Bu makale ilk kez 8 Eylül 2020 tarihinde Haravgi Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazar: Tasos Perdios – Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu – Hazırlayan: Vula Harana
Aşağıdaki yazı bir tutarsızlıklardan seçmeler yazısıdır. Tümünü yazmak için sayfalar ister.
El Cezire Türk dostu ajandasına sahip bir ülkenin güdümünde olan bir haber ağıdır dolayısıyla ülkemize zarar vermek istiyor bu yüzden de yayınlarını önemsememek gerekir. Ama… devlet televizyonu kanalından siyasi mizah programlarına müdahale, yasak –hem de birkaç kez- demokrasiye ve tahammüle itibar göstermektir. Bilindiği üzere Hükümet “Kıbrıs Badadesleri” programını, midesine ağır geldiği için yayından kaldırdı.
Avrupa Birliği ilkeleri ve değerleri olan büyük bir ailedir vesaire vesaire. Ama AB burnunu Kıbrıs’ta dönen pisliklere sokmaya çalıştı mı da ülkenin çıkarlarına zarar vermeyi hedefleyen yabancı bir çıkar oluveriyor nedense.
Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs sorununu çözmek için müzakere masasına samimiyetle dönmek istediğini pratikte göstermek zorundadır. Ama biz müzakere masasından –hem de yalanlar uydurarak- kalkıp gitmiş olmamız konusunda hâlâ bir cevap vermiş değiliz.
Ruslar bize Güvenlik Konseyinde olsun başka mercilerde olsun hep destek olan stratejik partnerimizdir. Ama biz aynı zamanda ABD’nin ve AB’nin Rusya’ya karşı sefil planlarına onlara bağlı köpekler gibi hizmet ediyoruz. Hemen arkasından da Rusya’yla olan ekonomik ilişkilerimizden kurtarabileceklerimizi kurtarmak için koşturuyoruz.
İnsan hükümetin yaptıklarının neresinden tutacağını bilemiyor. Averof Neofitu meselâ, kamuoyu önünde pasaportlar rezaletiyle ülkenin inanırlığının zedelendiği açıklaması yaptı. Ama aynı anda da ilgili bilgilerin nereden sızdığını bulmak için Polisi Meclisin üzerine saldı. Sanki konu olan mesajın kendisi değil mesajı ileten hademeymiş gibi.
Politikanın uluslararası ilişkilerden dış politikaya ordan da okulların açılmasına kadar tüm düzeylerde bir tutarsızlık söz konusu.
Hükümet politikasının sahtekârlıklarının kendi içinde çatışmaya düşmesi zaten an meselesiydi. Son bir örnek daha vereyim mi? Geçen hafta Pazartesi günü Cumhurbaşkanı kendisini ziyaret eden Larnaka Belediye Başkanına açıkça Larnaka’da Kıbrıs Üniversitesi fakültelerinin açılmayacağını söyledi. Bahanesi günümüz Rektörlüğünün, kendisini, Larnaka’da fakülte açmanın 100 milyon maliyeti olacağı konusunda bilgilendirmesiymiş. Oysa eski rektörlük bu konuda Cumhurbaşkanına yanlış bilgiler vermişmiş. Aynı insan yani Cumhurbaşkanının ta kendisi 2 Mayıs 2019’da kamuoyuna karşı yaptığı bir açıklamayla “Larnaka’da Kıbrıs Üniversitesi fakültelerinin açılması Hükümetin değişmez ve kesin kararıdır” diyordu. Güya sorun Rektörün kendisinden ve Kıbrıs Üniversitesi İdaresinin Larnaka’da fakülte açılmasının akıllıca bir iş olmadığına inanmasından kaynaklanıyormuş. Pes yani! Politikayı belirleyenin ve uygulayanın okullar veya okul idareleri değil Hükümet olduğunu ne zaman anlayacaklar?
Başka bir şey söylemeye gerek var mı?