Yaşamın çerçevesini belirleyip içinde en uygun yere kendimizi koymaya, koyduğumuz yerden memnun kalmaya, memnun kalmadığımızda sorgulamaya, sorgulayınca derinlere dalmaya, dalınca o bulanıklığın farkına varmaya, nefes almak için yüzeye çıkmaya uğraşmaya, bunların hepsine kendini anlama sanatı diyorum.
Bu sorgulayışın asla sonu gelmiyor ve tam anlamıyla cevabı yok. Zaten sanat da böyle uçsuz bucaksız değil midir? Belki incecik bir özgünlük çizgisi vardır, gerisi sonsuz.
Benliğimi tanımlamaya çalıştığımda, herşeyin bulanık olduğu derinlerde, özüme dokunan parçacıklar arar dururum. Önce özü dinlemek, anlamak, ardından da içime dokunan detayları toplayıp sırtıma vurarak bir yolculuğa çıkıyorum. İstikamet yüzey. En uzun yol.
Bu hissi yaşamışsan bilirsin, tam yüzeye yaklaştığın o son anda, yükün en ağırdır ve nefesin en sondadır. Bulanıklıklar arınmıştır ama son kalan gücünde bile sırtındaki yükü bırakmazsın. Taşıdığın yaşanmışlıklar, deneyimler, yaralar, insanlar, an’lar ve cevaplar, en ağır anındadır. Nefes alışında yaşam big bang efekti gibi, yeniden başlar.
Yükünle yüzeydesin. Yeni bir yer bulma çabasına başlamadan önce çok kısa bir nefes, varoluş hazzı anı vardır, kalp atışı düzelene kadar olan kısa sürede kendin olabiliyorsun. En öz yükünle, yüzeydesin, birkaç nefeslik bir an’da; kendinsin.
Sonrası hep arayış. Etrafta görünenler arasında kendini seçip, anlama arayışı. Gözün hep yolda gördüğün diğer arayıştakilerin sırtındaki yükte. Taşıdığını anlatabilenlerin, yüzeye çıkışı nasıl ifade ettiğini keşfedip, sendeki aynilikleri benimseme çabası. Zaten sanat da böyle karşılıklı ifade değil midir? Belki incecik bir sen vardır, gerisi sonsuz.
Anlamaya çalıştıkça yüzeyde salınanlara özenirim. Yükü hafif olana hayat ne mutludur.. Benim çok kısa bir nefes süresince görebildiklerim, sanki onlarda sonsuzdur. Tekrar nefessiz kalana dek, bulanıklıkta öz arayışı sürüp gider.
Benliğe yaklaştığın noktada, bildiğin tüm kelimeleri kullanarak hissettiğin şeyi anlatmak gayesi, yaşam boyu biriktirdiğin yük altında ezilir. Arayış, düşüş ve çıkış. Bunun bir yaşam döngüsüne dönüştüğünü anlama sanatı, dışavurulan tüm sanat türlerinden daha gerçektir.
Yaşamınla yüzeydesin. Sonrası hep arayış.