Bilim, bilime karşı…
Bilim, bilimin düşmanı…
Bilim, bilimi reddeder…
Bilim, bilim değildir, diyalektik materyalizm olmayınca!
Olur mu öyle şey?!? demeyin, oluyor işte;
Kovid-19’un laboratuvarda, bilerek üretilen bir virüs olduğunu ve hiç de sanıldığı gibi tehlikeli olmadığını iddia eden bilim insanı hiç de az değil…
Aynı şekilde, buna karşı çıkan ve çok tehlikeli olduğunu, önlemler alınmazsa milyonlarca insanın öleceği uyarısında bulunan bilim insanı da az değil…
Alın işte;
Bilim, bilime karşı…
Bilim, bilimin düşmanı…
Bilim, bilimi reddeder…
Bilim, bilim değildir, diyalektik materyalizm olmayınca!
Bir kısım bilim insanı PCR testlerinin pandemiyi daha da yaygınlaştırmak için üretildiğini iddia etmektedir…
Başka bir kısım bilim insanıysa PCR test yönteminin pandeminin önlenmesi için elzem olduğunu savunur…
Anlayacağınız (hatta anlayamayacağınız!);
Bilim, bilime karşı…
Bilim, bilimin düşmanı…
Bilim, bilimi reddeder…
Bilim, bilim değildir, diyalektik materyalizm olmayınca!
Nihayet aşılar üretildi, markalar pazar dalaşına girdi. El altından, “onların aşısı kaka, bizimkisi cici” propagandasının aleti oldu bir kısım bilim insanı…
Başka bir kısım bilim insanıysa, “bu kadar kısa sürede aşı mı üretilirmiş?” deyip, karşı çıkıyor aşılanmaya…
Bir kısmı da, “hangi aşıya ulaşabilirseniz hemen aşılanın, hem hasta oranını, hem de ölüm oranını düşürün!” diye yalvarıyor…
Demek ki;
Bilim, bilime karşı…
Bilim, bilimin düşmanı…
Bilim, bilimi reddeder…
Bilim, bilim değildir, diyalektik materyalizm olmayınca!
Çünkü;
Kapitalizm her şeyi metalaştırmıştır. Yani, alınıp satılan bir ürün haline getirmiştir. Dürüstlük, ahlak, gurur, şeref gibi değerler kıymetini yitirmiş, bunların dönüştürüldüğü parayla değer kazanmaya başlamıştır insanlık…
İşte, bilim dediğimiz, sahip olanına da bilim insanı dediğimiz şey de satılığa çıkmış kapitalizmde; kim daha çok para eder yarışı başlamıştır kapitalist koşullarda.
Kimisi, doktor olmuş, başhekim olmuş hastahanesinin başına, kimisi sağlık bakanı olmuş ülkesinin. Hatta, NASA’da bile çalışanları varmış…
Konu sağlık diye, hep doktorlardan bahsetmemiz yanıltmasın kimseyi; diğer alanlarda da durum farklı değil.
Doktor olmuşlar, mühendis olmuşlar, ekonomist olmuşlar, filozof olmuşlar, siyasetçi olmuşlar… (diye uzatabilir ve aklınıza gelebilecek her türlü alanı katabilirsiniz bu listeye)
Ama, bilim insanı olamamıştır çoğu!
Çünkü;
Gerçek bilim insanı olmak için, öncelikle reddedebilmek gerekir kapitalizmi, hem teoride ve hem de pratikte.
Kavramak lazım, kapitalizm yıkılmadan bilim olamayacağını, bilime sadık kalınamayacağını…
Kapitalizm yıkılmadan, bilim değil sadece, ne şeref, ne gurur ve ne de haysiyet olamayacağını kavramak lazım.
Yani; gerçek bilim insanı olabilmek için aslında, diyalektik materyalizme sarılmak lazım.
Yani; bir yandan, “kapitalizm yıkılmadan çözülmez!” derken, diğer yandan, kitlelerin bu gerçeği kavramaları, örgütlenmeleri ve ayağa kalkmaları için hiç bir “düzen içi” kavgayı küçümsememeli, “tek yol devrim!” anlayışını, kitlelerin kavgasında, onlarla birlikte ve onların kavramasına olanak verecek günlük çalışmaları yapmalıyız.
Dünya genelinde pandemiden milyonlarca insanın öldüğü bir ortamda, pandeminin tekrardan tırmanışa geçtiği ve aşıların hayat kurtardığının kanıtlandığı bir ortamda aşı karşıtlığı, ister ahlaki nedenlerle, ister “kapitalizmi yıkmak lazım” diyerek olsun aşılanmaya karşı çıkmak, savaşta daha çok emekçi ölsün ki, kapitalizmi yıkma gerekliliği kavransın!” anlayışından pek de farklı değildir.
Kısaca;
Bilim, bilime karşı…
Bilim, bilimin düşmanı…
Bilim, bilimi reddeder…
Bilim, bilim değildir, diyalektik materyalizm olmayınca!