50 yıl önce bugün, Mağusaya bağlı Muratağa, Sandallar, Atlılar köyleri ve Larnaka’nın Dohni köyünde; BM tarafından “insanlığa karşı işlenen suç” olarak nitelendirilen dehşet yaşandı.
Aynı gün, Maraş’a girildi, ardından tellerle çevrelen Mağusa’nın kapalı Maraş bölgesinden 14 Ağustos 1974 tarihinden itibaren zaman durdu.
Kıbrıs Türk tarafının resmi söyleminde “2. Barış Harekatı” olarak geçen 14 Ağustos 1974 tarihi kim ne derse desin, ada toplumlarının tarihinde acı bir gündür.
50 yıl geçtikten sonra iki toplumun ortak deneyiminde acı bir gün olan günü, bugün bir kesim sadece Maraş’a bakıp hüzünle anarken mezalime uğramış insanları hatırlamazsa, diğer taraf ise mezalime uğramış insanların acısını cümle içindeki bir detay olarak görüp bayram ilan ediyor.
50 yıldır acı bir günün seçilmiş unsurlarının önceliklendirilmesini hedef alan bir propagandanın etkisinde yaşayan Kıbrıslıların bölünmüş adalarında, geçmişteki acı bir günü bir bütün olarak ele alamıyor olmaları muhtemelen gelecekte ortaklaşma konusunda da adım atamamış olmalarında bir etkendir. Hatta, bugüne kadar yansımalarına baktığımızda Ağustos sıcağında elektriksiz kalmak bile geçmiş ile gelecek arasındaki bağlantıyı kuramayan, çaresizliğimizin resmidir.