Seçim sonuçlarından çıkarılacak sonuçları daha detaylı rakamlar yayınlandıkça tartışmak daha yerinde olacağını düşünmekle beraber, seçim dönemi boyunca “boykot” tavrını benimsemiş ve konuyla ilgili birçok şey söylemiş olarak bir iki kelam etme zorunluluğum var. Özetle:
1- Boykot belki de ilk kez bu kadar yoğun bir şekilde tartışıldı. Bunun acı sonuçları olacağı biliniyordu. Ancak, baraj altı kalan sol partilerin bu sonucu almasının sadece boykot neticesi ile olduğunu söylemek gerçekçi değil.
2- Sol partiler arası CTP seçime en hazır partiydi, aday seçimi çok kesimden rahatsız olan kitleyi çekmekte başarılı oldu. Bu açıdan CTP’nin meclis içinde kendine biçtiği rolü güçlendirmesi açısında başarısı önemlidir.
3- BY’nin oyu dikkate değerdir. Ancak 2018 seçimlerine kıyasla TKP – BKP oyunun oransal toplamı ile TKP – BY oy oranı toplamı arasında büyük fark olmamıştır. Muhtemelen, BY – TKP – TDP’nin ortaklaşamamasının sonucu olarak meclis yoluyla siyaset yapma tercihindeki CTP dışı yapılar zayıflamıştır. Bu birlikteliğin ortaya çıkamamış olmasının zararı bu partilere olmuştur. Bu noktadan sonra tek başına mücadelenin getiri ve götürüsü daha dikkatli düşünülmelidir.
4- CTP’nin bu noktadan sonra sadece meclis içine değil, meclis dışındaki sola karşı da görevleri olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Sol dayanışmanın ne biçimde ve hangi sınırlarda gerçekleşeceğine dair bir tartışma sürecinin yaşanması bir ihtiyaç olarak akılda tutulmasında yarar var.
5- Boykot siyasi iklime dönük rahatsızlıkların açıkça ortaya çıktığı bir durumu gösterdi. Bu rahatsızlığın iyi niyetli bir biçimde irdelenmesi faydalı olacaktır. Siyasi partiler bu konuda nasıl tavır geliştireceği önemlidir.
6- Oluşacak hükümet biçimleri ve reform kapasitesinin yetersiz olacağı açıktır. O açıdan kurulacak hükümetin, TC seçimlerine paralel olarak bir geçici hükümet olacağı açıktır. 2023’den önce herhangi bir dönüştürücü sürecin gerçekleşmesi oldukça düşüktür. Bu yüzden 2023 sonrası bölge siyasalarını tahlil edip solun bu koşullar içinde nasıl pozisyon alacağı önemli olacak.
7- Seçimde vekil olarak seçilen ve seçilemeyen dostlarımız var. Seçim dönemi süresince boykot tepkisini ortaya koyarken, onların konuya dönük “anlayışları” bence not edilmelidir. Bu farklı mücadele anlayışlarına sahip insanların diyalog zeminini devam ettirebilmesi için bir fırsattır. Bu fırsatı kalıcılaştırmak hala daha önemlidir.
8- Seçimin sonucu ne olursa olsun yoksullaşma, ekonomik kriz, faşizm gibi sorunlar hala daha vardır. Bunlar bir günde çözülmeyecektir. Seçim bir gün ancak mücadele her gün devam edecektir. Mesele dönüştürücü bir siyasi ortaklaşmanın kurulmasının gerekliliğidir. Sonuçlar bunun aciliyetini daha açık olarak göstermiştir.
9- Solun genel oyu artmıştır. Bu önemli bir göstergedir. Önemli olan bu artışı konsolide edebilmektir. Bunun için çok boyutlu stratejik yaklaşımlara sahip olmak ve gündemi sürekli belirleyebilmek gereklidir. Bu koşulları gerçekleştirme görevi temelde siyasi partilerindir. O yüzden ilk adım oradan gelmelidir.
10- Seçim sistemi kötüdür. İşbirliği yapmadan seçime girmek istenilen sonucu vermemektedir. Geniş bir ortaklık olsaydı bugün farklı koşullarda olacağımız açıktır. Mevcut seçim sisteminin ittifaklara olanak sağlayan ve dar bölge seçimine izin verecek şekilde değiştirilmesine yönelik en azından fikirsel düzeyde olsun çalışmalar yaparak kabul edilebilir bir çözüme ulaşmasını sağlamak muhtemelen gittikçe azalan katılım düzeyine yönelik trendi değiştirmekte faydalı olabilir.