne yapacağını bilmiyordu. Yönlendirmelerle kim olaya hakimse iş bölümleri sağlayarak, bize yardımcı olmaların sağladık. İşi öğrettikten sonra ben dağıtım merkezine geçtim. Bu bölümde küçük organizasyonlar yaparak iş bölümü oluşturduk ve ben çadır bölümüne geçtim. Çünkü ikinci depremden sonra her şey altüst oldu. Her şey sıfırlandı. İnsanlar evlerinde depreme yakalandılar. Evler başlarına yıkılacak kadar derin bir depremdi. Bazı gönüllü arkadaşlarımız etkilendi ve gittiler. Sayımı azaldı. Bundan dolayı sıkıntı yaşadık. Çünkü depremzedeler de artık kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kaldı. Bütün evler yıkıldı. Herkesin çadıra ihtiyacı var. Her yerde çadıra ihtiyaç oluştu. Binamız hasar gördü, iş görmez hale geldi ve iş gücümüz azaldı.
 Bu travmatik durumu nasıl aşıyorsunuz, buna dair kendi içinizde bir rehabilite süreci var mı?
İlk buraya gelen ekipler arasında çocuk terapistimiz vardı. Psikologlarımız vardı. Omuzlarımızdan tutup “iyi misi” diye sorduklarında bir cümleyle o anki travmayı konuşarak, birbirimize destek olarak, bir birimizin hikayesini dinleyerek bir nebze de olsa rahatlıyorduk. Travmayı dışarıdan bizden daha kötü durumda olan insanları gördükçe, toparlamamız gerektiğini gördük.
 Bir mesainiz var mı, sabah başlangıç, akşam paydos kaçta oluyor?
Bizim molamız yok. Benim çadır ekibim gece 12’de bir telefonla çıkıp herhangi bir mahallede çadır kurmaya gidebiliyor. Sabah sekiz buçukta… Sabaha kadar buradayız çünkü gönüllülerimiz sahada kalıyor. İhtiyaçlarını da gidermeye çalışıyoruz. Aynı zamanda onlarla sohbet etmeye çalışıyoruz. Onları moral ve duygusal anlamda daha iyi olmalarını sağlarsak daha uzun süreli olurlar.
 Nerelere ulaştınız?
Burada her yere ulaşıyoruz. Bir kaç gün önce Altınözü’ne gittik. Suriye sınır dediğimiz mahallelere gittik. Herkesin ihtiyacını olduğunu düşünüp, yetişemediğimiz çok yer yok. İskenderun’dan bile gelip, çadır, giyim ve erzak alanlar oldu. Biz her yere yetişmeye çalışıyoruz. Bağışa ihtiyacımız var.
Buranın halkı buradaydı. Dışarıda üniversite okuyup bize nasılsınız diye sorduklarında hemen buraya gelin diyoruz. Herkese ihtiyacımız var. Hatay’da doğup, büyümüş öğretmen, doktor, mühendislere ihtiyacımız var. İlk çağrımız onlara oldu.
 Birçok kültür sanat faaliyeti de var…
Evet, iki çocuğumla buraya gelirken, onları bu hengamede bir nebze olsa depremzede konularından uzaklaşması gerektiğini düşündüğüm için küçük bir çocuk bölümüyle başladık. Okuldan çıkardığımız masa ve sandalyeyle başladık. Resim yapsın, top oynasınlar diye çocukları bir alana aldık. Bu durumdan bir nebze kurtulmaları gerekiyordu. Okul yok, öğretmen yok. “Arkadaşlarım öldü, öğretmenlerim öldü” gibi söylemlerin çocukları ciddi anlamda etkiliyordu. Bir nebze olsa onları bu konuda uzaklaştırmak için çocuk alanı oluşturmaya çalıştık. Boyama kitapları, toplarla çocuk terapistlerimizle, gönüllü sosyal hizmet çalışanlarımızla onları birazcık oyaladık diyebiliriz.
 20 gündür burada sayısız insanla tanıştınız, her birinin bir hikayesi var. Bizimle paylaşacağınız bir hikaye var mı?
Beni çok üzen bir hikayeyi paylaşayım; Depremin 23’üncü (1 Mart) günündeyiz. Akşam eve çadır talepleriyle ilgileniyoruz. Öncelik kriteri belirlediğimiz 3 kriter var; Hamileler – çünkü bunlar arabada kalamazlar, uzanmak zorundalar, serada kalamazlar, bebekli aileler ve engelli bireyler. İlk kriterlerimiz bunlardı. Bunlara çadır dağıtmaya çalışıyorduk. Bir mesaj geldi, ikinci cümlesinde hüngür hüngür ağladık. “Biz hala neden burada oturuyoruz” diye birbirimizi sorguladık. Bir şeyler yapmak zorundayız dedik. Çünkü mesajda, “Bebeğim hasta, arabadayız, ben ikinci çocuğuma hamileyim, evime giremiyorum, seram yok, kalacak yerim yok, çocuğuma ilaç bulamıyorum, onu ısıtamıyorum.” Büyük oğlunu şehir dışına göndermiş eğitimden kaynaklı. “Aynı zamanda çocuğumdan uzaktayım, bana çadır göndermeniz için kendimi mi öldüreyim?” Bu mesajın tamamını okuyamadım ben. Sonrasında mesajın devamında ne yazdığını bilmiyorum ama hikayeyi bitiremedim. Ben kendime “Eda sen hala burada nasıl oturabiliyorsun, hala eline sıcak çay alabiliyorsun” dedim. Çünkü o kadın çocuğunu ısıtamıyor, sıcak süt veremiyor, bir çocuğundan ayrı. Daha çok şey yapmamız ve çabalamalıyız dedik. Ağlaştık ve üzüldük. Gece saat 11’de herkesi aradık. Yarın sabah herkes burada olsun dedik. Hepimiz toplandık. Kimisi üniversiteye hazırlanırken, dershanesini bıraktı. Kimi babayken babalığını bıraktı. Şehir dışında öğretmenlik yaparken öğretmenliği bıraktı. Kimi işsiz kaldı. Kimi dışarıdan geldi destek olmak için. Kimsenin hiçbir mecburiyeti yokken herkesi daha çok çalışmaya çağırdık. 2-3 saatlik uykuyla daha çok çalıştık. Çünkü o insanlara ulaşmamız gerekiyordu.
* Bizim aracılığımızla bir çağrınız var mı, neye ihtiyacınız var?
Burada çadır bir lüks değil, ihtiyaçtır. Bir insanın birinci ihtiyacı barınma ihtiyacıdır. Bir insan hala ben arabada yatıyorum diyorsa ciddi bir problemdir. Dolayısıyla bu problem artık göçe sevk ediyordur. Birçok insanımız göç etti. Hatay halkını burada kalmasını istiyoruz. Her eve çadır. İleriki süreçlerde daha güzel projeler olabilir. Konteynerler olabilir. Ama çadır istiyoruz.  Çocuklu annenin, engelli, yaşlı ninenin barınma ihtiyacını karşılayabileceği ilk acil ihtiyacı çadır.
İkinci ihtiyaç deterjan, hijyen malzemeleri ve iç çamaşırları. Çok fazla yardım TIR’ları geldi. Herkes elinde ne var ne yok gönderdi. Ama iç çamaşırı ciddi bir ihtiyaç. Akan suyun rengi kahverengi. Salgın hastalıkları başladı. Çocuklarda ishal ve kusmalar başladı. Biz tek kullanımlık çatal, kaşık istiyoruz. Bunları isterken artık utanıyoruz. Çünkü çok basit şeyler. Bunlar da çok ihtiyaç. Dışarıda izlemeyin buraya gelin. Bizimle birlikte yürüyün. Bana bir ihtiyacın var mı diye sormayın. Halkımızın size ihtiyacı var.
Belli bir süre sonra biz yıpranacağız. Buradaki herkes yıpranmaya başlayacak. Ama yeni jenerasyonun buraya gelmesi gerekiyor.

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Özgürlük üzerine | Jean Paul Sartre
SÖYLEŞİ

Özgürlük üzerine | Jean Paul Sartre

Gazedda
7 Mart 2023
0

İnsanın özgürlüğe mahkum olduğunu yazdınız. Neden “mahkum” olmak dediniz? JPS: Bana göre özgürlük sahip olduğumuz bir nitelik değildir. İnsan ne yaparsa yapsın, özgürdür. Bir örnek verelim. “Ben siyaset yapmayacağım” diyen...

Okumaya Devam Et
“Çocuklarımızı emanet ettik, koruyamadınız”
SÖYLEŞİ

“Çocuklarımızı emanet ettik, koruyamadınız”

Gazedda
6 Mart 2023
0

Haber: Müjgan HALİS / Yeşil Gazete Çoğu 12-14 yaşları arasındaydı. Gönül verdikleri voleybol için ta Kıbrıs’tan kalkıp gitmişlerdi güle oynaya. Ve gencecik ömürleri, Adıyaman’daki İsias Otel’in yıkıntıları arasında soldu, bitti. Yazdığım en...

Okumaya Devam Et
Batak: Tapındıkları Erdoğan’ı taklit ediyorlar!
SÖYLEŞİ

Batak: Barınma hakkını, burada yaşayanlara veremeyen yapı, depremzedelere nasıl bir ortam sunacak?

Gazedda
5 Mart 2023
0

Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Mimar Mustafa Batak, ADA TV’de yayınlanan Gündem Özel programına katılarak Nupelda Karabuğday’ın sorularını yanıtladı. Batak, inşaat yapılabilir ruhsatı verildikten sonra denetim aşamasında noksanların olduğunu, inşaat...

Okumaya Devam Et
“Diktatörlerin tarihi ile futbol tarihi iç içedir”
SÖYLEŞİ

“Diktatörlerin tarihi ile futbol tarihi iç içedir”

Gazedda
4 Mart 2023
0

Bianet - Helen Sarıgül Depremin ardından bölgedeki koordinasyonsuzluk ve müdahaleden kaynaklanan yıkım ve kayıplardan dolayı hükümeti sorumlu tutan futbol taraftarları tribünlerde 'istifa' sloganları attı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sloganlardan...

Okumaya Devam Et
‘Müteahhitler bu çarpık sistemin sadece tetikçileri ve yiyicileri’
SÖYLEŞİ

‘Müteahhitler bu çarpık sistemin sadece tetikçileri ve yiyicileri’

Gazedda
16 Şubat 2023
0

6 Şubat depremlerinin sarsıntısını hissetmeseler de sabah televizyonu açtıkları zaman yaşanan acıyı tam da içlerinde hissettiler. Oradakilere yardım eli uzatamamanın eksik kalmışlığını, yardım etmek için devletin ortada olmamasının, el uzatmak...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer
Sibel Özbudun

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer

Temel Demirer
19 Mart 2023
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
Çalıyor

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA
“Kaybettiğimiz canların hakkını ne pahasına olursa olsun sonuna kadar arayacağız”

“Artık İsias davasında resmi anlamda temsiliyetimizle gözlemci ve katılımcıyız” | Video

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.
  • Fransa’da emeklilik yaşını 64
  • İnsan hayatı küçük hesaplarınızdan daha değerlidir! #isiasemsaldavaolacak
  • İnsanların can güvenliğini sağlamayan bir devlet, devlet olur mu? #isiasmelekleresözümüzvar
  • Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca yine buluştu
Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu belgesele konu olmuş ve belgesel Prag Film Ödüllerinde En İyi Belgesel ödülünü almıştı.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu bu yıl on ikinci yılına girdi.

Her yıl göç eden Yaren Leylek tekrardan Mehmet Amca’nın yanına geri geliyor. Bazen zor ve amansız bekleyişe dönen bu dostluk, sevdiğini hasretle beklemenin en içten örneklerinden biri.

Örnek dostluğu karşılıksız sevgi ve güven olarak da tanımlayabiliriz. Günümüz dünyasında kilometrelerce birbirinden uzak kaldıktan sonra her yıl tekrardan aynı yerde buluşan bir insan ve bir hayvanın dostluğu, herkesin ilham alabileceği, birbirine kalbini tamamen açmış, şefkatle sevebilen, dünyanın hızından ayrı, dip dibe bir yaşamdan uzak bir yere varınca, insanın doğayla, hayvanla nasıl uyum içinde, bütünlükle yaşayabileceğini de ispatlıyor.

Hikayeyi kamuoyuna duyuran yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de “Geçen yıl Yaren geldiğinde karlı bir havaya denk gelmişti. Belki yine kar ile karşılaşmamak için gecikmiştir. Ama yaşı da var, o yüzden gelememe ihtimalinden dolayı korktuk. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı ve üzücü gündem arasında, Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu. Ve sonunda hikaye, bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun” diye konuştu.

Kaynak: BBC News Türkçe
  • Cinayet 40 gün önce gerçekleşti! #isias40karagün
  • Cevaplar yerine sorular bulmak, sorgulamak: ihtimallerle yüzleşmek istiyoruz. 
Gazeddawebtv, uzun bir aranın ardından Tevfik Aytekin  ve Nuri Sılay
  • Karl Marx, Kapital

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik gençleri göçe zorluyor

17 saat önce
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

‘Depremde yıkılan İsias Otel’in malzeme kalitesi kusurlu çıktı’

17 saat önce
Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

22 saat önce
Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

22 saat önce
Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

22 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.