Hellim konusunda ciddi bir sorun yaşanıyor. Coğrafi tescilin Kıbrıslı Türkleri dahil etmeyerek onaylanacak olmasının temel nedeni “geleceğe” diyerek yürümeye başlanan iki devletli ayrılıkçı modeldir.
Bugün Mayıs TV’de Damla Dabis Ozel’in programında Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, siyasi parti temsilcileri, dışişleri ve Cumhurbaşkanlığının dahil olduğu bir toplantıda bu konuda iki devletli stratejinin bir sonucu olarak Hellim’in coğrafı tescili ile büyük bir kayıp yaşandığının konuşulduğunu açıkça dile getirdi.
Hellim’in Kıbrıs toplumlarının her ikisine de özgü olduğu açıktır. Ancak, yanlış politik hareketler ve farazi hayallerin bizleri getirdiği noktayı da ortaya koymaktadır.
Süt ürünleri ancak ağırlıklı olarak hellim, kktcnin sınırlı ihracatının 2018 yılında %45’ini, 2019 yılında %47sini, 2020 yılında ise %42’sini oluşturmakta, temel ihracat kalemi olduğu görülmektedir. Gerçekleşecek olan bu hata, temel ihraç ürününe karşı büyük bir zaafiyet yaratmaktadır.
Bu durumda, ekonomik örgütler, AB’yi protesto etmesi anlaşılır olmakla beraber, Kıbrıslıtürk yetkili makamlarının da yürüdükleri gelecek yolculuğuna dair söyleyecekleri sözleri olup olmadığı önemli olacaktır. Sonuçta, hellimin coğrafi tescilinde oyun dışı kalmış olmak temel bir diplomatik başarısızlıktır. Bu başarısızlığın sebebi ise Kıbrıs sorununda çözümsüzlük siyasetinin temel bir düstür olarak belirlenmesidir.
Malesef, akademik egzersiz olarak bile ciddiye alınması güç bir iddia olan “egemen eşitlik” tezi üzerinden, temelde Türkiye’nin meşru gücü arkasına saklanıp, diplomatik kayıplar yaşarken sadece başka sorumlular icat edince kimse ikna edilmiş olmuyor. Kaybeden Kıbrısın kuzeyinde yaşayan insanlar oluyor.
Aklı selim davranılacağına dair umut dahi olmayan bu koşullarda, daha neler kaybedeceğiz acaba ?