Birkaç gün önce yayınlanan Financial Times gazetesi, Türkiye Maliye ve Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’ın ABD’de iş insanları ile yaptığı görüşmeye yönelik yorumları paylaştı.[i] “Bugüne kadar bir maliye bakanında gördüğüm en kötü performanstı” şeklinde Albayrak’ın sunumunu değerlendiren bir yatırımcı, Türkiye ekonomisine yönelik umut vermekten uzak bir tablo çizdi.
Türkiye hükümeti yurt dışından yatırımcı çekmek için ciddi enerji sarf ederken, diğer taraftan ödemesi yaklaşan borçların ödenmeme ihtimalinin artık ciddiye alınan bir olasılık olarak görüyor. Takas faiz oranlarındaki anormal artışın etkisinin yanında, yıl sonuna kadar önemli bir miktar kısa vadeli borç ödemek zorunda. Aynı zamanda da Türkiye, İstanbul’daki seçim üzerinden yeni bir maceraya yelken açıyor. Gerileyen ekonomik performansın, “dış güçlere” yüklenilmesi için İstanbul seçimini tekrarlamak, Haziran’daki seçimde ise dış güçlere karşı mücadele ederek, mağdur ama mağrur bir galibiyet arayışında olacağı bir sürece hızla yaklaşıyor.
Yükselen işsizlik, artan borç stoğu, ekonominin yavaşlamasını iktidarın kendine yüklemek istemediği bu süreçte, yavaş yavaş başlayan kur hareketlerinin, haziranda hızlanması ve ağustos ayında da daha derinlikli bir krize dönüşmesi son derece olası.
Türkiye Merkez Bankası rezervleri Nisan başında 28,1 milyar dolar civarında seyrediyordu. Takas işlemlerinin rezervleri etkilediğine yönelik Merkez Bankası açıklamasından sonra uzun dönemli olarak müdahalenin etkilerine baktığımızda, aşağıdaki gibi bir tablo ile karşılaşıyoruz.
Merkez Bankası verileri kullanılarak, Financial Times gazetesinin yaptığı bu analize göre, net yabancı varlıkların (mavi grafik) Mart sonu dengeye geldiğini görüyoruz ancak eğer “takas” işlemleri yapılmasaydı, net yabancı varlıklardaki seyir dibe doğru gidecekti. Başka bir deyişle, swap işlemleri ile Mart sonu gelen krizin önüne geçmek adına müdahale gerçekleştirilmiş ve yeni bir denge sağlanmıştır. Ancak buradaki gelişmeyi açıklarken kullanılabilecek en doğru ifade, swap işlemleri ile ülke döviz kazanmadığı sadece daha fazla “borçlandırıldığıdır.” Özetle günü kurtarmak için çok riskli bir borç ilişkisi içine girildi ve bu kırılganlığı daha fazla arttırdı.
İşin vahimi Türkiye’nin bilinen kısa dönemli (12 ay) borçları şu an 177 milyar dolar civarındayken, Merkez Bankasının mevcut döviz varlıkları 28,1 milyar nakit ve 48,9 milyar da nakit dışı varlıklardan oluşmaktadır. Toplamda 77 milyar dolar civarındaki varlıkların; borç ödemesine yetişmeyeceği açık olduğundan ciddi bir dalganın artık önlenemez olduğundan eminiz.
Peki öksürdüğünde hasta olduğumuz Türkiye ekonomisi bu durumdayken Kuzey Kıbrıs’ta durum nedir ?
Türkiye Cumhuriyeti mevcut döviz krizine girerken, kamu tarafından sigortalanmış KKTC bankalarının batması ve onları yeniden finanse etmesi mümkün görünmüyor.
Uluslararası piyasalarla doğrudan yapılandırmaya yönelik ilişkiye giremeyeceğimiz ve TL bölgesinde kendimiz için tek taraflı politikalar oluşturamayacağımıza göre ekonominin batmaması için uygulanacak gerçekçi tek bir yöntem kalır.
Alternatifleri tartışmadığımız sürece Kıbrıslı Rumların birkaç yıl önce yaşadığı adımların benzerini uygulanması muhtemeldir. Yani belli bir eşiğin üstündeki depozitlere “tıraşlama” yaparak; bankaların yeniden yapılandırılması yoluna gidilmesi olasıdır.
KKTC Merkez Bankasının hali hazırda TC merkez bankasının kontrolünde olduğunu düşündüğümüzde, saç tıraşı çok gerçekçi görünmektedir. Saç tıraşının siyasi kararını “dörtlü koalisyon hükümeti” alamazsa, muhalefetin bu görevi üstlenip üstlenmeyeceği konusunda cevabın ne olacağını tahmin ediyorum.
Ancak gündemde parkların projesini kim çizdi gibi absürt tartışmalar olduğundan, kuvvetle muhtemel siyasi seçkinlerimiz gündemine bu konuyu aldığında gecikmiş olabilir. O yüzden alternatif çözüm konuşacak zamanımız kalmayacağından, onlarca küçük esnafın kepenk kapatmasına, onlarca yıllık çalışmanın birikiminin bir gecede el konulacağı bu “sorumluluğu” alan süslü cümlelerle bize krizi anlatacaktır.
Bu noktadan sonra birileri ya dümeni ele alıp “güvenilir limanın” o kadar güvenilir olmadığını deklere etmelidir ya da gemi yüzeydeyken çalan keman seslerini susturup konuya dair başka bir çıkış arayışına girmelidir.
[i] https://www.ft.com/content/98aa9800-5d2c-11e9-9dde-7aedca0a081a