Mağusa Belediyesi Bandabuliya, Kıbrıs Sanatçı ve Yazarlar Birliği ve Işık Kitabevi’nin ortaklaşa düzenlediği, 30 Yıl Mahkumiyetin Ardından İlhan Sami Çomak isimli söyleşi ve şiir dinletisi etkinliği, 3 Mart 2025 Pazartesi günü, Blckbrd Social’da, 4 Mart 2025 Salı günü ise Mağusa Bandabuliya’da gerçekleştirilecek.
Şair İlhan Sami Çomak, 1994 yılında, 21 yaşında Türkiye’de bir üniversite öğrencisiyken hakkında hiçbir somut delil bulunmamasına rağmen tutuklanarak, 30 yıl 3 ay 6 gün hapse mahkum edilmişti. Çomak 30 yılın ardından 26 Kasım 2024’te özgürlüğüne kavuşmuştu.
Şair tahliye sonrası şu paylaşımı yapmıştı:
İlhan Sami Çomak gözaltında ve daha sonra da tutukluluk sürecinde işkenceler gördü. Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde yargılandı. Davası altı yıl sürdü. Hakkında getirilen çeşitli iddialardan dolayı idama mahkum oldu. Ancak idam cezasının kalkması sebebiyle cezası müebbet hapse çevrildi.
Türkiye’de Yargıtay 2000’de Çomak’ın cezasını onadı. Çomak 2001’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu ve DGM’de askeri hakim tarafından yargılandığını, hakimin tarafsız olmadığını, bu nedenle de adil yargılanmadığını belirtti.
AİHM, 2006’da Çomak’ın adil yargılanmadığına hükmetti ve Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum ederek Çomak’ın yeniden yargılanmasına karar verdi.
AİHM kararı sekiz yıl gecikmeli uygulandı. Sekiz yıl aradan sonra İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Ocak 2014’te yeniden yargılanma talebini haklı buldu. Çomak 11 Mart 2014’te tekrar mahkemeye çıktı. Devam eden süreçte tutuksuz yargılanma talebi reddedildi. Çomak yeniden müebbet hapse mahkum oldu. Yargıtay somut hiçbir delil bulunamamasına rağmen cezayı bir kez daha onandı.
Çomak’ın “Günaydın Yeryüzü”, “Geldim Sana”, “Açık Deniz”, “Karınca Yuvasını Dağıtmamak”, “Hayattayız Nihayet” ve “Hayat Seni Çok Seviyorum” adlı kitapları yayımlandı.
“Şair Olmama Koşullar Sebep Oldu”
Özgürlüğüme kavuşmasının ardından Bianet’e konuşan Çomak, şunları söylüyordu:
“Benim 30 yılım cezaevinde geçti. Ama cezaevine girmemiş olsaydım bugün bir şair olarak benimle bu kadar insan konuşmayacaktı. Hele de Kürt bir şair olarak. Devletin gözünde ‘suçlu bir Kürt’, sizlerin gözünde Kürt bir şairim. Tabii bir seçenek verilseydi, ‘şiir mi, hayat mı?’ diye, ben hayatı seçerdim. Benim şairliğim biraz koşulların sebebi oldu. Şiir yazma isteğim ve yeteneğim vardı, ama ben o koşullarla şair oldum. Yapılabilecek en iyi şey, en doğru söz şiirle mümkündü ve ben de şiiri seçtim, o da beni seçti. Ve sanırım buna hakkıyla cevap verdim. Çok çok çok cüzi miktarda da olsa, şiire bir katkı sundum. Hiç olmazsa cezaevinde insanların üretici etkinlikle belli bir yere ulaşabileceğine dair işaret fişeği çaktım.”
