Dünyanın en büyük araştırma ve danışmanlık şirketlerinden Boston Consulting Group’un (BCG) verilerine göre dünyanın dört bir yanında insanların alternatif proteinler satın almayı istiyor ve bulduklarından çok memnun oluyor.
Öte yandan bitki bazlı et sektörüne yapılan finansman dolar başına sera gazı azaltım etkisi kıyaslandığında açık ara iklim için en karlı yatırım.
Kullanılan sermayedeki bu etkiye IoCE adı veriliyor. Bu alternatif proteinlere yapılan yatırımlar, ulaşım, inşaat gibi diğer yüksek emisyonlu sektörlere yapılan karbonsuzlaştırma yatırımlarından çok daha büyük bir karşılık veriyor.
Yani karbon azaltma çabalarına yatırılan dolar başına önlenen sera gazı emisyonunu karşılaştırıldığında, bu sektöre yatırım yapmak dekarbonizasyon üzerindeki en büyük etkilerden birine sahip.
Rapora göre, hayvansal olmayan et ve süt ürünleri üretimini geliştirmeye ve büyütmeye yönelik yatırım inşaat sektöründe karbonsuzlaşmaya yönelik yapılan yatırıma kıyasla üç kat, otomotiv sektöründe karbonsuzlaşma için yapılan yatırımdan ise 11 kat daha fazla sera gazı azaltımına katkı sağlıyor.
Bunun nedeni ise tarım ve hayvancılık sektörünün büyük karbon ve metan emisyonları.
Gıda sistemi, mevcut küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 26‘sını oluşturuyor.
Gıda sistemi içindeki en büyük sera gazı emisyonundan sorumlu olan hayvancılık, küresel emisyonlarınyüzde 15’inden sorumlu: Bu, ulaşım sektöründen kaynaklanan emisyonlara kabaca eşit.
BCG’nin mevcut tahmin modellerine göre, alternatif proteinler 2035 yılına kadar tüm protein tüketiminin yüzde 11’ini temsil edebilir ve teknolojinin, yatırımcıların ve düzenleyicilerin biraz yardımıyla da küresel pazarın yüzde 22’sine hakim olabilir.
Bu tahmine uygun şekilde 2035 yılına kadar alternatif proteinler için %11’lik bir pay gerçekleşirse bu, 2030 yılına kadar dünya çapında 0,85 gigaton sera gazı azaltımına neden olur. Bu, havacılık endüstrisinin yüzde 95’inin karbondan arındırılmasıyla eşdeğer!
Yani daha az uçmak veya mevcut konutları ‘yeşil’ yapmak gibi diğer çözümlerle karşılaştırıldığında, alternatif proteinlere geçişin içerdiği ekonomik ve bireysel tüketici fedakarlığı nispeten küçük.
BCG ve Blue Horizon tarafından yedi ülkede 3.700’den fazla katılımcıyı kapsayan 2022 Raporu’na göre tüketiciler de böyle düşünüyor: Tüketicilerin yüzde 30’dan fazlasının alternatif proteinlere geçmesinin birincil motivasyonu iklim üzerinde büyük bir olumlu etkiye sahip olması.
Katılımcıların yaklaşık yüzde 70’i de daha sağlıklı bir diyete sahip olmanın, alternatif proteinleri tüketmeye başlamaları için birincil motivasyon olduğunu söylüyor. Birden fazla ürün arasında satın alma kararı verirken lezzet önemli bir kriter.
Çoğu tüketici, en çok tat, besin değeri ve sağlık gibi ürün özelliklerini takdir ediyor. Ayrıca sağlık, lezzet ve fiyat olmak üzere üç temel alandaki iyileştirmeler, bu ürünlere talebi artırmanın anahtarı.
Et ve süt ürünlrinin bu dönüşümü, gıda sisteminin geniş biçimde yeniden şekillenmesinin bir parçası. Tat, sağlık ve maliyet gibi kritik konulardaki yeni teknolojiler ve süreçler etrafında birikim oluştukça, hayvan kesimi ve et paketleme gibi uzun süredir devam eden süreçlere olan ihtiyacın azalacağı tahmin ediliyor.
BCG’ye göre bu zincirdeki her paydaşın dönüşümün etkisini hissetmesi muhtemel ve birçoğu, sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmaya katkıda bulunmak için fırsatlar bulacak.