Özetin özeti
1) Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün sebebi Kıbrıs Türk tarafının tutumu olduğu kayıtlara geçti.
2) İkinci bir görüşmenin önümüzdeki aylarda yapılacağı duyuruldu.
3) Birinci görüşmede, katılımla ilgili ön şart yokken, ikinci görüşmede ortak parametrelere dair önşartlar olup olmayacağı henüz belli değil.
4) Türkiye, “pozitif gündemle” toplanacağı düşünülen AB Liderler Zirvesi’nde Gümrük Birliği konusundaki genişlemesi, mülteci konusunda işbirliği gibi konularda karşılık alması için muhtemelen Kıbrıs’taki yeni durumun yaratacağı zorlukla karşılaşacak.
5) Türkiye AB ilişkilerikonusunda geri adım atar gibi yaparak Gümrük Birliği konusunda yeni kazanımlar elde etmeye çalışacak.
6) Ancak, AB’nin Gümrük Birliği konusunda Türkiyeye yeni haklar vermesi karşılığında Kıbrıs konusunda BM parametrelerine geri dönmesi, kaybolan eşeği yeniden bulmak anlamına geleceği için karşılık bulması zor ancak ilk göstergeler ve genel sekreterin yakında zamanda yeniden görüşme talebini buna yormak mümkün.
Sonuç
Masada Türkiye’nin çıkarlarına göre hareket eden bir Kıbrıs Türk tarafı oldu. Bu tavır Türkiyeye çok birşeyler kazandırabilir ama Kıbrıs Türk tarafının kendi iradesi ile kendi geleceğini kurabilme kabiliyeti olacağı konusunda kuşkuları derinleştirdi.
Kıbrıs Cumhuriyetinden kaynaklanan egemenlik haklarımız diye diye geldiğimiz noktada siyasi irade cüceleşti, artık etkisi azalmış pazarlık kozuna dönüştü.
Kıbrıs Türk toplumu ise görece konfora sahip rehinelerden farkısz bir durumda…
Muhteşem bir başarı…
Daha önce adanın efendisi olacakken, yarım adanın rehinesi olmak herkesin harcı değil…