GazeddaKıbrıs Ekonomi Masası: Ekonomide dün ne oldu bugün ne olacak ve yarına dair bir değerlendirme
DÜN
Dün sabah Türk lirası değer kaybetti. Değer kaybındaki sebep, ABD – Türkiye ilişkilerinde Rahip Brunson ile başlayan ve bakanlara yönelik varlık dondurma kararı ile devam eden süreç olmuştu.
Siyasi riskler ilişkilerin kötüleşeceği haberi anlamına geliyordu. Türkiye’nin ülke riskinin artacağı anlayışının piyasaya hakim olması süreci tetikledi.
Sabah erken saatlerde bu siyasi soruna sonuç alınamadığı için düşen Türk lirasının değerini korumak için TCMB iki önemli adım attı. Bu iki adım eş zamanlı değil ardı ardına reaksiyonel biçimde geldi.
Birinci adım piyasaya merkez bankası tarafından TL cinsenden önemli miktarda para pompalamak oldu.
Ancak yapılan bu adım karşılık bulmadı. Türk lirasında değer kaybı aynı şekilde devam etti.
Merkez bankası bu sefer ikinci bir adım atarak özel bankalar için önemli olan munzam karşılık faiz oranlarını değiştirdi.
Bankalara döviz rezervelerinde saklamak zorunda oldukları miktarı azaltarak, piyasaya yaklaşık 2 milyar dolar değerinde para girişinin önü açıldı.
Bu hareket psikolojik faktörlerin farklılığını gösterdi. Öncelikle bu hareketlerin uzun zamandır kaygı duyulan merkez bankasının sıkı faiz politikasını değiştirmeyeceği anlayışını hakim kıldı. Siyasi risklerin yanında Türkiye’nin pazar ekonomisinden ayrışarak kendi bildiğini okuma ihtimalinin yüksek olduğu anlayışını kuvvetlendirdi. Bu açıdan sermaye çıkışı çok daha hızlandı.
Siyasi gerilimin faturasının bu kadar ağır olmasının sebebi Türkiyeye yönelik güvenin düşük olması ile açıklanabilir. Bu da Türkiye’nin güven yaratacak siyasi açılımlar yapmasının gerekliliğini ortaya koyuyor.
Türkiye’de piyasaların kapalı olduğu saatlerde 1 Euro 6,18 TL seviyesine, 1 Dolar 5,42 seviyesine kadar ulaştı.
BUGÜN
Bugün sabah ise piyasalar açılmadan siyasi risklerin azaldığına yönelik haber piyasayı rahatlattı. Heyetler arası görüşmelerin sonucu hala daha bir risk unsuru olarak durduğundan sonuçlanana kadar eski dengeye gelmesi zaman alabilir.
Aynı zamanda ABD’nin İran’a yönelik adımları ve İran – Türkiye ilişkilerinin seyri, ticaret ile hamleleri sürecin geleceğe yönelik gelişmekte olan ülkelerin risk faktörlerini arttırıyor. Kurlarda dalgalanma beklentilerinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Ayrıca liradaki düşüş 2000 Ocak ayından itibaren ilk kez gelişen ülkeler para birimleri arasındaki ilişkide Türk lirası negatif bir seyir izliyor. Başka bir deyişle Türk lirası, gelişen ülkeler arasındaki en kötü performansı gösteriyor.
Bugün kur durumunu etkileyecek olaylar:
Erdoğan’ın bugün 14.00’da Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı ardından yapacağı açıklamalar dövizdeki seyri etkileyecek.
Hazine 5 ve 10 yıllık tahvil alımları kur durumunu etkileyecek.
Beklentiler ne yönde :
Dolar seviyesinin 5,24 bandının altına inmesi kritik eşiğin altına geldiğini gösteriyor. Bu aşamada merkez bankası yeni açıklama yapmayarak faizleri değiştirmeyeceğini söylemek mümkün.
Siyasi sorun kaynaklı kur dalgalanmasının, yeni bir açıklama ve kriz yaşanmadığı sürece yaşanmayacağını söylemek mümkün ancak, Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı açıklamalar piyasayı rahatlatacak nitelikde olmazsa ters etkiler yaşanabilir.
GELECEK
Şu an piyasadaki en büyük korku enflasyon (fiyatların artışı) ile ilgili Türkiye’nin çözüm senaryosunun olmaması.
Yatırımcılar enflasyonun düşeceğine ve kontrol edilebilir bir biçime geleceğine ikna olmadı.
Türkiye’nin enflasyonu aşağıya çekmesi için faiz azaltması lazım ancak bu politika işletilmiyor.
Düşük faiz politikası uzun dönemli kademeli yükselen faizle değişmesi gerekiyor. 4-5 senedir enflasyonla mücadele denilmekte ancak somut olarak faiz arttırımı yapılmamakta. Bu da yatırımcı endişesini arttırmakta.
Yatırımcılar faiz artışını görerek bu konuda Türkiyenin kararlı olduğuna ikna olmak istiyor.
Faizlerin artışı kur riskini azaltacağından fiyatların artışı (enflasyonun) azalacağı böylelikle yatırımcının süreklilik sağlayarak dengeyi sağlayabileceği var sayılıyor.
GazeddaKıbrıs Ekonomi Masası