Barcelona Sözleşmesi’nin 22’inci Taraflar Konferansı’nda konuşan BM Genel Sekreter Yardımcısı Joyce Msuya, Akdeniz’de yağışların iklim krizine bağlı olarak yüzde 30 azalacağına ve orman yangını riskine dikkat çekti. Sulardaki ısınma nedeniyle birçok türün yok olmanın eşiğinde olduğunu belirten BM temsilcisi ‘Değişen iklime dayanıklı bir yapı kurmak için Barcelona protokolleri ülkelerin kanun ve mevzuatlarına ekleme zamanı gelmiştir’ dedi.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Joyce Msuya, sulardaki ısınma nedeniyle mercanların yok olduğunu, birçok türün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, “İklime dayanıklı bir yapı için her şey mevcut. Aradaki boşluğu doldurmak için buradayız. Bu protokolleri, ulusal düzeyde uygulama, ülkelerin kanun ve mevzuatlarına ekleme zamanı gelmiştir” dedi.
Msuya, Akdeniz‘in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi‘nin 22. Taraflar Konferansı (COP22) Bakanlar Oturumu’nda, Akdeniz’in korunması için yapılan çalışmaların önemli olduğunu, bölgedeki yağışların yüzde 30 azalacağını tahmin ettiklerini söyledi.
Yaban hayatının büyük sıkıntı içinde olduğuna dikkati çeken Msuya, şunları kaydetti:
“Çünkü orman yangınları çok artmış durumda. Bu durum sürdürülebilir olmaktan çok uzak. Biyoçeşitlilik krizi buna eklendiğinde Akdeniz’de deniz içerisindeki avcılarının yüzde 50’sini kaybetmiş olacak. Isınma nedeniyle mercanlar yok oluyor. Birçok tür şu anda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Tüm bunlar deniz içindeki habitatın ortadan kalkmasına neden oluyor, bu denizi de öldürür. Bu türler endemik oldukları için başka yerlere göçmeyecekler ve yaşayacak yer bulamazlar. Biyolojik çeşitliliğin azalması Akdeniz’deki sosyal yapısının, refahının bozulmasına da sebep olur.”
Msuya, bu durumu düzeltmek için 45 yıldan bu yana BM Çevre Programı ile yol haritası uyguladıklarını, yedi protokolle Barselona Konsorsiyumu kurduklarını bildirdi.
‘Protokolleri ulusal kanunlara ekleme zamanı’
Bölgedeki çevresel faktörleri geniş perspektifte ele aldıklarının vurgulayan Msuya, “İklime dayanıklı bir yapı için her şey mevcut. Bunun için aradaki boşluğu doldurmak için buradayız. Bu protokolleri, ulusal düzeyde uygulama zamanı gelmiştir. Ülkelerin kanun ve mevzuatlarına ekleme zamanı gelmiştir. Kıyılarda, denizleri koruma hedeflerine böyle ulaşabiliriz.” diye konuştu.
Msuya, bölge için davalarının bu olduğunu, doğayla barışmak gerektiğini belirterek, ellerindeki gücü bölgenin geleceği için hayata geçirmek gerektiğini kaydetti.
UNEP Çevre Koordinatörü: Akdeniz’de ana yetki alanı genişletilmeli
BM Çevre Koordinatörü (UNEP) Tatjana Hema da COP21’de yapılan çalışmaları ve COP22’de yapılan ve yapılması planlanan çalışmaları anlattı.
Taraf ülkelerin program kapsamında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum‘un iş birliğiyle deniz atıklarının bertarafı konusuna çalıştıklarını aktaran Hema, Barselona Sözleşmesi’nin uygulanmasını güçlendirmek istediklerini söyledi.
Somut temelli kararların alınmaya devam edeceğine dikkat çeken Hema, Akdeniz’de ana yetki alanlarının genişletilmesinin çok önemli olduğuna işaret etti: “Hepimizin ciddiye aldığı çalışmalar yapıyoruz. 2023 yılında Kalite Raporu’nu düzenleyeceğiz. Bu, bizim için önem taşıyor. Akdeniz’in durumunu bu verilerle duyurabileceğiz.” ifadesini kullandı.
Akdeniz’de atık su arıtımı ve çamur arıtımı, plastik atığının önlenmesi için mutabık kaldıklarını aktaran Hema, COP22’de küresel biyoçeşitlilik gündemiyle yeni bir strateji uygulayacaklarını vurguladı.
Programda, COP22 Gençlik Etkinliği’ne katılan Türkiye’den Faik Yetkin, İspanya’dan Aina Pujol, Mısır’dan Asma Tarek de konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından konuşmacı gençlere ödülleri verildi.