“Müfsit niyetli yayın yapma” İngiliz kolonyal dönemde EOKA hareketi ile kontrolü kaybeden Britanya İmparatorluğunun Kıbrıs’ta sömürge idaresini devam ettirerek ada tutunmak için ceza yasasına eklemişti.
Her ne kadar da, Britanya bu konuda ısrarcı olsa da; daha o zamandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınan mevzu süreç içinde ifade özgürlüğüne yapılan sınırlandırmaların ötesine geçerek, Britanya’nın sadece Kıbrıs değil, sömürgeleştirilen halkların özgürleşmesine yönelik adım atmasına olanak sağlamıştır. İfade özgürlüğüne yapılan bu sınırlandırma, bir imparatorluğun çöküşünü getirmişti.
Bu sürecin yaşanması, tarihte halkların özgürleşmesini mümkün kılmıştır. Ancak, bazıları farklı sömürgeciler tarafından, özgürlüklerini tam anlamıyla yakalayamamıştır.
Kıbrıslı Türkler malesef bu şanssız topluluklardan biridir. Adanın ortak kaderini tayin hakkının militarist çözümlerle kontrol altında tutulması bunun temelidir. Adanın kuzeyinde siyasi iradenin birçok alanda gölgelenmiş olması, sıfatı “Kıbrıs Türk liderliği” olan, ancak görev ve sorumluluklarını deniz ötesine sadece bir emir kulu olmak olarak gören mevki sahipleri yaşanan durumun sorumlularıdır.
Bence, bugün Abdullah Korkmazhan’ın “müfsit niyetli yayın yapmaktan” yargılanmasını bu çerçeveden ele alınmalıdır.
Bununla beraber, sosyal medya paylaşımlarının mahkemede delil olarak kullanılmasının kaynağının ifade özgürlüğüne zarar vermeyeceği iddia edilen “Bilişim Yasası” sayesinde mi gündeme alınıp, alınmadığı da dikkate alınmalıdır. Çünkü durum böyleyse, bazılarımızın bu konuda kendini yeniden ifade etmesi gerekeceği açıktır.
Ne olursa olsun, eğer ki arzulanan muhaliflerin, farklı düşünenlerin, biat etmeyenlerin sesini kısmaksa, yaptıklarının sonuç alıcı olmayacağı açıktır. Kendimize has ifade ve iradeye yöneltilen müdahalelere karşı durmak on yıllardır damarlarımıza işlediğinden, korku politikalarının sonucu olacağına da inanmıyorum.
Tarih, muhaliflerin ifadesini kısıtlayarak kontrol altında tutma girişimleri güneş batmayan bir imparatorluğu dize getirdiğini bizlere göstermektedir, başka “imparatorluk” hayalleri olanlara Mark Twain’in aforizmasını hatırlatmakta yarar var: “tarih her zaman tekerrür etmez ama bazen kafiye yapar.”
#korkmuyoruz #Susmayacağız