kktc denilen yapı, insan hayatını zorlaştırmak üzere hazırlanmış bir deney gibi… Bir insanın ne kadar zor şartlar altında yaşayabileceğini ve bu şartlar altında ne zaman çıldırabileceğini ölçmek üzere kurgulanmış bir filmden farksız…
2020’ye girdiğimiz bu günlerde, dün yaşadıklarımı kısa bir özet olarak sizlere aktarmak istedim.
Evimde 2 haftaya yakın bir süredir internet yok. Turkcell’e bağlı Lifecell’e ait olan internetimde, 2 hafta önce Pazar günü yaşanan bir sıkıntı dolayısıyla internet hizmeti alamıyorum.
2 hafta gibi bir süredir, Lifecell müşteri hizmetleri ile sürekli konuşmama rağmen, teknik bir ekip henüz evime ulaşamadı. Lefkoşa’nın merkezinde bulunan ve ulaşımı kolay olan bir eve ulaşmak daha ne kadar sürecek bilmiyorum.
Bilişim çağında yaşadığımız ve üretimin birçok noktasının otomasyona geçtiği bu günlerde biz daha evde internet kullanamıyoruz…
***
Şofbeni bağladığım 25 kiloluk bir tüpüm var. Geçtiğimiz gün evde gaz bitti. Halletmek gerek… Elimde telefon numaraları bulunan bir kaç yeri arıyorum. Ellerinde 25 kiloluk tüp olmadığını söylüyor ekipler…
Direkt şirketi arıyorum… Şirket ellerinde 25 kiloluk tüp olmadığını ancak boş tüpü getirirsem, doldurabileceklerini bana iletti. İşten çıktım eve gittim. Dışarıda yağmur var. Tüpü aldım arabaya yerleştirdim. Islak olan tüpten dolayı arabanın arka koltuğu pisliğe battı. Şirkete gittim. Şirkette çalışan işçi yemek arasında olduklarını ve öğleden sonra gelmemi söyledi.
İşim gücüm yok ya… Her canım çektiğinde işten kaçıp, özel işlerimi halletme şansım olduğu düşünülüyor herhalde…
Bir markete geçip küçük bir tüp aldım… İdareten yaşıyorum…
***
Devam edelim…
Evime ilk taşındığım zaman Lefkoşa Türk Belediyesi’nden evime su bağlanmasını talep ettim. Ekipler gelip evime, “kontörlü hat” benzeri bir şey olan bir sistem koydular. Ödemelerimin düzgün olduğunu ve kontör yüklemeli su hattı istemediğimi onlara belirtmeme rağmen, ellerinde başka bir şey olmadığını bana bildirip, kontörlü su hattını evime bağladılar. Buraya kadar bir sorun yok…
Dün akşam, evimde suyun bittiğini fark ettim. Dikkatsizlik ve unutkanlıktan dolayı, evime su gelmediği için gecenin bir yarısı evden çıkıp, Lefkoşa’da iki noktada bulunan 7/24 hizmet veren kontör yükleme noktalarına doğru yola çıktım.
Dışarıda yağmur var… Camları açamıyorum…
Yollar kapkaranlık. Soğuk dolayısıyla arabanın camları buğulanıyor. Karanlıktan dolayı hali hazırda yolu zaten görmüyorken, bir de camda oluşan buğulanmadan dolayı önümü göremiyorum.
Yol dediğin şey de tarladan farksız. Önümü de göremediğim için bir çok çukura düşüyor, her çukurda “acaba bu kez lastiği patlattım mı?” diye düşünmeden edemiyorum…
Kredi kartına para yatırabilmek için bir bankamatiğe gidiyorum… Bankamatikte oluşan bir arızadan dolayı işlem yapamıyorum. Başka bir bankamatiğe gitmek için tarladan bozma yollarda biraz daha yol alıyorum.
Bir başka bankamatiğe gidip işlem yapmaya çalışıyorum ki aynı sorun onda da varmış…
Israrcıyım tabii… Yıkanmak gerek… Ağır aksak biraz daha araba sürüp 3’üncü bankamatikten sorunumu hallediyorum… Sıra, Lefkoşa Türk Belediyesi’ne ait fidanlığın önündeki cihaza gidip, karta kontör yüklemeye geldi…
Hava soğuk, yağış azaldı…
Kartı hazneye yerleştiriyorum. O da ne? Cihaz kartı okumuyor, 10 dakikaya yakın uğraştıktan sonra, vazgeçip Belediye binası önündeki cihaza gitmeye karar veriyorum…
Biraz daha araba sürüyorum. Bu arada 45 dakika geçmiş durumda…
Belediye önüne vardığımda yine aynı sorunla karşılaşıyorum. Bina içinde mesaisini yapan bir zabıtayla karşılaşıyor ve durumu ona aktarıyorum.
İnternette yaşanan bir sorundan dolayı hizmet veremediklerini söylüyor adam. Evde su olmadığını ve yıkanabilmek için ne yapabileceğimi sordum.
Bilmediğini söyledi adam haklı olarak.
Dağdaki bayrağın parıldamasını takip ederek, eve döndüm… Her şeye rağmen o bayrak hiç sönmedi… Halen yanıyor…
Kartı su vanasındaki yuvaya taktığın zaman “avans su” veriyormuş… Deneye yanıla öğrendim. Beni bir gün idare edecek su depoya doldu ve günü tamamladım.
***
Trajikomik değil mi? Her gün bu ve buna benzer sorunlarla uğraşıyoruz sayın okuyucu… Sadece ben değil… Sen de uğraşıyorsun. Bir düşün bakalım…
Sonsuza dek yaşatacaklarını söyledikleri bu yapıda, her gün aynı şeylerle didiniyoruz…
Yollarda su birikintileri, elektrik kesintileri, internet arızaları, şirket politikaları, iş koşulları…
Bu kadar basit şeyler daha ne kadar zor olabilir?
Çıldırmamak elde değil!