İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Kıbrısın kuzeyindeki enflasyon rakamlarına göre son 12 ay içinde gıda fiyatlarındaki artış %66,76 seviyesinde oldu.
Ocak ayında ise elektrik ve su fiyatlarında herhangi bir zam olmamasına rağmen yakıt, gaz fiyatlarında ve konut harcamalarındaki (kira vs.) artış %13,94 oranında artarak bir yıl içinde endeks %44,07 seviyesine ulaştı.
Ulaştırmada ise 12 aylık artış %88,52 seviyesine ulaştı.
Sabit gelirli kişilerin giderlerinin önemli bir bölümünün bu harcamalar olduğunu düşündüğümüzde, aslında 12 ay için %53,36 seviyesinde olan enflasyonunun, sabit gelirli kesimde çok daha yüksek hissedildiği tartışmasız bir gerçek…
Önümüzdeki dönemde fiyatların düşme eğilimine gireceğine dair umut verici bir gelişme henüz yok. Hatta Ukrayna’da krizin derinleşmesi, TC’nin ekonomi politikalarında hala arka kapıdan dolar satarak kuru dengede tutma hevesi, elektrik ve su faturalarında yapılması beklenen artışlar ekonomik gelişmeler açısından rahatlamaktan çok daha fazla kaygılı olmaya ikna ediyor.
Yoksullaşmaya neden olan sorunlar karşısında savunmasız bir durumdayız. Malesef, bununla ilgili kısa ve uzun dönemli bir strateji oluşturulmuş değil.
Belli ki, hükümet eliyle yoksullaşmaya karşı mücadele edecek bir politika geliştirilemeyecek. Belki de, meclis içi veya dışındaki sol için temel hareket noktası zaten sonuç alıcı olması oldukça güç olan kktc bürokratik mekanizmasını çalıştırılması için gün gele seçim kazanıla deyip beklemek yerine; en kısa zamanda, yoksullukla mücadele konusunda gayri resmi çaba gösterecek, sivil toplum, siyasi partilerin ortaklaşacağı bir yoksullukla mücadele dayanışma ağı yaratılmalı…
En azından yardıma en fazla ihtiyaç duyanlara, dili, dini, yurttaşlık durumu farketmeksizin sürdürebilir çözümler sunacak somut bir alan yaratılır. Krizin bedeli bürokratik mekanizmada yok olmasını seyretmek yerine, hayata dokunmanın mümkün olacağı ve sadece “bağış” yapmanın ötesinde, dönüştürücü bir yaklaşım sergilenebilir.