Bu makale ilk kez 3 Aralık 2020 tarihinde Alithia Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazar: Pambos Haralambus – Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu – Hazırlayan: Vula Harana
Pantion Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü idari müdürü ve Oxford Üniversitesi eski araştırmacısı Konstandinos Filis, Mustafa Akıncı’nın düşüşünü ve Ersin Tatar’ın Kıbrıslı Türklerin lideri olarak seçilmesini yorumlarken şunları söyledi: bu Kıbrıs sorunu için olumsuz bir gelişmedir. Türk hükümeti defalarca hedef aldığı Akıncı’ya seçimleri kaybettirmek için her şeyi yaptı.
Yunan Akademisyene göre Akıncı’nın kaybetmesi, Kıbrıslılık bilinci sahibi ve Türkiye tarafından manipüle edilmekten nefret eden binlerce Kıbrıslı Türk’ün de kaybetmesi anlamına geliyor. Konstandinos Filis sonuç, yerleşimcilerin rolü dışında bir sahtekarlık ürünü olmasa bile, Ankara seçtiği kişinin zaferini sağlamak için doğru yada yanlış tüm araçları kullandı, dedi ve ekledi: “Ankara Kıbrıs meselesinde tabloyu temizlemenin şimdi tam zamanı olduğuna karar vermişti. Lefkoşa’yı, bölünmeyi önlemek için taviz vermeyi kabul etmeye zorlayacak ve bu başarılı olmazsa eğer araştırma gemileri ve yüzer sondaj kuleleri ile sürekli varlığını hissettirecektir. Gerekirse belirli koşullar altında, işgal altındaki toprakların ilhakına bile gidebilir”.
Esasen, Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafından koparmaya çalıştığı şey, Kıbrıs’ın işgal altındaki kuzey bölümünü ilhak edebilmek için bir mazeret temin etmektir diyen Filis “ancak bu şekilde, Kıbrıslı Türklerin de mantıken Avrupa vatandaşlığının sağladığı ayrıcalıkları kaybedeceğinden, bunun kendisine fayda sağlayacağından kesin emin değil” şeklinde açıkladı. Buna ek olarak, böyle bir eylemin Türkiye’yi hedef haline getireceğini ve bölgesel gelişmelerdeki ters etki yaratan rolünü yeniden teyit edeceğini belirtti. Erdoğan uluslararası toplumu her ne kadar aşağılıyor gibi görünse de nihayetinde hesaba kattığı bir şey, dedi
Konstandinos Filis Kıbrıs Rum toplumunun Kıbrıslı Türklerin rolünü anlamadaki yetersizliğinin ve Kıbrıslı Türklerin Türkiye’nin Kıbrıs’taki ihtiyaçları ve zorluklarındaki etkisinin altını çizdi.
Bütün bunlardan çıkan sonuç Kıbrıslılık bilincine sahip ve Türkiye tarafından manipüle edilmekten nefret eden binlerce Kıbrıslı Türk’ü ülkemizi yeniden birleştirmek yolunda değerlendiremediğimizdir. Ama Yunanlı siyasi analistin de belirttiği gibi “Kıbrıslı Rumların arasında da bölünmeyi isteyen ama bunu açıkça ifade edemeyen onca kişi varken” bunu nasıl başarabilirdik?