Devam, Ama Nasıl?

Kıbrıs çok uzun süredir kendi sorununa, uluslararası toplum, 1960 Antlaşmalarında garantör olan 3 ülke, Türkiye-Yunanistan ve İngiltere’nin yanında adadaki toplumların liderlikleriyle beraber çözüm arıyor. Bugüne kadar tüm arayışlar başarısızlıkla sonuçlandı. Her başarısız girişimin ardından ayni metodoloji ile yeni girişimler başlatıldı.

BM parametreleri aslında çözümün içeriğini işaret etse de buna nasıl ulaşılacağı konusunu, her iki toplumla beraber sürece direk müdahale eden garantör ülkelerin ve BM’nin iyi niyetine bırakmaktadır. Belki de zorla bir nikah olamayacağı bilindiği için bu iyi niyet önemli ama bu iyi niyet gerçekten taraflar arasında var mı? Yoksa federal bir evlilik mantık evliliği mi olacak?
Sorun tam da burada işte! Taraflar arasında mantık da tatile çıkmışsa bundan sonra ne olacak?

***
,

Öncelikle Crans Montana’da başarısızlıkla sonuçlanan sürecin ardından Kıbrıslı Türk lider sayın Akıncı yaptığı basın toplantısında “çok yakınlaşmıştık” dedi ve sözlerini bundan sonra sürece kendisinin devam etmeyeceğini ima eden “gelecek kuşaklara başarı dilekleriyle” bitirdi.

Dünyanın birçok yerinde olan uzlaşmazlıklar ve çözüm arayışları var. Bu konularda gerek BM’nin gerekse de uluslararası toplumun deneyimleri mevcuttur.

Son olarak Kıbrıs sorunu kadar eski yarım asırlık bir sorun olan Kolombiya’daki iç savaş tarafların vardıkları uzlaşma ile sonuçlandırıldı. İlk uzlaşma halka sunulan referandumda kabul görmedi. Fakat kararlı olan liderlikler “gelecek kuşaklara başarı” dilemedi! Bu noktada kararlılıklarını ileriye taşıyıp aralarında görüşmelere devam ettiler ve uzlaşıyı sağladılar.

Sonuca ulaşmada şu ana kadar izlenen yöntemlerle beraber sonuç alıcı olmaktan uzak olan metodolojiyi eleştirsek de eğer “çok yakınlaşmıştık” sözleri doğruysa liderimiz niye “havlu atmıştır?”
Tabii ki henüz Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis açıklama yapmamakla birlikte sayın Akıncı’nın bu tavrını aceleci ve fevri buluyorum. Siyaset özellikle Kıbrıs’ın yer aldığı Orta Doğu coğrafyasında inişli çıkışlıdır. En azından göreve geldiği ve halktan büyük bir çoğunlukla onay olduğu bir sürecin ilk yarısının başarısızlıkla sonuçlanması kendisinin moralini bozmaması, bireysel veya yakınındaki dar çevresiyle hızlı ve keskin karar almak yerini daha geniş kesimle aklı selim değerlendirmeler yapması gerekmektedir. Bir lider için de doğru olan budur.