Ortalama sıcaklığın 1,5 derece artması durumunda, milyonlarca kişi göç ve açlık arasında seçim yapmak zorunda kalacak
Birleşmiş Milletler’in (BM) yeni raporuna göre zenginler iklim krizinden kaçış yolunu satın alırken, yoksullar çevresel felaketlerle ağır biçimde yüzleşecek.
BM’nin aşırı yoksullukla mücadele ve insan hakları özel raportörü Philip Alston, “iklim ayrımcılığı” konusunda uyardı. Buna göre zengin kesimler ısınmanın kötü etkilerini hafifletebilirken, yoksul toplumlar daha çok acı çekecek.
Ortalama sıcaklığın 1,5 derece artması durumunda, 2100 yılına kadar milyonlarca insan göç ve açlık arasında seçim yapmak zorunda kalacak.
Bir zamanlar felaket olarak görülen sıcaklık seviyelerinin şimdi en iyimser senaryo olduğunu belirten Alston, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
Yoksullar sera gazı salımının sadece bir kısmından sorumlu. Kendilerini koruyacak güçleri de yok. Ama iklim değişikliğinin bütün yükü onların üzerine kalacak. İklim değişikliği her şeyin ötesinde, yoksullara karşı vicdansız bir saldırıdır.
2012’deki Sandy kasırgasını hatırlatan raportör, savunmasız New Yorkluların elektriksiz kaldığı ve sağlık hizmetlerine ulaşamadığı felakette Goldman Sachs’ın merkezinin binlerce kum torbası ve jeneratör sayesinde korunduğunu vurguladı.
Öte yandan, dünya nüfusunun yarısını oluşturan 3,5 milyar yoksul, karbon emisyonlarının sadece yüzde 10’undan sorumlu. Buna karşın emisyonların yarısı, nüfusun yüzde 10’una denk gelen varlıklı kesimden kaynaklanıyor.
BM’nin insan hakları organlarını da iklim krizi konusunda yeterli önlemleri almadığı için eleştiren Alston, atılan adımların tehdidin aciliyetine göre orantısız olduğunu belirtti.
Alston sözlerini “Bir şeyleri yalnızca yapmış olmak yapmak, insanlığı ve gezegeni yaklaşan felaketten kurtarmayacak” diye noktaladı.