Aktaran: İbrahim Beyazoğlu / DAÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Gazeteci
Beklenmedik elektrik arızası nedeniyle dün Mağusa Sosyal Konutlar karanlığa gömüldü.
Ama esas hikâye bu değil.
*
Kötü haber; elektrik akımı kaynaklı bir sorun yüzünden elektrik telleri kopmuş. Yol ortasındaki kopmuş elektrik tellerini bir an kafanızda canlandırmayı deneyin lütfen. İyi haber; teller koptuğu esnada, yoldan geçen yoktu. Sadece alevler yüzünden bir otomobilde ufak çaplı maddi zarar meydana geldi.
*
İş olsun diye ya da yaratıcılıkları kısıtlı olduğundan birçok gazeteci olur olmaz her kazaya “Allah korudu” diye başlık atar. Ancak kimi zaman iddia edildiğinin aksine durum bu kadar vahim değildir. Ancak bu kez, bu olay özelinde, o malum başlığı atsalar abartmış sayılmazlar.
*
Arıza yüzünden mahallede ufak bir yangın çıktı. Sağa sola saçılan elektrik telleri yüzünden halk yangına müdahale etmekten korktu. Sadece alevlere toprak atmakla yetindiler. Bunun yerine itfaiyeyi aradılar. Fair enough.
*
Devlet henüz meydanda yok. Belli ki ot bitene kadar beygir ölecek, bizim muhit sakinleri kendi imkânları ile olaya müdahale ettiler.
*
Günün kahramanı: Mağusa halkı.
*
İş başa düşünce, konu komşu elektrik tellerinin düştüğü yerin etrafını paletler ve kasalarla çevirerek orayı trafiğe kapadılar. Muhtemel bir riskin önüne geçtiler. Bilhassa Ekomar Süpermarket personeline teşekkür etmek gerek. Görüyorsunuz işte. Yürüdüğümüz yollar hep dikenli.
*
Neyse uzatmayalım. İtfaiye gelip yangına müdahale etti. KIB-TEK personeli arızayı gidermeye çalışırken, polis akşam trafiğini tek başına yönetmeye çalıştı. Hatta olay mahalinin hemen kenarına park ettiği motosikletinin mavi ışığını açtı.
*
Bir detay: Mahalleye ilk gelen itfaiye oldu. İtfaiye bence adanın kuzeyinde işinin hakkını veren ender kurumlardan zaten. Sonra da trafik polisi. En son KIB-TEK avdet etti. Çünkü arıza yaşandığı esnada KIB-TEK Korkuteli’nde başka bir arıza ile meşgulmüş.
*
Mahalle sakinleri KIB-TEK’e telefonla ulaşıp haber verene kadar akla karayı seçmişler. Bir türlü ulaşamamışlar
*
Öte yandan, halkın dediklerine göre resmi yetkililer müdahale etmekte biraz geç kaldılar.
*
Yine de herkes üzerine düşeni az çok yaptı. Kimse elini taşın altına sokmaktan çekinmedi. KKTC’de pek rastlanmayan bir durum.
*
Toplumsal bazı hastalıklarımız bir kez daha tekrar etti. Bunlar öngörülebilir şablonlar.
Keşmekeş sürerken en çok polis zorlandı. Halkımız polis memuruna çok zor anlar yaşattı. Çünkü bazı işgüzarların bariyerlere rağmen trafiğe kapalı yerden geçeceği tuttu. Homojenlik düzeyi yüksek bir kamusal sorumsuzluk. Bazı sürücüler trafiğe kapalı alandan geçmelerine izin vermeyen trafik polisiyle tartıştı. Buna anlam veremiyorum.
*
Polise kızan bu insanlar en temel hakları ve özgürlükleri hakkında bir an bile olsa durup düşünmüyorlar. Ama muhtemel elektrik kaçağının tam ortasından geçmeyi özgürlük sayıyorlar. KKTC’de işler böyle yürüyor.
*
Bazı inatçı sürücüleri caydırmak için trafiğe kapalı alanda elektrik kaçağı olduğunu söyledim. Bazılarını sadece “elektrik kaçağı var, çarpılırsınız” diye uyarmak yeterli oldu. Sürücüler geri vitesi atıp hemen uzaklaştılar.
*
Bu durumlarda, son çare olarak, kamu yararı için, hep aynı şeyi söylerim. Yani abartırım. Felaket tellallığı maalesef bazen işe yarıyor. Filozof Kant olsa beni kınardı herhalde.
*
Tüm bu keşmekeş esnasında tanıdık bir simaya rastladım: Gazze’den gelen Filistinli öğrencim. Çok sevindim. Küçük köpeğini gezdiriyor. Malum, geleneksel eğitime dönüş çalışmaları sürüyor.
*
Akşam saat 8 gibi elektrik geldi. Mahalle süt liman. Bir terslik yok.
*
Fiber optik kabloya geçiş zamanı gelmedi mi?