#Evdekal diyerek kaç gün geçti bilmiyorum. Bu süre içinde çalışma odası esas yaşam haline geldi. Şimdi dışarı çıkma zamanı yaklaşırken, odada temizlik yapma kararı verdim.
Çalışma odasını temizlemek demek, bir süredir oda arkadaşı gibi yaşadığım ve gün geçtikçe büyüyen örümcek ağı konusunda da bir karar vermek anlamına geliyor.
Odanın esas hakimi olarak temizlik kararı verdiysem, ağın temizlemem mi gerekir? Temizlik, örümceğin yaşam alanına bir müdahale, diğer taraftan, yaşam alanını oluşturması konusunda bir karar oluşturduğumuzu da söyleyemeyiz.
Elimde süpürge, örümceğin geleceğini düşünürken, biraz da örümcek gibi düşünmeye başladım. Örümcek kendine bir yaşama ağı seçmiş, bunu benim çalışma odamda yapmış ve benim onun yaşam alanımı korumam karşılığında, o da odadaki sinek ve karıncalardan beni koruyor.
İlk anda iki tarafın da kazançlı çıktığı bir ilişkimiz var gibi geliyor. Sonra, konuyu biraz daha detaylı düşündüm. Örümcek bu görevi gerçekleştirmek için adi bir yöntem kullanıyor. Böceklerin fark edemeyeceği ağına düşürdüğü sinek ve karıncaları yok ediyordu. Üstelik benim karıncalarla ilgili bir sorunum yok. Tam tersine karıncaları severim. Durup durduk yere örümceğin karıncaları tüketmesine sessiz kalmışım bunca gündür. Sineklere gelince, duygularım biraz daha karışık. Sonuçta, Mağusa’da yaşayıp sinekleri seven birinin olduğunu duyamazsınız. Sinek dediğiniz şey, boka batan, ota konan, kaşındıran, rahatsız eden, vızıldayarak sinir bozan bir böcek. Ancak, bizdeki sinekler öldüren cinsten değil. Rahatsız eder, sinir eder, olmamasını tercih edersiniz. Hiç faydaları yok diyemeyiz. Mesele Çiçekleri polenlerinin yayılmasına yardımcı olurlar.
Favori böceğim olmamaları, örümcek tarafından ağa düşürülüp yok olmalarını gerektirir mi?
İşte bu noktada, aslında çalışma odasında dost bildiğimiz örümcek konusunda tarafsızlığımın çok daha doğru olmadığını fark etmeme sebep oldu. Tam süpürge derneğini elime alıp, bu odaya hakim güç olan benim, sinekler ve karıncalardan tarafım diye düşünüp örümcek ağına doğru yönelmiştim ki, beynim benimle oyunlar oynamaya devam etti.
Bu sefer birkaç günün gündem maddesi olan şu Diyalog TV’de Besim Tibuk’un ifadelerinin Erdoğan’a olan RTÜK tarafından kapatılması mevzusu geldi. Sinek, karınca, örümcek ve ben ilişkisini aynı şekilde düşünebilir miyiz diye içinden geçirmeye başladım..
Bu ilişki içinde, örümcek Erdoğan iktidarını temsil ediyor.
Sinek Diyalog TV, karınca ise özgür basın ve bu çerçevede belki de Afrika Gazetesi olabilir mesela.
Diyalog TV, kendini var edebilmek için neler yapmadı ki ?
Kendini savunmak için karıncaları bile örümceğe yem etmeye kalkmış bile olabilir. Boka batmış, midemizi bulandırmış, rahatsız etmiş, vızıldamıştır.
Görmemek duymamak için önlem dahi almış olabilirim. Ancak, sineğin polenlemeye faydası olduğu gibi Diyalog’un da çok sesliliğe katkısı var diyebiliriz. Sinek bu faydasının farkında değildir. Diyalog TV de farkında değildir. Ancak, çok seslilikten taraf olmak sinekler ile karıncaların ifade alanını aynı anda koruyabilmek demek.
Sinek, örümcekle işbirliği yaptı diye örümceğin ağında yok olmasına razı olduğumuzda, karıncalar mı güçlenir yoksa örümcek mi güçlenir? Örümceğin ağı büyüdükçe tehlike altında olan karıncalar olmaz mı? Hal böyle olunca, tarafsızlığı seçmek doğal olarak örümceğin tarafında olmak anlamına gelmez mi?
Bu sorular kafamda dolanırken, örümceğe tanıdığım alanın haddini aştığını daha iyi kavramaya başladım.
Hal böyle olunca, süpürgenin ucu ile örümceğin ördüğü ağını dağıttım. Sinekler bizi öldürmediği sürece güçlendirir diye düşündüm.
Siz de temizlik yaparken, bunca düşüncenin arasında boğuluyor musunuz bilmiyorum ancak, ben odadaki örümcek ağından kurtulmaktan yana taraf olmak gerektiğine inanıyorum. Böcek hakları konusunda da mağdurun yanında olmanın etik bir gereklilik olduğuna inanıyorum. Tarafsızlığın ise sadece örümceğe fayda sağlayacağına inanıyorum.
Tam her şey bitti çalışma odasındaki temizlik tamamlandı diye düşünürken, bu sefer odadaki ampule gözüm takıldı. Ancak, bugün için temizlik konusunu kapatıyorum. Odadaki ampul konusu da bir başka yazının konusu olsun.