Bir ihtimal vak ki, ne kadar zor olsa da, ne kadar uzak olsa da o ihtimali harcamayın.
Özker Hoca’yı anımsayın, bir an da olsa.
Bir kahve yudumlar iken, ya da bir kadeh rakı eşliğinde.
Belki yüz yılların acılarına tanıklık yapmış, sokakların hüznü vurur yüreğinize.
Onun zalime dikilişini düşünün, onun onurlu duruşunu ve onuru ile gidişini anımsayın.
Ve bir yudum daha alın kahvenizden, ya da hüzün sardı ise yüreğinizi, bir kadeh daha devirin.
Siz belki bilmezsiniz ama ben iyi bilirim, onun esaret kanserinden gidişini.
Onun ihaneten gidişini, onun halkı uğruna gidişini.
Bir ben bilirim, bir de onu satanlar bilir!
Onun da peşine katiller taktılar.
Onun da “yoldaşlarını” satın aldılar ve can evinden vurdular.
Onun naaşı başında, onu satanları ağlar iken gördüm ve sustum.
Onun anılarını, mücadelesini anlatan kalleşleri gördüm, hem de gözlerimin içine baka baka.
“Bu memleket bizim” diye bağıranların önünde koşanlar idi.
Ama Ankara’ya da kuyruk sallamaktan da geri kalmayanlar idi!
Onlar anlatıp, ağladıkça, ben Nil’lin timsahlarını görür oluyordum!
Zalim’in karşısına bu güne kadar, kaç Kıbrıslı Türk Lider dikildi?
Zalim’e hangi lideriniz terbiyeli ol dedi?
Kıbrıs Türk Toplumu’na yapılan hakaretlere, koltuklarda oturan hangi babayiğit cevap verdi?
Afrika Gazetesi’ne talimat ile yapılan faşist saldırıya kim gövdesini gösterdi?
Sayın Akıncı aslında Afrika’yı değil, Kıbrıslı Türklerin değerlerini savunmak için gövdesini gösterdi.
“Meclis”in damına kadar çıkıp öldürme naraları atan faşist’lerin karşısına kim çıktı?
O size barış vaatlerinde bulunan, emek en yüce değerdir diyen, solculuktan, demokrasiden,Kıbrıslılıkta mangalda kül bırakmayanlar, kafalarını “meclis”in hangi odasına sokmuşlardı?
Dört kitap aşkına, bütün giden iyi yürekli insanlar aşkına, hanginiz buna cevap vereceksiniz?
Şimdi bir yiğit daha dikildi zalim’e karşı.
“Ben bir defa ölürüm.” diyor.
Hadi bunu da harcayın.
Bir ihtimal vak ki, ne kadar zor olsa da, ne kadar uzak olsa da o ihtimali harcamayın.