Sanatçı ve tasarımcı Umay Yılmaz Kutay’ın UNDay etkinlikleri kapsamında Ledra Palace Hotel’de yaptığı konuşmayı yayınlıyoruz.
Umut, barış, yaşam, insanlık. Size kendi hikayemi anlatayım.
“Yarım” bir başkentte büyüdüm. “Yarım” olma hissini kaçınız bilebilir? Aslında, bir yarı daima diğer yarıyı aramaya devam eder; ama bu yarımlık, aşk filmlerindeki kadar basit değil.
Tüm dünya globalleşirken, ben savaşı kutlayan bir kafa yapısıyla eğitildim. Daha da önemlisi, bana tanınmadığımı söylediler.
“Görünmez adam” olma hissini kaçınız bilebilir? Sonra birileri çıkıp “barış” hakkında konuşmaya başladı. Ben de denemeye başladım. Anlamayı denemeye. Empati geliştirmeyi denemeye. Kıbrıslılar olarak ayni gelecek kaygılarını duyduğumuzu ve bu sorunu da bizim neslimizin çözeceğini biliyorum.
Böylece eski güzel günleri yeniden hatırlayabileceğiz… Bir zamanlar birleşikken birbirimizin farklılıklarına saygı duyabildiğimiz günleri… Bu yüzden gelecek nesillerin ve gençlerin, çeşitliliğimize saygı duyarak; kendilerine güvenmeleri ve orjinal Kıbrıslı kimliklerine sahip çıkmaları için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Ben kendimi ifade edebilmek için sanatı seçtim. Dünyaya evim, kültürüm ve insanımla ilgili hikayelerimi anlatabilmek için. Aslında her zaman birleşik kültürel mirasımızın ve ortak tarihimizin gücünün farkındaydım. Bir zamanlar kardeştik. Bu yüzden sınırlar arkasında saklı kalan diğer “yarım” kardeşlerimi bulmak istedim.
Sanat sayesinde, onları tanıma, dinleme, saygı duyma ve anlama fırsatı buldum. Birlikte zaman geçirmek ve yaratmak, bize birlikte yaşayabileceğimizi gösterdi.
Federal bir yapıda, farklılıklarımız, köklerimiz ve insan haklarımızla; Birlikte yaşayabiliriz.
Yaşam. Bütün iniş çıkışlara rağmen, bu güzel adayı bir bütün olarak yaşamamız için bir umut var. İnsan, yaşamın merkezindedir. İnsanca düşünüp, güzel bir geleceğe bakıp; geçmişteki kötü anılarda takılı kalmayacağımıza söz vermeliyiz.
Yüreklerimizin pencerelerini yeni ve birleşik bir geleceğe açalım! En içten insaniyetimizle; her gün “sorundan” değil, “çözümden” bahsetmeyi öğrenmek zorundayız! Bu adanın insanları olarak, sınırları zorlamak, birbirimize ulaşmak, birbirimizi kucaklamak ve birbirimizi desteklemek için gücümüz vardır. Birlikte güçlüyüz, bölünürsek kaybederiz; bunu hepimiz biliyoruz.
Bu yüzden kendinize sürekli sormanızı isterim: Yarına ne bırakıyoruz?
Umarım cevabınız “çocuklarımızın tek bir kimliği olması” olur: Kıbrıslı.