• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Çarşamba, Mart 29, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM SÖYLEŞİ

Dağlı: “Siyasi otorite başlangıçtan teslim olmuş durumdadır”

Gazedda Gazedda
8 Ağustos 2018
Okuma Süresi: 8 dk
A A
Dağlı: “Siyasi otorite başlangıçtan teslim olmuş durumdadır”

Okan Dağlı ile özel röportaj

Mağusa İnisiyatifi aktivisti, barış ve çözüm mücadelesinde ön saflarda yer alan Okan Dağlı ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.


Derinya kapısı:

“Soru şu aslında Türk tarafı AB tarafından asfalt parası da ödenmiş bir yolu  geçişlere 3 yıldır hazır hale niye getiremiyor? Cevap siyasi irade eksikliğindendir.”

“Her sesimizi yükselttiğimizde “yerinde inceleme yapmak” için geçiş noktalarına gidip savaş dönemlerindeki gibi “askeri brifingler” alan siyasi otorite başlangıçtan teslim olmuş durumdadır.”

Çözüm ve barış:

“Çözümden önce de sonra da toplumların yakınlaşmaya, affetmeye ve bir arada yaşamaya başlaması lazımdır.”

“Kıbrıs adasının geçmişinden bugüne baktığımızda çok toplumlu ve çok kültürlü yapısına en uygun ve en ileri devlet modeli federasyondur. Bu adada barış içinde birlikte yaşamanın, üretmenin ve geleceğe güvenle bakabilmenin bir başka modeli yoktur.”

Yüzleşme:

“Toplumların dışlandığı, hakikatların konuşulmadığı ve yüzleşmenin yaşanmadığı süreçler sonunda taraflar kendi ajandalarını bir diğerine dayatma için yarım asır harcadılar ve başarısız oldular.”

“Çözümsüzlüğün derinleştiği ve bu yönde ümitlerin tamamen kaybolduğu durumda içinde bulunduğumuz ve gittikçe kötüleşen yapımız için olumlu konuşmak da çok zordur.”

Sol ve mücadele:

“Hükümette bulunma istek ve eğilimleri, partileri merkeze yaklaştırıyor, söylemde olmasa da eylem ve icraatta benzeştiriyor.”

“Solda hem ideolojik hem de yapısal erozyonun olduğunu toplum hissediyor ama bunun için de gereklerini yerine getiremiyor. Yeni anlayışlar yeni dönemde arayışlar içinde olsa da eski örgütlenme ve mücadele anlayışının yerine yeninin henüz solda ikame edemediğini söyleyebiliriz.”

Gazddakıbrıs-Röportaj

Yeni sınır kapılarıyla ilgili sivil toplum iradesi olmasına rağmen, hükümet edenler inandırıcı adımlar atmıyorlar. Gerek kuzeyin gerekse de güneyin hükümetleri suçu bir birine atma alışkanlıklarını kapılar mevsuzunda da gösteriyor. Mağusa İnisiyatifi bir süredir özellikle Derinya kapısı noktasında bir baskı unsuru olmaya devam ediyor. Bu kapı neden bir türlü açılmıyor?

Derinya geçiş noktasının açılmasi için 1 Temmuz tarihini iki liderin 16 Nisan yemeğinde verdiklerini biliyoruz. Süreç 2015 yılında ilk buluşmalarında başlamış ve tam 3 yıl sonra liderler sözlerini tekrardan teyit etmişti. 200 metrelik ara bölgenin geçilmesi için 3 yıllık bir süre geçmesine, defalarca söz ve tarih verilmesine rağmen geçiş noktasının açılmamasını anlamak mümkün değildir. Şu anda geçişin güney tarafı tam anlamıyla hazır durumdadır. Hatta aylar önce bitirilmiş hiçbir eksik kalmamıştır. Ara bölge de 1 Temmuz öncesi BM tarafından hazır hale getirilmiştir. Soru şu aslında Türk tarafı AB tarafından asfalt parası da ödenmiş bir yolu  geçişlere 3 yıldır hazır hale niye getiremiyor? Cevap siyasi irade eksikliğindendir. Bölgede askeri otoritenin dayattığı unsurlar vardır. Bunu aşamayan siyasi irade yolu açmak yerine, işleri yokuşa sürmektedir. Sonuçlanmayacağını bildiği “sözde” ihaleler açıp kapatmaktadır. Bölgeyi ziyaret ederek “açmak ister” gibi yapmaktadır ama bunlar birer siyasi şovdan öteye geçememektedir. Gerçek olan Kıbrıs Türk tarafının Derinya geçiş noktasını açmaya gerçek bir isteği ve iradesi olmadığıdır. Bu yol siyasi irade ve istek gösterilmediği, ve de dürüst davranılmadığı sürece 2018 yılı içinde açılamayacaktır.

Derinya kapısının dışında da özellikle Lefkoşa ve Lefke bölgesinde de açılması beklenen kapılar var. Hükümetin bu noktalarda adım atacağına inanıyor musunuz?

Mağusa’da Derinya geçiş noktasını açamayan siyasi liderlik ve otorite herhangi bir başka bölgede geçiş noktası açabileceğini düşünmüyorum. Her sesimizi yükselttiğimizde “yerinde inceleme yapmak” için geçiş noktalarına gidip savaş dönemlerindeki gibi “askeri brifingler” alan siyasi otorite başlangıçtan teslim olmuş durumdadır. Bu fotoğrafı veren sivil otoritenin sınırları aşabileceğini düşünmüyorum.

Kapıların açılamamasındaki esas etkenin ne olduğunu düşünüyorsunuz? Sonuçta asker ve Türkiye doğrudan muhatap hatta belirleyici unsurlar.

Geçiş noktalarının açılmamasında esas etken sivil otoritenin askeri bürokrasi karşısında teslimiyeti, sivil toplumla beraber hareket etmemesi, halkın sesine ve ihtiyaçlarına kulak vermemesidir. Kendini güçsüz hissetmesidir. Halkın desteğini karşısındaki hissetiremesidir. Mutlaka sınır bölgelerini kontrol edenler kendi şartlarını sivil otoriteye dayatmak ister. Sözde askeri güvenlikten bahseder. Bunu Lokmacı geşişinden çok iyi hatırlıyoruz. Orada askerin devriye gezmesini Lefkoşa’nın güvenliği için bahane yapıp sivil otoriteyi engellemiş, köprüler yaptırmış ve saçma sapan davranışlar sergilemiştir. Sayın Talat’ın siyasi iradesini ortaya koymasıyla geçiş normal koşullarda sağlanabilmiştir. Ülkenin ve sınırların “savaş koşullarında” olmadığını ve savaşın çok gerilerde kaldığını askerlere hatırlatmayı bilmeden bu sorun devam edecektir.

Kıbrıs konusunda neredeyse her yıl aynı döngü yaşanıyor ve bunun sonucunda da Kıbrıslı Türkler her seferinde daha fazla umutsuzluğa gömülüyor. Bu umutsuzluk ve ‘bırakmışlık’ hali neredeyse hayatın tüm alanlarında kendisini hissettirmekte. Ne yapmak lazım?

Kıbrıs’ta toplumların barış içinde yaşaması ve bu adanın artık geçmişte yaşanılan acı günleri geride bırakabilmesi için barış sürecine herkesin katkı koyması lazımdır. Bu adada toplumlar arası barışın sağlanması bulunacak federal çözüm öncesi ve sonrası olmazsa olmazımızdır. Çözümden önce de sonra da toplumların yakınlaşmaya, affetmeye ve bir arada yaşamaya başlaması lazımdır. Bunun için sivil toplum da, bizlerin seçtiği barışçı siyasi aktörlerin de hep beraber bu adanın binlerce yılda oluşmuş ortak kültürüne, birlikte yaşanmışlığına, çokültürlülüğüne saygı göstermesi ve bunun için çalışması lazımdır. Barışçı tutum, seçim sözlerinde kalmamalı ve parti sloganların ötesine taşınmalıdır. Sivil toplum da barış içinde yaşamanın alternatifinin savaşlar ve göç olduğunu bilerek hareket etmelidir. Daha fazla sorumluluk alıp, öne çıkmalıdır.

Çözüm ve federasyon tezi bu çıkışsızlık atmosferinde epeyi eleştirilir oldu. Hatta meşruluğu bile sorgulanır oldu? Sizce federasyon tezinde ısrar etmek anlamsızlaştı mı?

Kıbrıs adasının geçmişinden bugüne baktığımızda çok toplumlu ve çok kültürlü yapısına en uygun ve en ileri devlet modeli federasyondur. Bu adada barış içinde birlikte yaşamanın, üretmenin ve geleceğe güvenle bakabilmenin bir başka modeli yoktur. Federalizme karşı gösterilen tüm alternatifler ada toplumlarının erimesine ve gelecekte hep çatışma tehditi içinde yaşamasına neden olacaktır.

Sizin için federasyon ne anlam ediyor? Bunca yıldır çözülemeyen bu meselede sizce ilkelerde değilse bile yöntemde ve aracılarda da sorunun aranması gerekmiyor mu? Yani iğneği biraz da kendimize batırırsak, federasyon taraftarlarının bir özeleştiri ve yeni yöntemler arayışı sürecine girmesi gerekmez mi? Kısacası federasyon tezi ölmediyse bile geleneksel federasyon arayışı yöntemlerinin ve araçlarının artık meşruluğunu yitirdiğini söyleyebilir miyiz?

Bugüne kadar taraflar aslında federasyon görüşür gibi yapıp kendilerince üniter devlet ve iki ayrı devleti görüştüler. Kıbrıs Rum liderliği üniter bir devlete yakın bir modelde Kıbrıs Rum otoritesinin devamını, Kıbrıs Türk tarafı ise hep aklından geçen iki devletli modele yakın konfederal modelleri tartıştı durdu. Yani “federasyon tartışıldı ama başarılı olunamadı” sözü bir safasatadan öteye değildir aslında… Toplumların dışlandığı, hakikatların konuşulmadığı ve yüzleşmenin yaşanmadığı süreçler sonunda taraflar kendi ajandalarını bir diğerine dayatma için yarım asır harcadılar ve başarısız oldular. Federal bir sistem için yapıldığı iddia edilen görüşmeler hiçbir zaman fedaralist anlayışı özemseyen, isteyen, adanın ve burada yaşayan toplumların çıkarlarını, birlikteliğini, üretimini öne çıkakaranlar tarafından tam analmıyla yapılmadı. Bir tarafta dayatmacı diğeri tarafta ayrılıkçı, milliyetçi yaklaşım ve unsurlar federal tezlerden öte üniter ya da konfederal tezleri masaya taşıdı. Federalizmin ruhuna tecavüz edildi. Ama fatura federalizme çıkarıldı. Onu savunanlar yalnızlaştırıldı, kendi toplumlarında ötekileştirildi ve hedef gösterildi.

Kıbrıslı Türkler’in yakın gelecekte nasıl bir hayat bekliyor? Sağda, özellikle de faşist dediğimiz odaklarda ciddi bir hareketlilik var. Çözümsüzük koşullarının hüküm sürdüğü bir bağlamda sizce buradaki yapının geleceği ne olur? Aynı mı kalır yoksa dönüşür mü?

Mevcut çözümsüzlüğün devamı durmunda en çok kaybedecek olan Kıbrıslı Türkler olacaktır. Büyük bir coğrafyanın içinde yalnızlaşan, biat eden yapıları içinde Kıbrıslı Türkler, “alt yönetimi” olarak kabul edilen ve süratle fundemalizme kayan bir ülkenin kumandasında kültürel yok oluşu yaşamayla karşı karşıya kalacaktır. Herhangi bir devlet yapısından yoksun, kimliksiz ve kültürel değerlerini kaybetmiş, erimiş bir varlık haline gelme tehdidi altında, faşizan bir yapının ve dinsel fundemalizmin eserati içinde yaşamaya doğru hızla evrilmenin önüne set çekilebileceğimiz en önemli alternatif adanın federal çatı altında çözüme kavuşmasıdır. Bir devlet yapısı içinde söz ve yetki sahibi olması, uluslararası tanınan bir yapının aktörleri olmasıdır.  Elbette çözümü hedeflerken Kıbrıslı Türkler, iradelerini yaşadığı topraklara yansıtacak duruşu sergilemelidirler. Bunun için henüz geç değildir. Bunun ipuçlarını zaman yaşadıkları saldırılara karşı beraberce ortak tavır alarak gösteriyorlar. Siyasi kimliklerini, partilerini de bir tarafa koyup ortak tavır gösterdikleri ve ciddi mesajlar verdikleri eylemleri görmezden gelemeyiz. Ama bunlar yeterli değildir. Çözümsüzlüğün derinleştiği ve bu yönde ümitlerin tamamen kaybolduğu durumda içinde bulunduğumuz ve gittikçe kötüleşen yapımız için olumlu konuşmak da çok zordur.

Hükümeti nasıl değerlendiriyorsunuz? Başarılı başarısızdan ziyade ortada bir irade görüyor musunuz?
Hükümetin yaklaşık 6 aylık karnesini olumlu olarak değerlendirmek çok zordur. Mevcut yapının olumluya dönüşümü adına yapılan ciddi bir hamle göremedik.

Son soru, Kıbrıslı Türkler artık eskisi kadar örgütlü mücadele veremiyor. Daha çok bir çeşit reaksiyonerlik hali hakim toplumsal muhalefete. Bu durumun nedenleri nelerdir, çıkış yolu var mı, sol iddiasındaki partilere güveniniz var mı?

Şu anda örgütlü mücadelede bir gerileme ya da durgunluk yaşandığı kesin. Parlamento içi siyasi partiler siyaset olarak merkeze oldukça yanaştı. Hükümette bulunma istek ve eğilimleri, partileri merkeze yaklaştırıyor, söylemde olmasa da eylem ve icraatta benzeştiriyor. Muhalefette oldukları zamanki duruşlarını ne barış süreci için ne de sosyal ve ekonomik konularda gösteremiyorlar. Solda hem ideolojik hem de yapısal erozyonun olduğunu toplum hissediyor ama bunun için de gereklerini yerine getiremiyor. Yeni anlayışlar yeni dönemde arayışlar içinde olsa da eski örgütlenme ve mücadele anlayışının yerine yeninin henüz solda ikame edemediğini söyleyebiliriz. Sosyal medyanın daha etkili kullanılması bile örgütlülüğünün alternatif olamıyor.

 

 

 

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Esmeray: Meclis’e girecek olmam başlı başına bir fark
SÖYLEŞİ

Esmeray: Meclis’e girecek olmam başlı başına bir fark

Gazedda
28 Mart 2023
0

*Esmeray köpeği Şeker'le birlikte/ Fotoğraf: Evrim Kepenek *İlk icraatımız Türkiye'de yaşayan LGBTİ’lerin yaşam alanlarını iyileştirmek olacak. *LGBTİ+’ların her yurttaş gibi refah içinde yaşamalarını sağlamak için elimden geleni yapacağım. Bunu Anayasa’da...

Okumaya Devam Et
Neolojizm, “valla” diyen Foucault, dedelerimizin mezar taşları ve Türkçe üzerine: Savaş Kılıç’la söyleşi
SÖYLEŞİ

Neolojizm, “valla” diyen Foucault, dedelerimizin mezar taşları ve Türkçe üzerine: Savaş Kılıç’la söyleşi

Gazedda
27 Mart 2023
0

Söyleşi: Ahmet Birsen Kaynak: Vesaire Okuyacağınız söyleşideki sorularımı yanıtlama ve yorumlarıma katlanma inceliğini gösteren değerli dostum Savaş Kılıç’tan kısaca bahsetmem gerek: Savaş bir kitap çevirmeni ve editörü. İngilizce ve Fransızcadan çeviriler...

Okumaya Devam Et
Aşkın kimliği yok | Kıbrıs’ta karma evliliklerin çocukları soruyor: Biz kimiz?
SÖYLEŞİ

Aşkın kimliği yok | Kıbrıs’ta karma evliliklerin çocukları soruyor: Biz kimiz?

Gazedda
26 Mart 2023
0

EuroNews, Kıbrıs‘ın kuzeyinde yaşayan ve karma evlilik mağduru olan çocukların aileleriyle görüştü. O ailelerden biri Mühendis baba Ümit’in bir ebeveyninin Türkiyeli olduğu iki çocuklu bu güzel aile… “Ben ve eşim, ikimiz de adalıyız,...

Okumaya Devam Et
Özgürlük üzerine | Jean Paul Sartre
SÖYLEŞİ

Özgürlük üzerine | Jean Paul Sartre

Gazedda
7 Mart 2023
0

İnsanın özgürlüğe mahkum olduğunu yazdınız. Neden “mahkum” olmak dediniz? JPS: Bana göre özgürlük sahip olduğumuz bir nitelik değildir. İnsan ne yaparsa yapsın, özgürdür. Bir örnek verelim. “Ben siyaset yapmayacağım” diyen...

Okumaya Devam Et
“Çocuklarımızı emanet ettik, koruyamadınız”
SÖYLEŞİ

“Çocuklarımızı emanet ettik, koruyamadınız”

Gazedda
6 Mart 2023
0

Haber: Müjgan HALİS / Yeşil Gazete Çoğu 12-14 yaşları arasındaydı. Gönül verdikleri voleybol için ta Kıbrıs’tan kalkıp gitmişlerdi güle oynaya. Ve gencecik ömürleri, Adıyaman’daki İsias Otel’in yıkıntıları arasında soldu, bitti. Yazdığım en...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Size bağış da yok, bağışlama da! | Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Size bağış da yok, bağışlama da! | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
28 Mart 2023
Bir seçim yazısı ya da “bizi tüm kurtaracak olan…”[*] – Sibel Özbudun
Sibel Özbudun

Bir seçim yazısı ya da “bizi tüm kurtaracak olan…”[*] – Sibel Özbudun

Sibel Özbudun
26 Mart 2023
Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
Çalıyor

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

DÜNYA
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun. Devlet Tiyatrosu
  • Yakanızdayız! #isiasadaletnöbeti
  • 27 MART DÜNYA TİYATRO GÜNÜ

“Bu büyük seçme çağında sanat da seçimini yapmalıdır. Sanat ya körü körüne bir inanışla kaderini bir azınlığa bağlar ve onun aracı olur ya da çoğunluğun tarafını seçerek kaderini ona bağlar. Ya insanları boş düşlere sürükler ve onları uyutur, bilgisizliği artırır; ya da gerçeklere yönelip bilgiyi çoğaltır. Ya yıkıcı yanı ağır basan güçlere ya da yapıcı ve ileri güçlere seslenir.”

Bertolt Brecht
  • Fransa
  • Nuri Sılay ile Tevfik Aytekin
  • 🟣 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Gününde, Mülteci Hakları Derneği olarak ırkçılık ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltiyoruz!

🟣 MHD olarak sizi, Irkçılık Karşıtı Ağ ile tüm Irkçı, ayrımcı ve ötekileştirişi, politika, tutum ve davranışlara karşı mücadele etmek için aramıza katılmaya davet ediyoruz.

-------

🟣 As the Refugee Rights Association, we raise our voices against racism and discrimination on March 21, International Day for the Elimination of Racial Discrimination!

🟣 We invite you to join us with Network Against Racism to fight against all racist, discriminatory, and marginalizing policies, attitudes, and behavior!
  • Kader değil cinayet. Hepimize hesap vereceksiniz! #isiashepimizehesapverecek
  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

İsias Otelin inşaatının fenni mesulü gözaltına alındı

8 saat önce
“Ya bizdensin ya değilsin” diye basın ödülü veriyorlar – İbrahim Beyazoğlu

Toplumun yarısından fazlası medyayı güvenilir bulmuyor

9 saat önce
Fransa’da emeklilik reformuna karşı isyan sürüyor

Fransa’da emeklilik reformuna karşı isyan sürüyor

9 saat önce
Barçın: Her işleri yasa dışı her işleri rant odaklı

“Hükümet kamuda çalışma hakkını 65 yaşa yükseltmek istiyor”

13 saat önce
3 dilde çocuk kitabı “Barışın Sesi” çıktı

3 dilde çocuk kitabı “Barışın Sesi” çıktı

13 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.