Yeni bir araştırmanın bulguları göçmen balık popülasyonlarının 1970’ten bu yana yüzde 80’den fazla azaldığını gösteriyor.
Balık popülasyonları dünyanın tüm bölgelerinde azalıyor ancak bu düşüş, son 50 yıldaki yüzde 91 oranıyla, dünyanın en büyük tatlı su göçlerine ev sahipliği yapan Güney Amerika ve Karayipler‘de en hızlı şekilde gerçekleşiyor. Bunun en başta gelen nedenleri ise bölgedeki barajlar, madencilik ve suyun yönünü değiştiren insanların nehir ekosistemlerini yok etmesi. Yaşayan Gezegen Endeksi’nin son güncellemesine göre, Avrupa‘da da göçmen tatlı su balıklarının popülasyonu yüzde 75 oranında azaldı .
Göçmen tatlı su balıkları kısmen veya tamamen tatlı su sistemlerine bağımlı hayvanlar. Bazıları denizde doğup tekrar tatlı suya göç ediyor veya tersi oluyor. Bazı durumlarda ise bütün kıtaları yüzerek geçip doğdukları dereye geri dönüyorlar.
Başlıca etkenler barajlar, bariyerler, kirlilik, iklim değişikliği
Dünya çapında milyonlarca insanın beslenme ve geçim kaynaklarının temelini oluşturan türlerin göçünü engelleyen barajlar ve diğer bariyerlerin inşası nedeniyle birçok nehir artık serbestçe akmıyor. Ancak geçen yıl 15 Avrupa ülkesinde 487 bariyerin kaldırılması umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Düşüşün diğer nedenleri arasında kentsel ve endüstriyel atık sulardan kaynaklanan kirlilik ile yollardan ve tarımdan kaynaklanan atıklar yer alıyor. İklim bozulması da habitatları ve tatlı su mevcudiyetini de değiştiriyor. Bir başka tehdit ise sürdürülebilir olmayan balıkçılık.
Araştırmaya katılan kuruluşlardan Dünya Balık Göçü Vakfı‘nın kurucusu Herman Wanningen, çalışmanın sonuçlarına ilişkin şunları söylüyor:
“Göçmen balık popülasyonlarındaki feci düşüş, dünya için sağır edici bir uyandırma çağrısıdır. Bu kilit taşı türlerini ve nehirlerini kurtarmak için hemen harekete geçmeliyiz. Göçmen balıklar birçok Yerli halkın kültürünün merkezinde yer alıyor , dünya çapında milyonlarca insanı besliyor ve geniş bir tür ve ekosistem ağını sürdürüyor. Sessizce kayıp gitmelerine izin veremeyiz.”
Tatlı su balık türlerinin dörtte birinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Uluslararası Doğayı Koruma Birliği‘ne (IUCN) göre göçmen balıklar orantısız bir şekilde tehdit altında.
Raporda 284 tatlı su balığı türünün popülasyon eğilimleri incelendi. 1970’ten önce de önemli düşüşler olabileceğini ancak buna dair veri bulunmadığını belirten araştırmacılar, uzun vadeli izlemenin daha iyi yapılması, nehirlerin onarılması ve korunması ve göçün önündeki engellerin kaldırılması yönünde çağrıda bulunuyor.
Guardian’a konuşan WWF-ABD tatlı su müdür yardımcısı Michele Thieme “Tatlı su balık popülasyonlarının çöküşünü tersine çevirecek araçlara, hırsa ve kararlılığa sahibiz… Nehrin korunmasına, restorasyonuna ve bağlantıya öncelik verilmesi, bu türlerin korunmasının anahtarıdır” dedi.
‘Popülasyondaki azalmanın boyutu şoke edici’
Lancaster Üniversitesi‘nde zooloji öğretim görevlisi olan Dr. David Jacoby de raporun tatlı su kütleleriyle ilgili yaygın kaygıları doğruladığını ancak “balık popülasyonunda hem bölgesel hem de küresel düzeydeki düşüşün boyutunun hala şoke edici olduğunu” söyledi: “Göç, kirlilik, su çıkarma ve iklim değişikliğinin önündeki engellerin oluşturduğu tehditler kümülatif hale geliyor.”
Fransa‘daki Ulusal Tarım, Gıda ve Çevre Araştırma Enstitüsü’nden (INRAE) Dr. Anthony Acou ise tuzlu ve tatlı su arasında göç eden pek çok türün hayatlarının çoğunu denizde geçirdiğini dikkate almanın da önemli olduğuna dikkat çekti:
“Okyanus akıntılarının değişmesi, üretkenliğin azalması, açık denizdeki rüzgar santralleri, iklim değişikliği ve hedef dışı avlanma gibi baskılar bu hayvanların popülasyonları üzerinde büyük olumsuz etki yaratıyor. Türleri korumak/muhafaza etmek için, anlayışımızı geliştirmek ve etkili yönetim önlemlerini hedeflemek amacıyla hem deniz hem de tatlı su habitatları üzerindeki baskıların etkisini daha iyi anlamak kritik öneme sahiptir.”