• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Çarşamba, Aralık 10, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
13 °c
Nicosia
14 ° Per
14 ° Cum
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör

Gece yarısı notları II – Hasan Yıkıcı

Hasan Yıkıcı Hasan Yıkıcı
16 Aralık 2018
Okuma Süresi: 3 dk
A A
0
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Durdu, uzun uzun baktı. Evin salonunu kapsayan sessizliği bozmak istemezcesine usulca yanaştı. Gözlerini üzerine dikti. Hafif bir gülümseyişten sonra, “Gözlerime bak” dedi. Gözlerine baktı. Gözlerinin içinden tüm geçmişi hızla geçerken (hayal kırıklıkları, ihanetler, aldatmalar, aldanmalar, kendinden kaçmalar, kendi için kaçmalar, kendine kaçmalar, kendinden geçmeler, sayıklamalar, hastalıklar, yalnız bırakılmalar, yalnız bırakmalar, kazık atmalar, kazıklanmalar, bağırışlar, kavgalar, ezilmeler ve ezmeler, başarısızlıklar, yenilgiler, hep yanlış yola sapmalar, kırılmalar -ki en çok da tutunduğu dallar kırılıyordu- tutunamamalar, çığlıklar, pislikler, geceleri sokakta bir başına bırakılmalar, geceleri sokakta birilerini bir başına bırakmalar, panik ataklar, yüzlerce cevapsız çağrılar, yüzlerce çağrısız cevaplar, soruları tükenmiş cevaplar, cevaplarını bulamamış sorular, hastane köşeleri, yurt koridorları, yarım bırakılmış kitaplar, hiç başlanmamış kitaplar ve kaybedilmiş kavgalar, kolililer, sık sık yer ve yurt değiştirirken eşyalarını taşımak için yaptığı koliler, eşyalarını kaybettiği yolculuklar, anılarından eksildiği yollar, kendinden eksildiği, fazlalaşırken yoksunlaştığı yollar, kavuşamamalar ve ayrılamamalar, havaalanları, otobüs garları, iskeleler, iç hatlar ve dış hatlar, içine döktüğü küller, dışına atamadığı zehirler ve daha bir çok uğultu ve sis içinde kayboluşlar, bulamamalar)  “ağzın süt kokuyor çocuk” dedi. Bunu hep derdi! 

Bir süre sohbet ettiler. Sohbete başlamalarıyla sanki de hayatlarında bir parantez açılmıştı. Sohbet biteli çok oldu ama parantezi kapatmayı unuttular. Şimdi kapatılmamış parantezin içine dünya dolusu hiçlik akmakta. Akarken bir afete dönüşüyor, varolamama afetine. Kapılıyor, sürükleniyor ve gidiyor.

*** 

Durdu, uzun uzun baktı. Artık kapalı bir kutuya dönüşmüştü. Aynanın kaşısında “gözlerime bak” dedi. Gözlerinin içinden hiçbir parantez açılamıyordu. Saplanıp kalmıştı. Kendisine ait olmayan, kapanamayan parantezlerin arasına, başkalarının hikayesinin içine, kendinden verdiği ve kendinden olmayan ne varsa oraya.

Hiçbir şey aramadı. Kendini bile. Çünkü bulamayacağını biliyordu. 

Hiçbir şey beklemedi. Kendinden bile. Başarılı olmak gibi bir gayesi, iktidar sahibi olmak gibi bir arzusu ve aile kurmak gibi geleneksel, çelimsiz istekleri olmadı hiç.  

Bir şeye sahip olmadığı için kaybettiği bir şey de olmadı. 

Ama dostları tarafından terkedildiği oldu. Doslarını terk ettiği de.

Ardından birlikte olduğu kadınlar tarafından terkedildiği de oldu, terk ettiği de. 

Yarım bıraktığı kitaplar da oldu -yarım bıraktığı sevişmeler olduğu gibi-, kitaplar tarafından yarım bırakılmış olduğu da. 

Toplum içinde bir yere gelemedi, hah, toplum mu? Toplumu kim takar ki zaten. 

Ölüm gibi bir şey toplum. Toplu bir intihar ayini gibi. 

Kimliksizleştiren, silkleştiren, uysallaştıran. 

Halbuki o hep sınırda sürdü düşlerini, sınıra sürdü. 

Sadece hayaller kurdu ve özledi. Tüm düşlerin ve özlemlerin imkansız kılındığı bir zamanda o hakiki olanı hayallerde ve özlemekte buldu.

Onu hayatta tutan şey düşlerin yarattığı tutku ve özlemenin getirdiği hakikilik hissiydi. 

Bundan dolayı kumbarasında biriken tek şey hayal kırıklıkları oldu hep.

 *** 

Sık sık düştü ve yaralandı, düşleri ile yaşadıklarının gerilimi içinde.

Sık sık kayboldu ve parçalandı, özlemeleri ve kayıp giden zamanın içinde. 

Artık biliyor ağzının süt kokmadığını! 

Ama yine de çocuk. 

Birinin gelip fısıldayacağını sanıyor. 

Hasan Yıkıcı

Hasan Yıkıcı

Yersiz, yurtsuz...

Hayatlarımız artık eskisi gibi olmayacak!
Hasan Yıkıcı

Hayatlarımız artık eskisi gibi olmayacak!

Hasan Yıkıcı
10 Aralık 2025
Hasan Yıkıcı

Kurtarıcılarımızdan kurtulmaya ihtiyacımız var – Hasan Yıkıcı

Hasan Yıkıcı
7 Nisan 2021
Hasan Yıkıcı

Duygular seli içinden cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru – Hasan Yıkıcı

Hasan Yıkıcı
24 Ekim 2019
Hasan Yıkıcı

Aklın, vicdanın ve yüreğin sesi – Hasan Yıkıcı

Hasan Yıkıcı
13 Ekim 2019
Devam Et
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • KİTAP & KÜLTÜR & SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • KARŞI AKIM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • YAZARLAR
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.