Halkın Partisi üye ve sempatizanları kişisel sosyal medya hesaplarından, önceki Cumhurbaşkanları’nın da bağımsız olarak seçime girdiklerine yönelik açıklamalar yapmaya başladı.
“Bağımsız” Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay’ın “bağımsızlığı” tartışma konusu olmaya devam ediyor. Sosyal Medya’da birçok insanın Özersay’ın ve dolaylı olarak Halkın Partisi’nin “bağımsızlık” iddiasıyla ilgili eleştiriler sunmasına, Halkın Partisi üye ve sempatizanlarından savunmalar geliyor.
Sosyal Medya’da paylaşılan bazı iletilerde, Mehmet Ali Talat’ın, Derviş Eroğlu’nun ve Mustafa Akıncı’nın da seçimlere bağımsız girdiğine yönelik ifadeler bulunduğu ve dolayısıyla yapılan “bağımsızlık” eleştirisinin komik olduğu belirtiliyor.
GazeddaKıbrıs’ın yaptığı araştırmada, Mehmet Ali Talat’ın, seçildiği 2005 yılında Cumhuriyetçi Türk Partisi adayı olarak halkın karşısına çıktığı, koltuğu Derviş Eroğlu’na devrettiği 2010 yılında ise bağımsız aday olarak yarıştığı tespit edilmiştir.
Aynı şekilde Derviş Eroğlu da 2010 yılında seçildiği Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ulusal Birlik Partisi adayı olarak yarışmış, ikinci kez yarıştığı ve koltuğu Mustafa Akıncı’ya devrettiği 2015 seçimlerinde ise bağımsız olarak aday olmuştu.
Yapılan araştırmada, daha önce aday olan Mehmet Ali Talat ve Derviş Eroğlu’nun seçime girdikleri ikinci yarışlarında bağımsız olarak yarıştıkları tespit edilmiş, bunun gerekçesi olarak da hali hazırdaki görevlerinin Cumhurbaşkanlığı olması belirlenmiştir.
Öte yandan direkt bağımsız aday olarak 2015 yılında seçime giren Mustafa Akıncı’nın ise Toplumcu Demokrasi Partisi’ndeki görevlerinden 2009 yılında ayrıldığı ve 2009 yılından günümüze kadar bağımsız olarak hareket ettiği bilinmektedir.
Cumhurbaşkanı bağımsız olmalı
kktc Anayasası’nın 101’inci maddesinde “Cumhurbaşkanı partili ise, partisinin kararları ile bağlı değildir, bağımsız hareket eder. Cumhurbaşkanlığı ile parti başkanlığı aynı kişide birleşemez” ifadeleri kullanılmaktadır.
Hal böyleyken, GazeddaKıbrıs olarak Halkın Partisi üyelerine anımsatmak isteriz ki, hali hazırda seçilmiş bir kişi, yeniden aynı göreve aday olurken bulunduğu pozisyon gereği bağımsız aday olarak yarışmaktadır. Çünkü görevi teslim edene kadar resmen o pozisyonda görev yapmaya devam etmektedir.
Öte yandan Halkın Partisi’ndeki başkanlık görevinden istifa eden ama Dışişleri Bakanlığı’nı halen Halkın Partisi adına elinde bulunduran Kudret Özersay’ın böyle bir pozisyonu bulunmamaktadır.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı görevine seçilmemiş bir kişinin “bağımsız”lık iddiası ve Halkın Partisi’nin de “bağımsız” aday Özersay’a destek vermesi, kktc tarihinde daha önce görülmüş bir örnek olmadığının bilinmesi gerekmektedir.