Covid19 salgının başlamasından sonra ekonomik ve sosyal olarak en çok etkilenen iki alan nedir diye düşünürsek bunların turizm ve eğitim olduğunu söyleyebiliriz.
17 aylık Covid-19 tecrübesinin Kıbrıs’a yansımasına baktığımızda turizm konusunda ne kadar açık olursak, eğitim konusunda da o kadar sıkıntı yaşadığımızı görüyoruz. Ne kadar ada dışından insan gelişine olanak sağlanırsa, örgün eğitim programlarında o kadar aksama yaşanıyor.
2020 Mart ayından itibaren okullarda eğitim uzaktan yapılıyor. Bunun yeni kuşaklarla ilgili sosyal, psikolojik etkileri olduğu kadar, geleceği kuracak olan çocukların bir o kadar da nitelikli eğitim olanaklarına erişiminde sıkıntılar yaşanmaktadır.
Son günlerde 160 civarında vaka yaşandığını hesaba kattığımızda, aslında vaka sayılarının aşağıya çekilmemesi durumunda okulların açılmasının çok daha yaygın bir salgın durumunu yaratacağı kesindir. Bununla beraber, salgın ve etkilenen kişilerin sayısının yukarıya dönük olmasının okulların açıldığı 4 hafta sonrasında yeniden kapanmalara yönelik zemin oluşturması ve ekonominin çok daha ağır eklenmesi kaçınılmaz olacaktır.
Turizm Bakanlığı verilerine baktığımızda 2021 yılında, Ocak – Haziran ayları arasında TC ve diğer ülkelerden gelen toplam yolcu sayısı 63 bin 106 kişidir. Bu rakam Covid-19 salgını öncesi dönemde 128 bin 734 ziyaretçi gelen Ocak 2020 tarihindeki rakamın yarısına denk gelmektedir.
Hal böyle olunca, aslında yurtdışı uçuşların sağladığı durumun ekonomik faydasının da son derece sınırlı olduğu görülmektedir.
İstatistik Kurumu rakamlarına göre 2019 yılında gayrisafi milli hasılada Otelcilik sektörünün payı %11,7 oranındaydı. Ancak 2021’ın ilk yarısındaki toplam rakamın düşüklüğü göz önüne alındığında ekonomik faydanın son derece düşük olduğu ortaya çıkmaktadır. Cari fiyatlara göre baktığımızda 2,5 milyar TL etkiye sahip olan otelcilik sektörünün hacminin 2019’ın oranına göre %10’una sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Ödemeler dengesinde turizm 2019 yılında 954,5 milyon dolar hacme sahipken, bugün bu rakamında aynı eğilimde olması aslında 2021 yılı için mevcut turizm faaliyetlerinin ekonomik getirisinin 100 milyon doları aşamayacağını öngörmek mümkündür. (Gri ve kara para faaliyetlerini bu noktada öngörmek mümkün değildir)
Hal böyle ise, bir buçuk senedir çocukların kaliteli eğitime erişememesi ve bunun yarattığı sosyal maliyetlerin (ailelerin çocukların eğitimini üstlenmesi vs.) aslında son derece sınırlı olduğu ve pire için yorgan yakmak anlamına geldiği ortaya çıkmaktadır…
Tabii ki çok daha detaylı olarak hesaplanması gereken ve yurtdışı uçuşların getirdiği etkinin belirlenmesi önemlidir. Ancak çok sınırlı bir araştırmayla ortaya çıkan sonuç, turizmin eğitimin önüne geçmesinin doğru bir politika olmadığıdır.
Temmuz ayının sonuna ulaşırken, erken zamanda önlem alınmaması durumunda çocukların nitelikli eğitime erişmesi ile ilgili bir yıl daha kaybedilme riski açıktır. Bu konuda aşılamanın yaygınlaştırılması ile birlikte, akılcı önlemlerin alınmaması durumunda geleceğe dönük önemli bir kayıp daha yaşanacağı tartışılmaz bir gerçektir.
Okumayı, yazmayı, sosyalleşmeyi, arkadaşlarıyla oyun oynamayı dahi tam anlamıyla öğrenememiş bir nesil yaratmanın gurur duyulacak bir tarafı olmaz.