Belediyelerin birleştirilmesi yasası Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana kalıcı kılınmaya çalışılan kayyum rejiminin bir parçasıdır. Dayatma ve antidemokratik olan bu yasa ile esas hedef yönetimin merkezileşmesi ve tek elde toplanmasıdır.
Önce Kıbrıslı Türk liderliği tasfiye edilerek, Ersin Tatar kayyum olarak atandı. Ardından partilerin iç işlerine müdahaleler gerçekleşti. Meclis işlevsizleştirildi. Şimdi de yerel yönetimler birleştirilme adı altında tek elden yönetilmek isteniyor.
Çok açık bir şekilde Türkiye’deki tek adam rejimi Kıbrıs’ın kuzeyinde de Türkiye’dekine benzer bir kayyum rejimi ve biat kültürü oluşturmak istiyor ve en küçük demokratik yönetim anlayışına dahi tahammülü yoktur.
Bu yasanın aksine Kıbrıs’ı Kıbrıslılar, Lefkoşa’yı, Lefkoşalılar, Mağusa’yı Mağusalılar, Lefke’yi Lefkeliler yönetmelidir. Yerel yönetimler daha da güçlü hale getirilmeli, yerinden yönetim, doğrudan demokrasinin önündeki engeller de kaldırılmalıdır.
Diğer yandan ilgili yasa yine irade ve demokrasiye bir müdahale çabasıdır. Emekçi ve halk düşmanıdır. Toplu iş sözleşmelerini feshetmeyi, yeni ve ağır vergiler uygulamayı ve seçilmiş başkanların yerine kayyumların atanmasına olanak sağlamayı öngörmektedir.
Atanmış hükümet yapısının gözümüzün içine baka baka ilgili yasa tasarısını onaylama sürecine koyabilmesi, toplumsal muhalefetin dağınıklığının sonucudur. İlgili yasa tasarısının mecliste onaylanarak, yürürlüğe girmesi durumunda bunun en büyük sorumlusu en geniş güçbirliği ve toplumsal muhalefet çabalarına burun kıvırıp, kişisel ve partisel hesap yapanlar olacaktır.
Belediye işçileri, halk ve demokratik kitle örgütleri ile birlikte bu dayatma yasa tasarısına karşı mücadele edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.